Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Fransa kralı on dördüncü Louis, ya da standart yazılışıyla XIV. Louis, aslında adının XIIII. Louis diye yazılmasını tercih ederdi. Hatta daha da ileri giderek saatlerdeki dördün IIII şeklinde yazılmasını yasal zorunluluk haline getirmişti.
Sayfa 10
…insanın arzu ettiği, iştah duyduğu değil, tercih ettiğini yapabilme kudreti ve bilinci özgürlüğü açık eder. Hayvanlar arzu ettiklerine meyleder, insanlar tercih ettiklerini gerçekleştirir.
Reklam
Eğer tercih ettiğimiz bir eylem, yüce Allah'ın emrine uygunsa, yolculuğumuz övülmüş demektir. Fakat yüce Allah'ın emrine muhalif bir eylemi tercih edip gerçekleştirdiğimizde, yolculuğumuz zemmedilmiş demektir.
13
İnsanların istediği gibi olmaktansa, kendim olmayı tercih ettim. Bu, sürülerin anlamlandırmakta zorlanacağı, saldıracağı, dışlayacağı bir gerçek gibi... Aralarında yaşadığımız insanlar bize düşmanmışız gibi bakıyordu, kin ve nefret solumalarını yüzümde hissediyordum. Tümüne rağmen çıplak bir korku da akıyordu daima... "gerçek düşmana saldıramayacakları kadar masumlara saldırabilirdi tümü..."
Berlin Üniversitesinde yapılmış ilginç bir araştırma var. Araştırma şöyledir: Bir denek manyetik rezonansa sokuluyor ve bu esnada kendisine bazı sorular soruluyor. Denekten günlük yaşamıyla ve tercihleriyle ilgili bu sorulara cevaplar vermesi isteniyor. Bu esnada da cevap verme sürecinde yani tercih yapma sürecinde beyni gözlemleniyor.
Yoksa sen, yapmak yerine, yapmak istediklerini ve yapmak zorunda olduklarını düşünen o adamlar familyasının hüzünlü kahramanı değil misin? Yoksa sen kelimeleri, ki onlar dişidir, eylemlere, ki onlar erkektir, tercih eden o yorgun ve kadınsı ruhlardan değil misin?
Hamlet’in TavsiyeleriKitabı okuyor
Reklam
Hayali diyaloglar vol2
James Joyce: Ah, güzel bir gün, değil mi? Kelimelerin dansıyla dolu dünya... Sade: Ah, James, ne kadar naifsin. Kelimelerle dans ederken, ben onları yatağa atmayı tercih ederim. James Joyce: Ah, cinselliğin sıradışı dansıyla ilgili yazabilirdiniz belki de. Ancak sanatın yatağı, sayfalar arasında gizlenen gizemlerle
Nazi ekonomik sistemi ile Stalin dönemi SSCB e. sistemi
Parçabaşı iş sistemleri örneğin Nazi Almanyası'nda da aynı amaçla yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Franz Neumann bu konuda şunları yazmaktadır : Sosyalist işçi sendikalarının sınıfa-ücret kavramı, [Nazi] Emek Bil­dirgesi'nin 29. Bölümü'nde tanımlanan "performans ücreti" (liestungs­ lohn) ile değiştirilmiştir. Parti Şeref Kongresi'nde Hitler, "saat ticaret­lerinde hiç bir artışa izin vermeyerek geliri sadece performanstaki artışla yükseltmek, Nasyonal Sosyalist önderliğin çelik ilkesi olmuş­tur" demiştir. Ücret politikasının ilkesi, çocuk işçiler için de dahil olmak üzere, yoğun bir biçimde parçabaşı iş ve primierin tercih edil­ mesidir. Böyle bir politika tamamen maneviyalı kırmaya yönelik bir po litikadır, çünküen bencil içgüdülere hitap etmekte ve iş kazalarını büyük çapta arttırmaktadır. 29 Neumann, Naziler'in parçabaşı iş sistemini uygulamakla neden bu kadar ısrarlı olduklarını şöyle anlatır: Performans ücreti uygulamasının ağır basması, ticaret farklılıkları sorununa toplumsal politikada önemli bir işlev kazandırır. Bu soru ­nun bir ekonomik sorun olarak değil, canalıcı siyasal önem taşıyan bir kitle denetimi sorunu olarak anlaşılması çok önemlidir. .. Ücret farklılaşması Nasyonal Sosyalist ticaret politikasının özüdür. ' . . Ücret politikası bilinçli bir şekilde kitle denetimine yöneliktir. Stalinistler de parçabaşı iş sistemlerini aynı amaçla kullanmış­lardır. Beş Yıllık Plan'ın başlamasından sonra parçabaşı ücretle çalışan sanayi işçisi oranı büyük bir hızla artmıştır
Reklam
Sâhi uyku nasıl tutuyo seni benim gözlerim dinlenmektense her gece tuzlu suyla yıkanıp yanmayı tercih ediyo
224 syf.
6/10 puan verdi
Beklentimin altında kalan bir kitap oldu. Orta Çağ ve o dönemde cadılık suçlaması ile karşı karşıya kalan kadınlara dair detaylı bir anlatım yerine daha yüzeysel bir anlatım dili tercih edilmiş. Yazarın alıntı yaptığı isimler ve kitapları daha çok dikkatimi çekti.
Kadınlar ve Cadılar
Kadınlar ve CadılarPınar Ülgen · Yeditepe Yayınevi · 2022167 okunma
Bir defasında bir terapistten şunları duymuştum: "Suçluluk ile kırgınlık hissetmek arasında bir seçim yapmanız gerektiğinde, her defasında suçluluğu seçin." Bu bilgece tavsiyeyi o günden beri birçok insana aktardım. Bir seyi reddetmek sizde suçluluk duygusu yaratırken, rıza göstermek ardında bir kırgınlık bırakacaksa, suçluluğu tercih edin. Kırgınlık ruhun intiharıdır.
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
İnsanlar belkide geceleri korku, özlem ve bastırdığı duygularıyla yüz yüze gelmemek için uyumayı tercih etmiştir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.