Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaybolmuş yolcular için sapsarı mesafeler üstünde ayak çizgileri bulmaktan daha büyük talih olabilir mi? Çöl ölü bir şeydir. İnsan, izlerde bu cesedin çarpan kalbini ve uyanan canını görür.
ÇÖL DESTANIKitabı okudu
Şu halde ey Kroisos, insan için yalnız talih ve talihsizlik vardır. Evet, görüyorum, sen çok zenginsin, çok insana hükmediyorsun, ama benden istediğin şeye gene de cevap veremem; çünkü önce ömrünün güzel bir sona bağ landığını öğrenmem gerekir.
Reklam
Türkiye için ne mutludur ki bugün, tekrar, bir elinde İstanbul, öbüründe Antakya, Akdeniz'in ve cihanın karşısına dünyanın en muazzam iki tarihi şehrini almış, öyle çıkıyor ; hudutlarını, birisi şimalde, öteki cenupta parlayan iki tarih ve talih yıldızı işaretliyor.
Hadi gel de hayran olma
Kağanı konumuz açısından ele aldığımızda göze çarpan en önemli nokta, despotizm ile yönetilen eski bazı kültürlerde olduğu gibi milletin vazifesi ona bakmak değil, bilakis kağanın vazifesi millete bakıp gözetmek, doyurmak, boyları bir arada tutmak ve düşmanlara karşı korumaktır. Aşağıdaki sözler onun millete karşı sorumlu olduğunu, hesap verdiğini gösteren en açık misallerdendir: "Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım... ondan sonra Tanrı irade ettiği ve lutfettiği için ve talih ve kısmetim olduğu için ölecek milleti diriltip kaldırdım, çıplak milleti giydirdim, fakir milleti zengin ettim, nüfusu az milleti çok ettim. Başka illi milletler, başka kağanlı milletler arasında onları pek üstün kıldım. Dört bucaktaki milletleri hep barışa mecbur ettim ve düşmanlıktan vazgeçirdim"
Sayfa 179Kitabı okudu
Solon
Kesin olarak bir tek olay yoktur ki, bugünkü yarına benzesin. Şu halde ey Kroisos, insan için yalnız talih ve talihsizlik vardır.
Sayfa 20 - İş Bankası Yayınları
Talih bazı olayları ustaca düzenliyor sanki: Helena oğlu Konstantin, Bizans imparatorluğunu kurdu ve bu imparatorluk Helena oğlu Konstantin'le sona erdi.
Reklam
Muazzam tespit...
Zira çok zengin insan vardır ki, kıt kanaat yaşayan insandan hiç de daha mutlu değildir, eğer talih, zenginlik içinde geçen ömrünün sonuna kadar ona yar olmazsa. Nice insan vardır ki, masallardaki kadar zengindir, ama mutsuzdur; niceleri de vardır ki, şöyle böyle geçinirler, ama talihlidirler. Çok zengin olanın, eğer mutlu değilse, talihli olandan yalnız iki ayrıcalığı vardır; ama talihli olanın mutlu olmayan zengine bakarak pek çok ayrıcalıkları vardır; birisi için her dilediğini yapmak ve büyük bir para kaybını karşılamak çok kolaydır; ama bir de öbürünün üstünlüklerine bakalım: Elbette büyük bir kaybı ve aşırı istemleri öbürü gibi karşılayamaz; ama talihi onu bundan korur; üstelik sağlam yapılıdır, hastalık bilmez, üzüntü tanımaz, görmelere layık çocukları arasında mutludur. Bırak bir de bütün bunlara taç olarak ömrünü mutlu bitirsin ve işte mutlu adam sözüne layık kişi, senin aradığın kişi budur. Ama ölmeden önce, dilini tut, mutludur demek için acele etme, yalnız talihli de, o kadar. Elbette her üstünlüğü elde etmek bir ölümlü için olacak şey değildir; hiçbir toprak yoktur ki, kendi kendisine yetsin ve her ürü nü versin; şu ürünü verir, ama kendisinde yetişmeyen öbürünü başka yerden alır; en çoğuna sahip olan en iyisidir. İnsanoğlu için de böyledir; hiç kimse tek başına her şeyi elde edemez; filanı elde eder, falandan yoksun kalır. O ki ömrü boyunca her zenginliğe erişir ve en son dünyadan hoşnut ayrılır; işte o, bana göre, ey kral, mutlu insan adını hak eder. Her şeyin sonuna bakmalıdır; tanrı çok insana mutluluğu yem olarak sunar, sonra d a çeker alır elinden.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 15. Basım - 2019 - Çeviri: Müntekim ÖkmenKitabı okudu
Talih, tarih ve kader kendiliğinden değişmez bunları değiştirmek için yüreği tutuşmuş insan gerekir.
Henüz düşmeyen Edirne’yi Türklere bırakalım diyen bir tek ses yok. Ne “tarihi” dost Fransa’dan, ne elçisinin arabasına atlar gibi koşulup çektiğimiz İngiltere’den, ne Goltz adlı generaline orduyu teslim ettiğimiz ve yarın Liman Von Sanders adlı generaline teslim edeceğimiz Almanya’dan! "Derd çok hem derd yok, düşman kavi talih zebun!" İşte tam Fuzuli'nin bu ah ü vah demlerindeyiz. 
Sayfa 68 - Pozitif YayınlarıKitabı okudu
Burası kalbinin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta, yoğun bir damla kandan ibarettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih içinde, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur.
Reklam
"Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih Taşlarına yaslanmış, ağlıyor koca tarih" Necip Fazıl
hangi rüzgâr sabırla böyle koşar ardından hangi el nakış nakış gergef dokur adından susarsam, anlatır mı seni göklere tarih bensiz olur mu sabah, güler mi kara talih
Neydi günahımız bizim, karanlık gecelerimin Stêr'i ? Neden böyle bir tarih ? Neydi suçumuz, kusurumuz neydi ? Hatalarımız neydi, neydi kötülüklerimiz ? Neden payımıza düştü sessizlik ? Neden ateş, yangın, yıkım, göç, elem ve keder ? Neden dönüşü olmayan yollar, donuk ülkeler neden ? Neden gece, sadece gece neden ? Neden gülü olmayan dikenler? Neden acı, sadece sızı ? Kimdik biz, biz kimdik boş gecelerimin Stêr'i ? Adımız neydi, yurdumuz neresi, neresiydi ülkemiz ? Neyi anlatıyorduk, neydi dilimiz ? Bütün hesapları neden bizden soruldu dünyanın ? Stêrim benim, kurban olduğum, Neden kurban seçildik biz ? Neden kan dolu bir göç, yara dolu bir beden ? Ama neden bu kahrolası talih ?
Sayfa 437Kitabı okudu
Tarih ve talih; ikisinin de ne zaman hangi yöne döneceği hiç belli olmaz.
Sayfa 191 - Timaş Yayınları
Sevda
Bana, "Yunus!" dedi, parmağını kalbimin üzerinde gezdirerek, "Burası kalbinin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta yoğun bir damla kandan ibarettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih içinde, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edib dağıtırsa, parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur."
Sayfa 45
337 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.