Gregor ın babası iflas eder, Gregor annesi, babası, ve kız kardeşinin sorumluluğunu kendi üzerine alarak şevkle çalışmaya başlar, başarılı ve iyi para kazanan bir pazarlamacı olur. Ailesi ilk başta bu durumu mutlulukla karşılar, fakat devam eden süreçte Gregor ın ailesinin tüm yükünü kaldırabilecek kadar çok para kazanıyor olmasına artık
"Tüm bu olanlara gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkayarak o çirkin "seni ilgilendirmeyen işe karışma" yasasıyla hareket etmeyen, duyarsız ve ilgisiz bir şekilde yaşayıp gitmeyen herkesin, cinsel şiddetle yüzleşmesi kaçınılmazdır. Bu bir iddia ya da inanç sorunu değil, aksine istatistiklerin ortaya koyduğu bir olgudur."
Kendini ACZ olarak niteleyen yazarımızın daha önce şiir kitaplarını okumuştum; deneme alanında ise okuduğum ilk eseriydi. Fakat itiraf etmeliyim ki tadı bambaşka idi. Toplumsal, dini, edebî... birçok konuya yer veren yazarımız eserini dört bölüme ayırmış ve bu bölümlerin konularını ise kendi içinde bir bütün olarak değerlendirmiştir. Bende bu
"Coğrafya kaderdir." sözünü iliklerimize kadar hissettiğimiz bir kitap ile karşı karşıyayız. İşgal, ölüm, eğitimsizlik, cehalet ve fakirlik; halkın üzerine yapışan ve çıkarılması zor olan bir leke gibi Afgan halkını terk etmek istemiyor. Yüz ölçümünün büyük bir kısmını dağların oluşturduğu Afganistan'ın zorlu coğrafi şartları sanki
Yazarın hayal gücü diyorum! Normalde bilim kurguya karşı hiçbir ilgim olmamasına rağmen bu kitap bende çok güzel etki bıraktı. Bir kere kitabın ilk sayfası itibariyle başlayan heyecan ve buna bağlı gerilim son sayfasına kadar devam etmekte. Roman boyunca asla kopmuyorsunuz çünkü sürekli bir merak hakim. Kurgu çok sağlam. İncelemenin belki sonuna
İnsanlardaki kafa karışıklığının sebeplerinin başında kavramların düzgün kategorize edilmemesi, değerlendirme ölçütleri oluşturamaması dolayısıyla sap ile samanın sıklıkla birbirine karıştırılması gelir. Bilim ve felsefe bize bu konuda oldukça sağlam elekler sunar. Eğer bunları tanır ve etkili bir biçimde kullanmayı öğrenirsek, sap ile saman
Latife Tekin'in okuduğum ikinci kitabı bu, yazarın kendine has bir tarzı var.
Şiirsel anlatımı, duyguların içiçe geçişi, düşle, gerçek hepsi birbirini tamamlıyor. Yani yine büyülü gerçekcilik çıkıyor karşımıza.Latife Tekin seviyorsanız tam bir edebiyat şöleni. Yazarı daha önce okumadıysanız biraz sıkıntı olabilir.
Kitap masal dünyası gibi, bir arabadan savrularak gölde yaşayan yılanbalığı ve gelinciğe dönüşen bir kadın ve erkeğin aşkına tanıklık ediyoruz. Bu iki hayvan seviyeli bir ilişki yaşamakta (bazıları öyle derler ya "seviyeli bir ilişkimiz var" diye, hiçte anlamam bunu) Dozunda bir erotizmle de devam etmekte. Ta ki o kadın meydana çıkana kadar. Birbirlerini severlerken araları bozuluyor, niye mi? Tabii ki insan yüzünden. Her şeye zarar veren bizler, bu seferde iki aşığın arasını bozduk, elimizin değdiği yer kuraklaşıyor.
Göle mavi bir çanta atan beyaz elbiseli kadın ve çanta içindekiler de olaya dahil olur. Çantanın içinden mektuplar, fotoğraflar ve bir çiftte yüzük çıkar. Yüzüklerin içinde "zamansız" yazmaktadır.
Yılanbalığı içten içe beyaz elbiseli kadına hayrandır, gelincik buna kızar mavi çantayı yok etmek ister. Bu nedenle de yılanbalığı sevgiliyi terk eder.
Evet kitap Zamansız, göl ve çevresi de yer mahali. Kitabı sevdim. Yazarı biliyorsanız okumanızı tavsiye ederim, ilk defa okuyacaksınız bir düşünün derim.
Kitapla kalın sevgili dostlar
ZamansızLatife Tekin · Can Yayınları · 0527 okunma
Haruki Murakami bu kitabında erkek dünyasını, erkek bakış açısını, erkeklerin duygularını anlatmış. Okuyucusunu kadınsız kalan erkeklerin dünyasında bir yolculuğa çıkarmış. Kitapta yedi öykü var ve kitap adını son öyküden almakta ve bence en anlamlı ve en vurucu öykü de oydu. Tam yedi hikayeyi, yedi ayrı durakta, yedi farklı erkek ve onların kadınlarla ya da kadınsız hikayelerini anlatmış. Öykülerin kimisi mistik bir kurguya dönüşmekte anlatılmak istenen fikir hiç kaybolmadan devam etmekte. Bazı öykülerin kısımları oldukça dramatik ama dramatik olduğu kadar gerçek ve acımasız. Öykülerin hepsinde problemli ve çözülemeyen ilişkiler mevcut. Öykülerdeki erkeklerin ortak özelliği, hepsinin kadınlarla ilgili ilişkilerinde bir sıkıntı olması. Kitabı okuduktan sonra ya da her öykünün sonunda bir ara verip anlatılan konuya ve ne anladığımıza baktığımızda, kendimizi ve yaşantılarımızı kıyaslıyor ve kendimizi hangi kategoriye soktuğumuzu da görüyoruz.
