Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BEĞENİ+RT?
•Ç• •Ço• •Çok• •Çok s• •Çok sı• •Çok sık• •Çok sıkı• •Çok sıkıl•
278 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
π-si-ko
Jonas Ramnerö ve Nıklas Törneke'nin beraber kaleme aldığı bir kitaptır. Hop hop hop! Kitap mı? Sadece kitap öyle mi? Aşağıya bak. Hey hey buradayım! Davranış bilimleri deyince aklınıza ne geliyor? 'Iıı, davranışları inceleyen bilim dalı geliyor.' Güzel ama biraz daha ayrıntılı bakalım. Davranış bilimleri, sadece kişinin öfkesini, mutluluğunu,
İnsan Davranışlarının Abc’si
İnsan Davranışlarının Abc’siNiklas Törneke · Litera Yayıncılık · 201751 okunma
Reklam
304 syf.
4/10 puan verdi
Bu konuya en ufak bir ilginiz varsa, okumadan geçmeyin derim
Kür Şad, Kürşad ya da Kürşat olarak birçok Türk çocuğuna ad olan bu isim nereden geliyor, aslı astarı nedir? İnsan merak eder! Bu destanı birçok kişi içeriğini bilmese de en azından duymuştur diye düşünüyorum; Kür Şad ve kırk eri... Ahmet Haldun Terzioğlu, 1960 Trabzon doğumlu, emekliliğine kadar devlet memurluğu yapmış, emekli olduktan sonra
Kür Şad
Kür ŞadAhmet Haldun Terzioğlu · Kripto · 2013589 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
Selamün aleyküm; Bana böyle bi esere inceleme yapmak bana düşmez, ben kim salavat kitabına kendi fikirlerimi katmak kim? Rabbim herkese okumayı nasip etsin böyle bi eseri, inci tanesini... Amin... Ben eserimizin kendi açıklamasını inceleme olarak bırakmak istiyorum merak edenler eseri; takdimeyi okuyarak ne denli mühim olduğunu
Açıklamalı Delailü'l Hayrat
Açıklamalı Delailü'l HayratCezuli · Semerkand Yayınları · 2012200 okunma
Yusuf sûresinde Cenâb-ı Hak buyurur: إن النفس لأمارة بالسوء İnne'n-nefse le-emmâratün bi's-sûi. "Çünkü nefs, olanca şiddetiyle kötülüğü emredendir." Kö tülük, fenalık, çirkinlik gibi ne kadar kötü haller varsa, hepsi bu nefs-i emmârede mevcuttur.
Galliyan
Galliyan Jab tak hum kisi ke humdard nahi bante na, Tab tak hum dard se aur dard hum se juda nahi hota Yahin doobe din mere Yahin hote hain savere Yaheen marna aur jeena
Reklam
Şeriatta lidere itaat nasıl olmalı?
Hadis-i şeriflerde Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kulağı kesik. Habeşli, zenci köle bile olsa liderimize itaat etmemiz noktasında bize emrediyor. Çünkü bizde liderin kişiliğine değil makamina itaat vardir. Şahsina itaat yoktur. Liderin hizmetçisi değiliz, liderin liderlik yaptığı makamın hizmetçisiyiz. Liderlik de maalesef günümüzde çok suistimal edilen konulardandır. Ashab-ı kiramın döneminde bile lider ligin suistimal edildiğine ya da edilmek istendiğine, Efendi miz sallallahu aleyhi ve sellemin bu konuda ikazlanı olduğu na dair bilgiler var. Sadece örnek olsun diye zikredelim: Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bir seriyye (küçük akıncı birliği) gönderiyor ve birliktekilere lidere itaat edilme si gerektiğini tembih ediyor Akşam bir yerde mola verili yor. Emir, ateş yakılmasını söylüyor ve yakılıyor. Emir: "Geçin karşımına, atlasın herkes bu ateşten!" diyor. Ko ca ateş, atlarken büyük ihtimal içine düşülecek. Bir-iki tereddüt ediyorlar. "Ne tereddüt ediyorsunuz? Resûlullah size demedi mi başınızdakine itaat edin diye? Tereddüt etmeye ceksiniz." diye çıkışıyor emir. "Atlarız, atlamayız." derken atlamıyorlar. Sonrasında Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme geri geldiklerinde meseleyi intikal ettiriyorlar. Şöyle buyuruyor: "O ateşe atlasaydınız, cehennemden çıkamayacaktınız! Çünkü itaat maruftadır." (Buhari, 7145) Maruf, örfe uygun şey demektir. Örf nedir? İslam ahlakıdır, İslam kültürüdür. Ma ruf olmayan şeye itaat yoktur.
