Agatha Christie, polisiye roman dendiğinde ilk akla gelen isim. Daha önce hiç okumamıştım On küçük zenci okuduğum ilk kitabı oldu. Kitabın tanıtım yazısını okurken tanıdık geldi. Daha önce suç işlemiş on kişi bir adaya davet ediliyor fakat ev sahibi yok, ada da bir süre mahsur kalıyorlar ve cinayetler başlıyor. Filmi vardır muhakkak çünkü Agatha Christie'nin 40 kadar kitabının filmi çekilmiş, tiyatroya, bilgisayar oyunlarına konu olmuş. Ben böyle bir film izlemedim ama kitaba gönderme yapan ya da esinlenen bir şeyler izlemiş olmam lazım ki konu yabancı gelmedi. Kitapta çok hoşuma gitti, sonuna kadar heyecanı zirvede tutan bir kitap. Tek nefeste okunabilecek güzel bir polisye roman.
On Küçük ZenciAgatha Christie · Altın Kitaplar · 200632,2bin okunma
Krynn'de renkli renkli ejderhalar var; komik olmaya çalışan cüceler, komik kenderler, asil elfler var, ve ikizler, büyücüler . Krynn'de hikâyeler yok ama, ilgi çekebilen hikâyeler yok, birinci kitaptaki hikâyesi yavanlıkla sürüyor hissi veren bir tekrar hissi var. Bu kitabı belki bu yaşta değil, ergen yaşta, ilk genç yaşta okumak gerek. Başka bir evrende her şeyin bu kadar tanıdık gelmesi hissini yenememek de bundan tabi. İlk kitapta acemisiydim, gençken okumamıştım; ama şurası kesin, drizzt do'urden'ın yakınından, kenarından köşesinden geçemez bu karakterlerin hiç biri. Drizzt dediğim de, ilk üç kitabını diyorum. Gerisini okumaya çalıştığımda her yanı kılıç sesleri, bitmek bilmeyen kavgalar sarmıştı, ilk üç kitaptaki özgünlük, derinlik kaybolup gitmişti. Galiba witcher'a dönmek gerek.
Rahatsızlık uyandıran gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya sererken kullandığı dil ve kendine özgü üslubuyla her defasında ince zekasına hayran bıraktırıyor Aziz Nesin. Masalların bilinen olağanüstü olayları gerçekleşirken en bilindik gerçeklere sürüklüyor aynı zamanda. Güldürürken düşündürüyor her zaman olduğu gibi.
Hicvini masallar aracılığıyla ele almış olan usta yazar, o günden bu yana tanıdık gelen, dolaylı yoldan değil direkt olarak zihnimizde beliren olaylara parmak basmış olmasıyla ileri görüşlülüğünü her sözü ve eserinde olduğu gibi bu eserinde de kanıtlamayı başarmış.
Hayvanların konuştuğu, insanların bunu yadırgamadığı eserin cümbüşü içinde deliler ve akıllılar birbirine karışıyor, hayvanlar insanları, insanlar insanları, insanlar kendilerini yargılıyor. Sonunda ise kendi sözüyle "Elveda sayın akıllı dinleyiciler! Yaşasın deliler! Yaşasın delilik!" dedirtiyor bizlere.
Keyifli okumalar.
Uzuuuun bir süre sonra bitirdiğim ilk kitap. Vizeler dolayısıyla uzun zamandır elime kitap alamıyordum. Bunu dile getirmek üzücü aslında. Sınavlara çalışmak için kitap okuyamıyorum. Bizleri kitaptan uzaklaştıran bir öğretim sistemi ne kadar eğitici olabilir ki?
Neyse, bu bambaşka bir tartışma konusu. Kitaba dönersek, baktım sınavlara üç gün ara
Kitabın filmini de yıllar önce izlemiştim. Okurken aklıma filmdeki sahneleri getirmeye çalıştım fakat olmadı. Leonardo dicaprio ve iki tanıdık ismin daha oynadığından başka bir şey pek aklıma gelmedi.
Kitap sürükledi diyebilirim. Kurgu ilginç geldi ve sonunu heyecanla bekledim. Kitabı okurken Gatsby den kötü bir şey çıkacak mı diye bekledim durdum. Karakterler oldukça keskin hatlarla çizilmişti. Sonuç olarak sahici aşklar, sahici dostluklar diliyorum herkese.
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,8bin okunma
Welton Akademisi, eğitim sistemini "gelenek", "onur", "disiplin" ve "mükemmellik" üzerine inşa etmiş olan ülkenin en başarılı ve seçkin üniversite hazırlık okuludur. Müdür Nolan önderliğinde bu sistem başarıyla uygulamakta ve buraya kabul edilen öğrenciler aileleri için gurur kaynağı olmaktadır. Ailerin de
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Her iki kitabı da okuduktan sonra bir inceleme yazalım. Öncelikle eğer yüzüklerin efendisi serisini izleyip, kitabını da okuyanlar için maalesef kitaplar zaman kaybı. Kitabında anlatılan halklar, savaş sahneleri vb.fazlası ile tanıdık ( yüeçiler, rohanlıları ne kadar benziyor// savaş kayıp edilirken korkut ata ile bürkek gelir// iki kule düşerken gandalf ve rohanlı atlılar gelir vb.). J. R. R. Tolkien'in eseri öyle bir yerde ki, keşke yazar hiç önsöz/tanıtım bülteninde bulunanları yazmadan bu kitabı yazsaymış demeden kendimi alamıyorum. Belki filmi izlemeyen kitabı okumayanlar o zaman farklı bir şey anlatıyor diyebilirlerdi.....youtube.com/watch?v=kVQ9eS_...
Her iki kitabı da okuduktan sonra bir inceleme yazalım. Öncelikle eğer yüzüklerin efendisi serisini izleyip, kitabını da okuyanlar için maalesef kitaplar zaman kaybı. Kitabında anlatılan halklar, savaş sahneleri vb.fazlası ile tanıdık ( yüeçiler, rohanlıları ne kadar benziyor// savaş kayıp edilirken korkut ata ile bürkek gelir// iki kule düşerken gandalf ve rohanlı atlılar gelir vb.). J. R. R. Tolkien'in eseri öyle bir yerde ki, keşke yazar hiç önsöz/tanıtım bülteninde bulunanları yazmadan bu kitabı yazsaymış demeden kendimi alamıyorum. Belki filmi izlemeyen kitabı okumayanlar o zaman farklı bir şey anlatıyor diyebilirlerdi.....youtube.com/watch?v=kVQ9eS_...
Uzun süredir isterdim ana karakterinin bir hayvan olduğu, özellikle kedi-köpek olduğu bir kitabı okumayı, ama tabii bu kitabın da gerçekçi bir roman olmasını daha çok isterdim. Çevremizi, yaşamı filan onların gözünden görmeyi, onların hislerini okuyabileceğimiz kadar da gerçekçi olması daha önemli çünkü, yani herhangi bir şekilde hayvan
“ÖLÜM
Hiçbirimiz sevmeyiz bu kelimeyi, duymak bile istemeyiz. Hiçbir zaman hazır değilizdir. Ne zaman, nasıl, kime veya niye geleceğini bilmeyiz.
Bu nedenle korkarız, kabullenemeyiz.
Halbuki çok basittir, zamanı gelen, bu yaşamda süresi biten, saatini dolduran gider. Gerisi yoktur. Bu dünyaya, bu evrene gönderilen bedenin, zamanı dolmuştur.