Öncelikle Can Baba'nın "nev-i şahsına münhasır" şiirini irdelemek gibi amacı yok bu yazının. Amacım yazım süreci hakkında öğrendiklerimi kayıt altına alarak hem kendime hem de ilgilenenlere bir kayıt oluşturmak.
"Yazma", Can Yücel'in ilk kitabı. 1950'de kendi yayını olarak çıkmış ama kitabın çok daha eskiye dayanan öyküsünü
Erich Fromm’un her eseri başlı başına bir ders kitabı niteliği taşıyor desem yeridir. Hatta belki de kimi ülkelerde okutuluyor bile belki. ‘İnsana ve İnsanlığa Dair’ muhteşem öğütler veren Fromm, Sevme Sanatı adlı eserinde de ‘sevgi’nin her türlüsünü, sebepleri ve sonuçları ile birlikte ele alıyor. Adeta ‘Sevgi nasıl olmalıdır?’, ‘Nasıl sevilir /
... Türkiye'nin sosyal, ekonomik, siyasal sorunlarıyla, o zamanın moda deyimiyle, az gelişmiş ülkelerin dertlerine, Afrika kıtasının uyanışına eğilen programlar, belgeseller hazırladım. Bu programlardan biri, Erzincan'ın bir köyünde çocuğunu Tanrı'ya adayarak kurban eden bir adamın mahkeme tarafından verilen cezasının, dinsel inançlarının bütünlüğü, güçlülüğü gerekçesiyle temyiz tarafından hafifletilmesini ele alan bir belgeseldi. Bebeğin adını verdiğim program “Mızrap Çocuk", Türkiye'nin giderek ağırlaşmaya başlayan sorunlu ortamı gerekçe gösterilerek yayınlanmadı.
Okullarımızda sosyal idealler( insanlığı refaha kavuşturacak, barış ve sevgi içinde bir dünya, yoksulluğun, suçluluğun ortadan kaldırılması, çaresiz hastalıklara çare bulunması gibi) vermeyip sadece daha çok para kazanmayı hedef olarak gösterdiğimizden; sevgiden yoksun, mutlu olamayan, tatminsiz, kaygılı ve çıkarcı bir nesil yetiştiriyoruz.
Bir taraftan papanın Tanrı'nın temsilcisi, Ruhulkudüs'ün taşıyıcısı ve Kutsal Paul'ün vekili olduğu iddiası; diğer taraftan da insan hayatı için, hayatın içgüdü ve zevklerinin, maddî yaşamın, mal kazanma telaşının, insanın hedefi olmaması; insanın hedefinin onun Allah'la ilişkisini yenilemesi şeklindeki felsefeyi benimsemek ve ilan etmek, şu
Sevgili Kitap Dostları,
Bir duyuru yapmak isterim. 70 Yayın evi ve 100'den fazla yazarın konuk olarak katılacağı 2. Merzifon Kitap Fuarı 1-9 Nisan tarihleri arasında Merzifon'da gerçekleşecektir. 1 Nisan Cumartesi Boğazımdaki Yumrular'la Stand S-29 'da ben de kitap dostlarıyla birlikte olacağım...
Takip ettiğiniz bir çok yazar ya da kitaplar fuarda olacak. Detayları Merzifon Belediyesi sosyal medyalarından takip edebilirsiniz.
Sevgi ve aydınlıkla kalın...
Nietzche'nin hayatımın en verimli kanunu dediği amor fati, kendi kaderine duyduğu sadık sevgi, ona bu düşmanlığı sadece bir bolluk, başına geleni kurtuluş olarak hissetmiştim.
...
Oscar Wilde
Dostoyevski
...
Her ikiside isim olarak yazar, sosyal sınıf olarak soylu, hayatlarının burjuva alanlarından koparak hapishaneye düşerler.Ama yazar Wilde bu imtihandan havanda dövülmüş gibi un ufak olur, yazar Dostoyevski ise potaya dökülmüş cevher eriyiği gibi bundan ancak şekillenir.
...
Wilde mahkumların arasında onu kendilerinden biri gibi görecekler korkusuyla acı çeker, Dostoyevski ise sadece hırsızlar ve katiller ona kardeşçe davranmadıkları sürece acı çeker.
...
Wilde hapishaneden çıktığında bitip tükenmiştir Dostoyevski ise daha yeni başlamaktadır.
Sigortası olmayan, sosyal güvenceden yoksun ve evdeki paranın hakimiyetinden uzak olan kadın malsız mülksüz erkek emri altında yaşamaya mahkum bırakılmaktadır.
Sevgili dediğin,
Oturup ülke sorunlarını tartışa bilmeli seninle.
Çok politik, biraz da romantik olmalı tabii.
Toplumsal konulara değinmeli sevgi sözcüklerinde.
Sosyal olmalı yani.
The Two Gentlemen of Verona her ne kadar “gentlemen” sözcüğünü içerse de, buradaki kahramanlar erginlik çağına girmiş mükemmel birer centilmen olarak yetişmeleri, turnuvalara katılıp şövalyelik kurallarını ve konuşma üslubunu öğrenmeleri için saraya gönderilen varlıklı ailelerden gelen delikanlılardır.
Bu iki genç evlerinden ilk kez
“Kimsenin içinden çıkamayacağı şu Karamazov’lar deryasında suçlu ile suçsuzu, borçlu ile alacaklıyı ayırt etmek mümkün değil.”
Karamazov Kardeşler; yazarın son roman olma özelliğini taşır ve yayınlanmasının ardından yazarımız hayata gözlerini yummuştur. -adeta tamamlanan bir görev sonrasında piyasadan çekilme gibi değil mi?-
“İnsan gerçekten
Hani sıkça denk geliriz sosyal medya da veyahut hayatın bir çok yerinde. "Bir kitap okudum hayatım değişti." "Bir insanla tanıştım hayatım değişti." Normalde bu tür olaylara kesin bir cevabım olmadı hiç bir zaman. Genelde dinleyici kategorisindeydim. Bu yaptığımın ne kadar doğru olduğunu bu kitap sayesinde bir kez daha