Yolculuk yaparken dısarı baktığınızda etrafta hangi bitkiler var diye merak eder misiniz?
Ben ederim. Tanıdık bir şey görürsem de mutlu olurum. Beynime "tütün" imgesiyle yerleşen bu eseri okurken de sanki bir yolculuk yaptım ve çeşitli bitkileri hatırladım durdum. Yazarla doğup büyüdüğümüz yerler çok yakın. Bu ortaklık esere daha çok
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
gecenin efkarı iniyor perde perde
sevdanın hayali vuruyor arada bir içime
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan
ali bakkalın hemen yanında 17 numara
o kırgın hayatın tam ortasında
hani duvarlarında hala yazılar olan o
Selam millet. Keyifler nasıl? "Bu yine inceleme yazdığını sanarak ne yazmış bir bakalım hele!" diyenler toplaşsın bakalım, okuyalım :))
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ile aynı satırları okumak bana büyük zevk veriyor. Onunla aynı hissi yaşadım mı acaba? O da burada güldü mü? Altını çizdiğimiz yerler aynı mıdır? Çalıkuşu'da bunlardan
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil.
"Altmışıncı yaşı eşiğinde dileğinin ne olduğu sorusunu şöyle yanıtladı: "Bu altmışıncı yılımda, bizim orada, halkımın arasında, halkımla baş başa, göz göze olmak, ne diyebileceksem, ona, o her şeyden güçlüye, o neylerse güzel eyliyene söylemek, hesap vermek isterdim. Olmadı. Olamıyor. Yine de söyliyeceğim şu: Onu düşünmeyi bir an bile
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili...
🥀 Ümit Yaşar Oğuzcan
•
Biliyoruz ki bütün acılar bir gün geçer.
Bütün fotoğraflar sararır.
Yara kabuk tutar kapanır.
Bir sabah yine taze ekmek ister canın kahvaltıda.
Bir fincan sade kahve.
Demli bir çay ister akşam üstü olunca.
Sokakta mevsimi fark edersin aynada kendini.
Önceleri belli belirsiz sonra gamzene kadar gülersin.
Şarkılar mırıldanır, çekmecelerde renkli kalemlerini ararsın.
Kuşlar gelir konar dallarına.
Kırıldığın yerden çiçek açarsın.
Bütün acılar bir gün geçer.
Ya da alışırsın...!
•
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi,
Alman edebiyatında önemli bir yere sahip olan Heinrich Böll cephede savaşı bizzat yaşayan, esir düşen bir yazar. Çocukluğu ve gençliği savaşın olumsuzluklarından etkilenmiş: annesi bir bombardıman esnasında kalp krizinden ölmüş, sevdiklerinden, yakınlarından ayrılmak zorunda kalmış, savaşta aldığı yarayı tedavi ettirecek parayı bulamamış,