8½ / Federico Fellini
inanın bana çok iyi yaptınız. bugün sizin için güzel bir gün. böyle kararlar pahalıya alınır. ama biz entelektüeller, "biz" dedim çünkü sizi de öyle kabul ediyorum. sonuna dek aklı başında kalmak zorundayız. dünyada zaten gereksiz pek çok şey var. kargaşaya daha fazla kargaşa eklemenin anlamı yok. üstelik para kaybetmek yapımcının işi
"Ben sizin öğretmeninizim ve siz de benim okulumdaki öğrencilersiniz. Amacım sizleri engel tanımayan, patolojik davranışlardan arınmış, zapt edilemeyen, utanmayan, özgür, dört başı mamur, mutlu ve büyük küçük her şeyde Tanrı'yı arayan, tamamlanmış bireyler haline getirmektir. Doğru hedefin üzerine çalışıyorsanız ve ben de size hem doğru amacı hem de bu amaç doğrultusunda gereken doğru hazırlıkları sunuyorsam neden görevinizi tamamlayamayasınız? Eksik olan ne olabilir? Yapılacak şey oldukça makul ve elimizde olan tek şeydir: Geçmişten kurtulmalıyız. Tek yapmamız gereken başlamak. Bana inanın, siz de göreceksiniz."
Epiktetos, Makaleler, 2.19.29-34
Popular Science Türkiye - Sayı 79Popular Science Türkiye Dergisi · Doğan Burada Dergi Yayıncılık · 201864 okunma
Sizin için birkac yeni yıl dilegim var. Öncelikle daha iyi insanlarla tanisin demeyecegim, kendiniz gibi insanlarla tanışın diyeceğim. Size asla kötü bir insansiniz demiyorum ama iyisinizde demiyorum. Size demeye çalıştığım şey kimsenin içini bilemeyeceğimiz. Bu sebeple herkes kendi gibi insanlarla karşılaşır umarım.
2018'iniz mükemmel geçsin
İntihar her zaman fiziki olmaz ve kendi içinde dallara ayrılır.Bunlardan bir tanesi de zihinsel intihardır.Aklınızdaki ipin ucu elinizden kaçarsa son kaçınılmazdır.Sizin gücünüz ipi yakalamaya yetiyor ise pekala sizi bu durumun dışında tutabiliriz.Konumuz zihinsel intiharını gerçekleştiren insanlar.Aklınızdan kopan ip beyninize dolanır ve her bir
Canım, siz bana sıkılınca oyalanayım diye bir kitap göndereceğinizi söylemiştiniz. Ne yapayım kitabı! Kitap da neymiş? İçine kişiler sokulmuş bir masal! Roman da saçmalık olsun diye yazılmıştır, aylak insanlar okusun diye; inanın bana, canım, benim bunca yıllık deneyimime inanın. Ne olacak yani, size Shakespeare falan derlerse, bakın, edebiyatta bir Shakespeare var, derlerse; Shakespeare de saçmalık, bütün bunlar cidden saçmalık ve hepsi de sırf hiciv için yapılıyor!
Sayfa 114Kitabı okudu
artık siz de beni, benim kendimi tanıdığım kadar tanıyorsunuz; aptalım ben, aptallıkta ısrarcıyım, ama sızlanıp duran bir korkak değilim, inanın bana.
ekitap
.... buraya güzel günler gelecek gençler, siz de buna inanın.
Sayfa 145Kitabı okudu
ortam alev alev ilanı aşk kokuyor
“Evet... hayır...” diye başladım, “geç kaldım. Şimdi giderim. Yalnız bir şey daha söyleyeceğim Anna Andreyevna: Size bugün söylemeden edemeyeceğim bunu! Beni buraya çağırmakla gösterdiğiniz iyi yürekliliğinizle bu kibarlığınızı birkaç kez kendi kendime alkışladığımı itiraf etmek istiyorum... Üzerimde en büyük etkisi olan olay, bir zamandan beri sizinle olan tanışıklığımızdır... Odanızda sanki ruhum tüm kötülüklerden arınıyor, sanki olduğumdan çok daha iyi bir insan olarak çıkıyorum buradan. Çok doğru söylüyorum. Sizinle yan yana otururken değil kötü şeylerden konuşmak, aklıma kötü bir şey bile gelmiyor. Sizın yanınızda kötü düşünceler kaybolup gidiyorlar. Yanınızda şöyle hafiften kötü bir şey düşünecek olsam kendimden de, aklıma gelen o kötü düşünceden de hemen utanıyorum. Ürküyorum, kızarıyorum. Hem biliyor musunuz, bugün kız kardeşimi yanınızda görmek çok mutlu etti beni... Bu da ne denli soylu bir insan olduğunuzu gösteriyor... Öyle hoş bir ilişki ki bu... Kısacası, kardeşçe birşeyler söylediniz bana. Artık bu buzu kırmama izin veriyorsanız, ben...”