İnsanın kişiliği, savunduğu bütün de- ğerleri tehdit eden ve kuşkuya boğan zihinsel bir çalkantıya ya- kalanmasına neden olan bir noktaya geliyordu. Artık insan yaşaminin değerini ve insan onurunu tanımayan, kişiyi iradeden yoksun bırakan ve (fiziksel kaynaklarından son kırıntısına kadar planlı olarak yararlandıktan sonra) imha eden bir dünyanın etki- si altında, kişisel ego sonunda değerini kaybediyordu. Toplama kampındaki bir insan, özsaygısını kurtarmak için bütün bunlar- la sonuna kadar mücadele etmediği takdirde, bir birey, kendine ait bir aklı, iç özgürlüğü ve kişisel değerleri olan bir varlık olma duygusunu yitiriyordu. Bu durumda kendini dev bir insan kitle- sinin sadece bir parçası olarak; varoluşunu da hayvan yaşamının düzeyine inmiş birisi olarak hissediyordu. İnsanlar, kendine ait bir düşüncesi ya da iradesi olmayan bir koyun sürüsü gibi, bir yerden diğerine, bazen birlikte, bazen ayn ayrı güdülüyordu. İş- kence ve sadizm yöntemlerinde ustalaşmış, küçük ama tehlikeli bir birlik, her yanımızı kuşatmıştı. Bu birlik, sürüsünü, bir an ara vermeksizin komutlarla, tekme ve dipçikle bir ileri bir geri gü- düyordu, biz koyunlarsa sadece iki şey düşünüyorduk: Kötü kö- peklerden nasıl kaçınacağımızı ve bir parça yiyeceği nasıl bula- cağımızı.
Kendin olmayı yeniden öğrenmen gerek - yıllar yılı unuttun onu yalnızca: Bunu da "koşullar"a, "hayatın akı- şı"na, "sorumlulukların'a falan bağlamaya kalkışma bahane bulmağa çalışma: Sendin, sendeki asıl senin anla- mını, önemini, değerini gözardı eden : korkaklıkla işin ko- layına kaçan... O işte şimdi hesabını soruyor o sahici senin, senden : ne yaptın sen sana?!...
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Kendin olmayı yeniden öğrenmen gerek — yıllar yılı unuttun onu yalnızca: Bunu da "koşullar"a/ "hayatın akı- şı"na, "sorunüulukların"a falan bağlamaya kalkışma — bahane bulmağa çalışma: Şendin, şendeki asıl senin anla­ mını, önemini, değerini gözardı eden : korkaklıkla işin ko­ layına kaçan... O işte şimdi hesabım soruyor o sahici senin, senden : ne yaptın sen sana?!...
Reklam
Doğrusu, alkolik olduğumu bile sanmıyorum. Evet, her gün bayılana kadar içebiliyorum. Ama atlar da koşuyor. Ko­ şan bir ata nasıl atlet denilmezse, benim her gün içki içmemi de alkolizme bağlayamayız. Bu bir tür, fizyolojik gereksinim değil benim için. Daha çok, örtüşme. En doğru tanım bu. Örtüşme. Unutmak ya da hatırlamak için de içmiyorum. Unutabileceğim ya da hatırlayacağım bir şey yok. Ne buna­ dım ne de bir ansiklopedik hafızayım. Gırtlağımdan aşağı akarken yemek borumu yakan, midemi ekşiten o sıvılara kar­ şı bir aşk besliyorum.
Aldatan kadın hoş görülür müydü? -Kocaya bağlıydı her şey. Kimileri gözlerini kapar ve za-yıflık gösterdikleri için lanetlenirlerdi: Boynuzlu kocalarla dal­ ga geçilmez, karılarına karşı yeterince kararlı davranamadık­ ları için suçlanırlardı. Böylesinden ne iyi bir asker olurdu ne de iyi bir vatandaş. Roma zihniyetinde, daima bir şef hikaye-si egemendir. Karınızı aşığıyla yakaladınız diyelim ki, o zaman canınız ne isterse yapabilirdiniz. En kolay çözüm, bütün kö­ leleri ve uşak takımını adamın üzerine işetmekti. En kökten çö­ züm ise, Abelard'ın başına gelenleri yaşatmaktı ona: Hadım edilmek. Son derece yasaldı bu.
Sayılar Melekler bazen bize, tekrar tekrar belirli sayıları önümüze çıkarak mesaj verirler. Arka arkaya aynı rakamları görüp du- ruyor musunuz? 111 veya 999 gibi? Ya da ne zaman saate gözünüz takılsa, saat 22:22’yi gösteriyor mu? Melekler, önünüze belirli plakalı arabaları çıkararak veya bazı sayılara gözünüzün takılmasını sağlayarak da
kışlar, düşler ve badem ağacı
Şiirlere, şarkılara, tablolara ve mitolojiye konu olan badem ağacı… 🍂Mitolojide, bir aşk hikayesi badem ağacı. Demophon’u bekleyen, ancak umutsuzluğuna yenik düşen Phyllis’in bir kış günü intiharından sonra bedeninin badem ağacına dönüştürülmesi… Demophon’un, sonunda döndüğünde, Phyllis yerine, onu çiçekleriyle karşılayan badem ağacını bulması.
"Dövüş Kulübü'nün birinci kuralı: Dövüş Kulübü hakkında konuşmayacaksınız. Dövüş Kulübü'nün ikinci kuralı: Dövüş Kulübü hakkında ko-nuş-ma-ya-cak-sı-nız!"
Sayfa 171Kitabı okudu
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.