Bitirirken, bir dipnot olarak belirtmek isterim ki, Hemingway’in aynı isimde bir kitabı bulunuyor. Murakami gibi bir yazarın mutlaka bir bildiği vardır bu gönderme ile, diye tahmin ediyorum.
-KİTAP ÖZETİ-
Martin Eden 20 yaşında olmasına rağmen görmüş geçirmiş, deneyimli bir genç. Kopuk aile hayatı, yoksul durumu ve içinde bulunduğu sınıf onu denizci olmaya yönlendirmiş. İş hayatında bir sürü ülke gezmiş, okyanuslar aşmış, farklı insanlar tanımış.
Bir gün ayak takımından haydutların soylu bir gence dalaştığını görünce Martin
Herkese selam. Aman Yarabbi nasıl güzel bir kitaptın sen ama ya. Sabine iki hayat arasında sıkışmış kalmış bir kızdır. Öyle ki bu hayatlarından birisinde orta halli bir aileye sahipken bir diğerinde gayet lüks içerisindedir. Bir hayatından diğerine saat 24.00'te "değişim" adını verdiği bir eylemle geçmekte. Sabine artık bu sıkışmışlıktan kurtulmak istemektedir. Önceden bir hayatından başına ne geldiyse diğerinde de o sıkıntı devam etmekte iken artık bunun olmadığını keşfetmiştir. Bu durum da iki ayrı hayatta iki ayrı Sabine olduğunu fark etmesine ve bir hayatı seçmek istemesine sebep olmuştur. Ancak hayatlarından birisi mükemmel bir hayat iken ötekisinde ise mükemmel bir aşk vardır. yani anlayacağınız Sabine için karar vermek zor olacaktır. Kitabın kabaca konusu bu şekilde. Sabine'nin bu iki hayat arasında gidip gelmelerini ve bir çıkış yolu aramasını okuyoruz. Kitabın sonu beni mahvetti. Biraz şaşırdım açıkçası. Böyle bir şey beklememiştim. Ethan beni mahvettin. Mektubun hele :'( Açıkçası kitabın son sayfasını okurken neden bilmiyorum bana Canan Tan'ın En Son Yürekler Ölür eserini çağrıştırdı. Uzun zamandır duygusal romantik bir kitap okumamıştım. Akıcıydı. Bana çok iyi geldi. Kesinlikle tavsiye ederim. Herkese keyifli okumalar.
●Colleen Hoover, New York Times'ın en çok satan yazarlarından birisidir. Hoover'ın romanları, yeni yetişkin ve genç yetişkin kategorilere girer.Hoover, ilk romanı Slammed'i 2012'de yayınladı. O zamandan beri, bütün romanları New York Times'ın en çok satanları oldu.
● Kitap yaklaşık 2 yıldır benimle olmakla birlikte
Sıkıntı ve ızdıraptan kurtulmak için insanın kendinde değişiklik yapması lazımdır. Bu değişiklik için yegane çare şudur: Neş’eli hareket etmeye başlamak. Bu metodu tatbik ederek vehim ve sıkıntılardan kurtulan birisi der ki:
“Şöyle bir hareket ederek yerimden fırladım, gülümsedim, güya herşey güzel ve yolunda imiş gibi hareket etmeye uğraştım...
“Önceleri güç olduğunu itiraf ederim, fakat kendimi zorladım. Bu hareketleri yapmaya devam etmekte sebat ettim. Hareketlerimde güler yüzlü, neş’eli ve ferahlı göründüm. Böylece sıkıntılarımdan kurtulmaya muvaffak oldum.
“İlk farkına vardığım şey, kendimi iyi hissetmem oldu. Hemen hemen kendimi göründüğüm kadar iyi hissettim, bu iyileşme devam etti.
“Bugün aylardan beri mezarda olmam icap ettiği halde hem mes’ut, hem neş’eli, hem mesrur, hem sıhhatli, hem de hayattayım. Şu muhakkak ki: eğer mağlubiyet düşüncelerine ve ümitsizliklere devam etseydim, şimdi ölmüş bulunacaktım.
“Fakat ruh haletimin değişmesiyle, vücudumun iyileşmesine sıhhat ve afiyet kazanmasına imkan ve fırsat verdim”
Farklı dünyaların insanı olan ve hayata bakışları tastamam farklı olan iki insan, Ömer ile Macide bir vapurda karşı karşıya gelir ve Ömer'in yıldırım aşkına tutulmasıyla birlikte hikâyeleri başlar.
Ömer; üniversite son sınıf öğrencilerinden olup iradesiz, ne istediğini bilmeyen, verdiği sözleri kesinlikle tutmayan tabiri caizse karaktersiz
#ateşinvarisi #heiroffire #sarahjmaas
Merhabalar ceviz'in mevlütleri Ben serileri yavaşça okuyorum biliyorsunuz arka arkaya serinin her kitabını okumak ve seri bir çırpıda bitirmek pek sevdiğim bir şey değil araya genelde başka kitaplar falan alıyorum. Nitekim cam şatosu serisinin de bu şekilde yavaş okuyorum. Serinin 3. kitabında sonunda