Ben konuşurken Anna Andreyevna yerinden yavaşça kalkmıştı. Yüzü giderek daha çok kızarıyordu. Ama ansızın bir şeyden, söylenilmemesi gereken bir sözden ürktü sanki, aceleyle kesti sözümü:
“Duygularınızı bütün kalbimle değerlendiriyorum inanın. Daha siz söylemeden anlamıştım söylemek istediğinizi... hem hanidir...” Elimi sıkıp üzgün, öyle kaldı. Liza fark ettirmeden ceketimin kolundan çekeledi. vedalaşıp çıktım. Öteki odada Liza yetişti arkamdan.
"Çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. Eğer bulsaydım, inanın bana, ben de siz ve diğerleri gibi tıka basa karnımı doyururdum.”
Bunlar onun son sözleri oldu, fakat kırık bakışlarında aç kalmaya devam edeceğine dair sağlam ve kesinlikle gururlu bir inancın varlığı seziliyordu.Kitabı okudu
Her düşünce bir neden, her koşul ise bir sonuçtur. Kitap yazmak, harika bir oyun yazmak, dinleyiciler karşısında daha iyi konuşma yapmak istiyorsanız; bu fikri sevgiyle ve inanarak bilinçaltınıza aktarın. Bilinçaltınız size karşılık verecektir. Siz. gemiyi yöneten bir kaptan gibisiniz. Kaptan doğru komutlar vermelidir; aksi halde gemi enkaza dönebilir. Aynı şekilde siz de bütün deneyimlerinizi kontrol eden ve yöneten bilinçaltınıza doğru komutlar (düşünce ve imgeler) vermelisiniz. Asla "Buna param yetmez" ya da "Bunu yapamam" gibi ifadeler kullan- mayın. Bilinçaltınız sözünüzü dinler. İstediğiniz şeyi yapmak için paranız ya da yeteneğiniz olmadığını görür. Olumlu bir biçimde, "Bilinçaltımın gücü sayesinde her şeyi yapabilirim." deyin. Hayatın yasası, inanç yasasıdır. İnanç, zihninizdeki düşüncedir. Size zarar verecek ya da sizi incitecek şeylere inanmayın. Bilinçaltınızın sizi iyileştirme, güçlendirme, zenginleştirme ve size ilham verme gücüne inanın. İnanmanız halinde bunlar gerçekleşir. Düşüncelerinizi değiştirirseniz, kaderinizi değiştirirsiniz.
Parantezi Kapatalım
Benim sizi betimlediğim gibi olduğunuzu iddia etmeye kalkışmıyorum. Sizin kendi kendinizi gördüğünüz gibi de olmadığınızı, tüm varoluş olasılıklarınıza, durumlara, ilişkilere, koşullara göre birçok olduğunuzu az önce vurgulamıştım. Peki öyleyse, size nasıl bir haksızlık ediyorum? Asıl siz bana haksızlık ediyorsunuz, bana verdiğiniz gerçekliğin dışında başka gerçeklerim olmadığına ya da olamayacağına inanarak; bu yalnızca sizin gerçekliğiniz, inanın: sizin bir fikriniz, benim hakkımda oluşturduğunuz fikir, duyumsadığınız, size göründüğü gibi, olası kabul ettiğiniz bir varoluş olasılığı; benim kendim için ne olabileceğim hakkında, yalnızca siz değil, ben kendim de hiçbir şey bilemem.
Sayfa 96 - KırmızıKedi
Dostoyevski'nin de "fiziksel nöbetleri" veya nöbetin başlangı cındaki "karmaşık zihinsel durumları" vardı. Bir keresinde bir ya zısında bunlardan şöyle bahsediyordu;
"Siz sağlıklı insanlar, biz epileptiklerin nöbetimiz bitmeden önceki saniyede neler hissettiğimizi hayal bile edemezsiniz...
Bu mutluluk bir saniye mi, bir saat mi, yoksa bir ay mı sürer, bilmiyorum. Ama inanın bunu hayatın hiçbir zevkiyle değiş- mezdim. (T. Alajouanine 1963).
Şehrin Azizleri 2 (azizler günü)
En temele indiğinizde, bu dünyada iki tür insan vardır. Konuşanlar ve yapanlar. İnsanların çoğu sadece konuşur. Tek yaptıkları konuşmaktır. Ama her şey söylenip bittiğinde, bu dünyayı değiştirenler, bir şeyler yapanlardır. Bunu yaparken bizi değiştirirler. Bu nedenle de onları asla unutmayız. Siz hangi gruptansınız? Sadece konuşuyor musunuz, yoksa kalkıp o konuda bir şeyler mi yapıyorsunuz? Çünkü inanın bana, bunun dışında, her şey fasafisodur.
