Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Dinle!.. Muzaffer kişinin yıkandığı o altın ışığın derin ve anlaşılmaz girdabından gelen sese kulak ver. TÜM DOĞA’nm sözsüz sesi, bunu ilan etmek için bin ayrı tonda yükseliyor:
Reklam
Onunla ne kadar bir olursan, onun Varlığında ne kadar erirsen, Ruhun ne kadar VAR OLAN ile birleşirse o kadar MUTLAK MERHAMET’e-” dönüşürsün.
Ey hevesli ve dürüst Ruhlu olan sen! Her şeyi duydun, her şeyi biliyorsun... Ve seçim yapmalısın. Onun için yine dinle.
Bundan böyle Yedi Kapı’dan beşincisi olan Virya Kapısından geçerken yolun açıktır. Şimdi seni Dhyâna limanına götürecek olan altıncı kapı Bodhi’ye uzanan yol üzerindesin.
Reklam
Ey Kendini Adamış olan, övgüden kaçın. Övgü seni, kendi kendini aldatışa götürür. Bedenin ben olan değildir, senin BEN’in senin içinde, bedensizdir ve ne övgüden, ne sövgüden etkilenir.
Sana hayat verecek olan kişiyi' daha ötelerde, bütün gölgelerin meçhul olduğu ve hakikatin ışığının solmaz bir ihtişamla yandığı Bilgelik Odası’nda ara.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Temmuz ayının başlarında kırsal bölgeler, Şamil'in bizzat dağ­lardan ineceği ve Telav'a saldırı düzenleyeceği dedikodularıyla çalkalanıyordu. Fakat Prenses Anna endişeli değildi. Yağan yağmurdan dolayı Alazani o kadar kabarmıştı ki nehri geç­menin imkansız olduğunu düşünüyordu. Ayrıca milisleriyle birlikte görevde olan kocasından haber
Reklam
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
ritim nasıl ortaya çıktı?
İlkel insan bir gece, mağarasında yatarken kulağını yere dayamış, uyumaya çalışır. Ancak tam sessizliği yakalamışken kulağıyla kafasını dayadığı taş arasında bir ses duymaya başlar. Korkup derhal kulağını taştan çeker ve ses kaybolur. Sonra tekrar kafasını yan çevirmiş şekilde taşa yatırdığında sesin yeniden geldiğini fark eder. Tekrarlanan bir sestir duyduğu. Eşit aralıklarla tekrarlanan kısa bir ses. Bu insan kalp atışını duymuştur. Ve insanın maymundan geldiğine dair en büyük kanıt olan taklit yeteneği devreye girer. İki cismin çarpışmasının sonucu olduğuna kanaat getirdiği sesi, eline aldığı bir taşı yere vurarak kulağından çıkan ritme uydurur. Bir süre kalp atışına uygun olarak yapar. Sonra kafasını yerden kaldırır ve sadece elindeki taşı aynı hızda yere vurmaya devam ederek nabzını taklit eder. Buradaki tek müzikal unsur tekrardır. Tekrar ritimdir. Ve ritim kulağın içinde duyulan kalp atışıdır. Daha sonra ilkel ses hızlanarak, yavaşlayarak başka ritimlere yol vermiştir. Ve insan tekrarlanan çarpışma seslerinin çeşitliliğinden günümüz davullarına gelmiştir. Hatta günümüz “drum’n’bass” stilini icat etmiştir...
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
_Deniz bitti. En az iki yüzyıldır milletçe tam bir mirasyedi gibi yaşadık. Artık sonu geldi. Alacaklılar kapıya dayandı. Günü gün ederek har vurup harman savurduk ve değirmenin suyunun nereden geldiğine zerrece aldırmadık. Duranın durduğu yerde hep durmaya devam edeceğini sandık. Onunla ayakta durmak yerine emsalsiz bir umursamazlıkla sırtımızı
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.