Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabahın üçü vuruyor pencereme Kulağımda akvaryum uğultusu Göğsümde sinsi sızılar Bir ben bilirim uzun kışın sancısını Bir de ardında gün saklı duvarlar
GEVERÎ
GEVERÎ
Fesatlarla, tertiplerle ve karşı tertiplerle dolu, karanlık ve sinsi bir savaştı bu. Tüm bu entrikaların, komploların arkasında şiddetli ve korkunç bir ölümün beklediği bir savaş.
Sayfa 225
Reklam
İncir
... Bu tuzlu meltem mi böyle genzimi yakan? Yoksa dokundu mu sarf ettiğin o sözler? Çökerken sahile gece sinsi bir duman Birer birer uçurumdan atlar hevesler ... İskender Külekçi(İlyas Yalçıntaş)
Sertçe, "Kes şunu," dedi, acı azalırken yara izini ovalayarak. "Deliliğin ilk belirtisi, kendi kafanla konuşmaktır," dedi, duvardaki boş tablodan gelen sinsi bir ses.
Evet, maddi savaş zahirde durakladı; fakat fikir, inanç, din ve kültür sahasındaki mânevi mücadele, sinsi ve gizli çalışmalar bütün şiddetiyle devam ediyor. Buna karşılık aramızdaki gafil okumuşlar oyunun farkında değil; hatta düşman, onları eski devşirmeler gibi kullanıp kendi namına bize saldırtıyor. Onlar münevverlik iddiasında, fakat kendi öz mâzisinden, mefâhirinden, kültüründen kopmuş; milli idealini, ecdat şuurunu yitirmiş; ezeli hasımlarımızın safına geçmiş; eski eyaletlerimizdeki masur müslüman kitlelerin kanlı katillerini dost edinmiş; asıl dostlarına, soydaşlarına, dindaşlarına, kardeşlerine kan kusturuyor. Diğer yandan, geniş halk kitlelerimiz de -dini eğitimdeki uzun fetret devresi ve milli eğitim politikasındaki sosyal gerçeklere aykırı prensip kararları sebebiyle- örf ve âdetini, ahlâk ve âdabını, dinin ana emirlerini ve zarif inceliklerini unutmuş durumda; inanç, ibadet, davranış ve yaşayışında tashihe muhtaç hususlar, bariz tezatlar, âşikâr tutarsızlıklar ve hazin hatalar dolu. Ülkenin kahir ekseriyeti müslüman ama kaç tanesi dört başı mamur, ölçülü, dengeli, ihlaslı, bilgili, şuurlu, mücahid müslüman?
Sayfa 60
Kurtuluş ve ebedî oluş, ancak O'nun eteklerine yapışmanın neticesidir. İşte imân bundan ibarettir; ve O'na eğilecek başların edâsındaki öz, budur. Tek cümleyle: Sana Allah'ın Resûlü olarak, getirdiğin ölçülerin hepsiyle birden, bildiğim ve bilmediğim, anladığım ve anlayamadığım her emrini hak bilerek inanıyorum. Böyle düşünen herkes, bu düşüncesini mezara kadar her ferd, artık sinsi ve milleti, yaptığı ve ettiği ne olursa olsun, müslümandır. Kurtulmuştur.
Reklam
Yobazlığın Kökleri
Yobazlığın en sinsi şekli belki de şudur: Batı'nın bilim ve teknik yönden diğer bütün hayat tarzlarından üstün olduğuna kesin, mutlak inanç... O hayat tarzları ki, geleneklere gerici bir sadakatle bağlıdırlar... "Teolojik" bağnazlıkla damgalıdırlar. Tek kriteri tabiat ve insanlara karşı bilim ve tekniği sayesinde hükümran olan "medeniyete" ve "ilerlemeye" karşıdırlar.
Sayfa 27 - Roger GaraudyKitabı okudu
Tek yapılması gereken, bize acı verirken diğerlerine yarar getiren kendi içimizdeki bu sinsi duyarlılığı köreltmekti.
Keşke o kadar basit olsaydı! Keşke bir yerlerde sinsi sinsi kötü işler çeviren birileri olsaydı da yapılması gereken tek şey, onları geri kalanımızdan ayırt edip yok etmek olsaydı. Ama iyi ile kötüyü ayıran çizgi her insanoğlunun kalbinden geçer. Kim kendi kalbinin bir parçasını yok etmeyi göze alabilir ki?
"Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi kanar." -
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Reklam
"Ne büyük bir trajedi!"
Sima Ting bizim avludaki cesetlere bakarken. Ağzı, dudakları, yanakları ve hatta kulakmemelerinde bile ne kadar üzgün ve kızgın olduğunu gösteren bir ifade vardı ama burnu ve gözlerinde başkalarının felaketine ne kadar sevinen biri olduğunu, tabiri caizse kına yaktığını gösteren sinsi bir neşe gizliydi.
Bu yıpranmış ve kasvetli gök kubbenin altında kabakların rengi soluyor ve bembeyaz karlar çamura bulanıyordu. Ve daha da kötüsü, rutubet her eve sızar olmuştu - rutubet en sinsi düşmandır çünkü güneşi perdelerde engelleyebilirsiniz, ateş yakarak soğuktan kurtulabilirsiniz ancak rutubet biz uykudayken sinsice girer içeri; sessizdir, öngörülemezdir, her yere yayılır. Rutubet ahşapı kabartır, çaydanlığı küflendirir, demiri paslandırır, taşı çürütür. Tüm bunlar öyle yavaş gerçekleşir ki bir çekmeceyi açana ya da bir kömür kovasını elimize alınca dağılıp bin parçaya bölündüğünü görene kadar bu illetin iş başında olduğundan şüphelenmeyiz bile.
Sayfa 159 - Kırmızı kedi yayıneviKitabı okuyor
Çünkü biliyorum: sabrın mesafesine sızıyor susku; Beklenen fırtına, beklenen bora ve ne gelmezse akla Deniyor bir taşın sabrını, çocuğun uslu sevincini de. Sinsi tarihh, aklıevvel felsefe, şımarık geometri Canına okuyor şiirin, yalnızca aşk onarıyor onu Onarıyor ve coğrafyanın her yanı yara bere içinde Yazının ruhu mu olurmuş diyor mahkeme katibi Bu yüzden eskiyor hayat, merhamet yetim kalıyor Bir tek susku kalıyor, diller de ölüyor birer birer Ölen her dil yalnızlığı oluyor bu dünyanın
-İnsanlığa en büyük fenalık, duygularını açıkça meydana koymuş utanmazlardan gelmez. + Ya kimden gelir? -Hak yüzünden görünen sinsi ahlaksızlardan…
Sayfa 310Kitabı okudu
Sen ne kadar kaçsan da, ıskalasan da, görmezden de gelsen, kafanı kuma da gömsen, kalbine kilit de vursan, hayatın sana bir diyeceği varsa, sinsi sinsi bekliyor sırasını, yıllarca. Öyle sabırlı. Öyle fil hafızalı, öyle unutmuyor hayat. Sen sabaha kadar unuttum diye sağalt ruhunu. Gömdüm san. Defter kapanmayınca kapanmıyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.