1988 yılında Pentagram Grubu’na katıldı. Kıvırcık uzun saçları, küpesi ve simsiyah kıyafet tercihi yer yer başına talihsiz olaylar getirmişti.
Öyleydi ya siyah giyen satanist, küpe takan başka bir şey, her şeye bir yaftası vardı ağzı olunca konuşmayı kendine hak görenlerde. Ümit Yılbar 1993 yılında siyahları çıkarıp yeşilleri giydi. Yedek
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.”
İnsanın yolculuğu bir ömür boyu sürer, sessiz bir gemi gibi. Bazen açık denizlerde, masmavi bir gökyüzünün altında, esen rüzgârlarla yelkenlerini şişere şişere dingin, kaygısız ve tasasız bir şekilde yol alır. Bazen de karla, tipiyle, borayla, denizlerin
YUSUF'U TANIMAK!
Benim adım Yusuf. Aydın'ın Kuyucak ilçesinde doğdum. Mevsimler sonbaharı gösteriyordu yanlış hatırlamıyor isem. Bir gün var ki hayatımın ilk karanlık günüdür. Ruhumu aydınlatmayı başaramamamın başrolünde o gün yatar. O gün eşkiyalar sadece anamı babamı değil, şu hayatın bana özgür kıldığı tek şeyi de çaldılar. 3 jandarma ve
İnsanın akIı çoğaIdıkça can sıkıntısı artar, der Ateş Fedya Dostoyevski. Çoğu konuda olduğu gibi burda da yanılmamıştır. Hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde bir şeylere sıkı sıkıya bağlanırız, diğer bir deyişle kafayı takarız. O konu üzerinde bir süre durduktan sonra nasıl olduğunu kendimizin de çözemediği biçimde uzaklaşmış halde buluruz
🇹🇷İstiklal Marşımız, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini en güçlü şekilde ifade eden, vatan sevgisi ve direniş ruhunu yücelten bir destandır. 12 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir. Bu anlamlı şiiri yazan Mehmet Akif Ersoy, milli bir şair olarak Türk milletinin kalbinde özel bir yer
Her gönle nasip olmayan bir incelik ve hassasiyetle "Yağmur" adıyla taşıyor satırlara, Peygamberi;
Yağmur'un ölü tabiatı yeniden dirilttiği gibi Muhammed'in (sav) de ölü kalpleri dirilteceği umudunu taşıyor dizelerinde...
Yağmur'u yazmaya bir yolculuk sırasında başlıyordu
Nurullah Genç ve yıllar sonra şu sözlerle dile getiriyordu hâlini:
Ablukadayım!
Devlet adına teslim ol,
Anonslar yapılmakta
Herşey vatan için, bir tetik daha çekilecek birazdan biliyorum.
Bir polis sövüşüyor bana,
Erkeksen kaçma!
Oysa en çok kadınlar kaçmalı;
Irzlarını anne olma öncesinde.
Omzumda bir sevgili ağırlığı ,
Cebimde annemin çığlığı,
Koynumda dağınık bıraktığım sıcak yatağımın kokusu,
Genzimi kışkırtan soğuk bira tadı.
Şimdi kemikleri kırılmış hangi dağa sığınsam bilmiyorum .
Sokaklar suskun,
Çok uzaktan bir köpek sesi, yırtıyor gecenin sessizlik perdesini .
Bir polis namlusu seslendi bana ve kan sıcaklığı okşadı bedenimi.
Göz kapaklarım saçıma tutunuyor,
Dudaklarımdan sevgilime koşarak;
Hoşçakal taşıyan tedirgin bir tebessüm.
Morgda dağınık saçlarımla, annemi beklerken;
Sevgilim,
yaşımı fısıldıyor kulaklarıma...
“Bir masal iki parçanın bir araya gelmesiyle yapılır: Bu parçalardan biri masalın bedeni, öteki canıdır denebilir. Beden masalın kendisi, can ondan çıkan derstir.”
-
Jean de La Fontaine
1. Giriş:
Bu makale çalışması yalnızca Aisopos ve masallarına dair değildir. Aisopos öncesi Antik Yunan'da karşımıza çıkan masalsı metinlere, Aisopos'un hayatına,
“Vatan sevmeye değecek kadar güzeldir amma.
Yaşamak için fırsat vermemişler sana…
“Büyük saat” “Bütün şiirleri alt başlığıyla yayınlanan bu kitap Turgut Uyar şiirini eksiksiz bir biçimde topluma kavuşturmak amacıyla aynı zaman da unutulun şiirlerle birlikte kitaplarının ilk basımında yer aldığı halde şair tarafından elenen şiirlere de yer verilmiştir.
Büyük SaatTurgut Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20197,3bin okunma
“Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun
meyve çağında ağacın,
serip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
- çürüyen diş, dökülen et-,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet.
Bursa da havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir köylü Hatçe kadına,
ırgat Süleymana düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman...”
Nazım Hikmet Ran