Konusuna bakınca ilginç bir kitap okuyacağıma dair umutlanmıştım fakat Kar Küresi beni o kadar hayal kırıklığına uğrattı ki. Zira ciddi anlamda sıkıntılar vardı kitapta. Kafama takılan çok şey oldu, muhtemelen hepsini de hatırlayamayacağım ama en belirgin olanlardan bahsetmek istiyorum ve yorumun spoiler içerdiğini belirterek
Hayat öyle güzel ki aslın’ da bu yaşa kadar yaşadığımızı sanıp aslına bakarsan yaşayamadığımız onca şey var. Kısa ömrümüze acıları ,çalışmayı ,mecburiyeti ,savaşmayı
mecbur bıraktılar. Yaşamak bu değil ,belki yaşamak için bir şansımız daha var başarmak ama içindekiler ölüp gittikten sonra yaşasan nolur diyor insan. Bu hayat değil,gerçekten beş para etmez zihinler yok olmalı…
İşte bu yüzden herkesi sevemiyorum…
Sait Faik bana kalırsa bir edebiyat balonudur. Şuan içinizden kızdığınızı biliyorum ama bu benim düşüncem. Okuduğum kitapları genellikle küçük küçük bir sürü hikayeden oluşuyor. Bu eseri de öyle yirmi tane küçük hikayeden meydana gelmiş. Her hikayede abartılı betimlemeler var. Okuyucunun kafasında hayal kurmasına izin vermemiş kendisi bizim yerimize düşünmüş. Hâlbuki kitapla sinemanın arasındaki en büyük fark da bu değil mi. Biri hazır düşünmeni sağlar diğeri okuduğunla hayal kurmanı sağlar. Ben çok artistik lafları sevemiyorum. Umarım linç yemem benim gibi düşünen birileri de vardır.
En beğendiğim hikayecik "haritada bir nokta" oldu. Tüm eserlerinin telif hakkını Darüşşafaka'ya bağışlaması ve Mark Twin cemiyetine Atatürk'den sonra seçilen tek Türk yazar olmasından ötürü her zaman saygım vardır bunu da belirtmek isterim.
Ayrıca burdan Sait Faik'in Abasıyanık kitabı diyen kıza selâm göndermeyi bir borç bilirim :) youtu.be/IgAJ-mvB7QE
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,5bin okunma
"Ben birilerinden tiksinerek, nefret ederek, öfke duyarak yaşamaktan artık yoruldum. Hiç kimseyi sevemeden yaşamaktan da yoruldum. Tek bir arkadaşım bile yok. Bir kişi bile. Dahası kendimi sevmeyi bile başaramıyorum. Neden kendimi sevemiyorum, çünkü başkasını sevemediğim için. Insan birilerini sevmek ve birileri tarafından sevilmek yoluyla, kendini sevme yöntemini bulur. Söylediklerimi anlıyor musun? Birilerini sevemeyen bir insan, kendisini de doğru dürüst sevemez. Hayır, bunun senin suçun olduğunu söylüyor değilim. Şöyle bir düşününce sen de o mağdurlardan birisin belki de. Sen de muhtemelen kendini sevmenin yolunu tam olarak bilmiyorsundur. Öyle değil mi?"
Babası sessizliğe gömülmüştü.
Asuman : Beni artık sevmiyorsun, öyle mi?
Mükremin : Ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. Hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. Seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. Yani bişey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, Asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu.
Asuman : Şimdi n'oldu peki?
Mükremin : Bilmiyorum Asuman, bilmiyorum.. Kalbim bir kuyunun dibindeki suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban. Yukarı tırmanmaya çalışıyor.. Ama ne yapsın? Kuyunun duvarları düz.. Kuyunun duvarları ıslak..
(Bir Demet Tiyatro - 144.Bölüm)
youtu.be/dYRKuZnEBmA
"Samimi olmayan öfkeyi bile sevemiyorum. Boş bakışları, bahaneleri, ben aslındaları, aklınızla dalga geçer gibi kurulan cümleleri, unuttumları, düşünmeden atılan adımları ve hesaba katmadan baştan davranışları da. Samimi olmayan hiç kimseyi ve hiçbir şeyi sevemiyorum!!!'
"Bitse ne olur, bitmese ne?"
Kitapla ilgili düşüncelerim yukarıdaki gibidir koçum, varsa bir itirazın kes tıraşı, arıza çıkarmadan ikile.(Sakin olun ironidir.)
Eğer bu incelemeyi kitabın kahramanı yazıyor olsaydı galiba böyle şeyler söylerdi. Kitap boyunca konuşma şekli böyle olunca ben de bu duruma dikkat çekmek için, bu şekilde
Bu tarz kitapları, bazı pis işleri haklı sebeplere bürüyüp normalleştirmeye çalıştıkları için sevemiyorum. ‘Kocam/karım beni zaten sevmiyordu o zaman evliyken de olsa hoooop başkasına gideyim ben’ kitabı bu. Bir de hastalıklı davranış o kadar masum, o kadar şirin gösteriliyor ki karakter artık şunu diyecek eşine: ‘ya evet seni aldattım ama bak bir görsen sen de seversin onu’. Köy yerinde aykırı davranışlarıyla köy hayatına uyum sağlayamayan Cemile’nin yaşadıkları anlatılıyor yazıyor kitap için. Yaşasın, daha kötüsünü yaşasın diyeceğim de, hiç de öyle olmuyor valla. Aksine en mutlu kişi Cemile oluyor ilginç bir şekilde. Cemile’nin yediği haltları başından beri bilen ve içten içe yengesine aşık olan kaynı da, arka çıkıyor ona köy yerinde. Köy yerinde yani dikkatinizi çekerim. Vay be!
Hiç keyifle dinlemedim kitabı ama başlayacak olanlara yine de iyi okumalar.
Hiçbir şey elimde değil
Sevmek istiyorum, sevemiyorum
Çarpıyor birbirine kalbimin kapıları
Gülmek istiyorum, gülemiyorum
Öne geçiyor acılarımın çizgileri
Sayfa 299 - Yapı Kredi Yayınları, 12. baskıKitabı okudu