Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Dünyaca ünlü filozof Theodor W. Adorno'nun okuduğum tek kitabı.
Adorno, Minima Moralia'da bir merkez oluşturmaktan kaçınıp birbirinden kopuk ve bağımsız bölümlerle meramını anlatıyor.
Bu güne kadar hayatıma giren kitaplar arasında kesinlikle ilk üçe girer.Anlatım oldukça ağır olsa da her bölümün sonunda yazara hayranlığım katlanarak arttı.
Adorno müthiş diliyle; bilim felsefesi, kültür, siyasal iktisat, faşizm, müzik, edebiyat, müzik, mitoloji ve daha sayılamayacak birçok alanı birbirine öyle güzel bağlıyor ki kitabı hazmedebilmiş olmak için bunların her birine az buçuk kafa yormuş olmak gerekir.
Kitapta yapılan tespitler o kadar güçlü ki hemen her satırın altını çizmek istiyor insan.Yorumumu yine Adorno ustadan bir alıntıyla bitirmemek kitaba haksızlık olurdu;
"Burjuvazi hoşgörülüdür. İnsanları olduğu gibi sever çünkü olabilecekleri şeyden nefret eder"
Kitap her şeye sahip bir kadının (Irene), sekiz yıllık evliliğinden sıkılması ve burjuva dünyasından çıkarak kendini genç bir aşığın kollarına atması ile başlar. Bu kısım Zweig'ın Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat kitabı ile paralellik gösterse de kitabın devamında işlediği konu ile farklılaşır bambaşka bir noktaya gider eser.
Çok tehlikeli ve gizli olan bu ilişkinin farkına varan bir başka kadının kitabın ana karakterine şantaj yapması ile de hikaye derinleşir. Hayatında sahip olduğu bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan ve kahredici bir korkunun pençesine düşen Irene şantajcıya boyun eğme/eğmeme ile kocasına her şeyi itiraf etme/etmeme arasında gider gelir. Zweig, kitabın bu kısmında Irene'nin kararsızlığını çok güzel işlemiş.
Son derece güzel bir kurguya ve özgün bir konuya sahip olan bu kitap, yine Zweig'ın psikoloji konusundaki ustalığını bir kez daha ön plana çıkarmasıyla nefis bir esere dönüşmüş.
Irene'nin bir avukat olan kocasının suça ve itiraflara yönelik yaptığı tespitler ise inanılmaz güzel tespitler olup kitabın değerine değer katmaktadır. 1-2 saatinizi ayırarak müthiş bir zaman geçirmeniz için ideal bir kitap.
552 syf.
10/10 puan verdi
İsminden dolayı kitaba ön yargıyla yaklaşan kimselerin okuması gereken bir baş yapıt. Bilimsel kitap okumayı sıkıcı bulanlara da ayrıca eğlenceli gelebilecek bir türden bir kitap. Her kesime hitap edebilir, buna fantastik düşünceleri bulunanlar da dahil. Eınstein tarafından tanrı'nın varlığının bilimsel olarak ispatlanması ile ilgili şifreli olarak yazılmış bir el yazmasının iran gizli servisi tarafından ele geçirilmesi, şifreyi çözmek için portekizli bir tarihçiyle anlaşılması ve CIA'in olaya dahil olması ile karmaşık olayların cerayan etmesi. Kitapta fizik, matematik, yaratılış, dünyanın başlangıcı ve sonu ile ilgili müthiş tespitler var. Kesinlikle tavsiye ederim.
Harika bir kitap bakış açınızı ve hayatınızı değiştirecek bir eser bilmediğim hayretler içinde kaldığım müthiş tespitler var. Okumayan çok şey kaybeder.
"Senin en büyük hazinen konuştuğun kelimelerin ...Her sözcük bir frekansa sahiptir.Her kelimenin Su'da bıraktığı titreşimsel yazı farklıdır.Kullandığın konuştuğun kelimeler Su'ya kayıtlı Su'yun içerisindeki kayıtlı olan manaya göre Su tarafından titreşimsel bir yazıya dönüştürülür.Kısacası kullandığın kelimeler Su'ya yazı yazar, beynin bunları okur ve sen yaşarsın.Bu sisteme Kader denir.Bu su kanunu..."
Kurgusal yönü çok iyi olmasa da yakın tarihimiz ve "Dünyanın işleyişi" ile ilgili müthiş tespitler var. Muhsin Yazıcıoğluna Allahtan rahmet dileyerek kendisine sempati duyanların mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Diğerleri okumasa da olur...
İslam'ı her yönüyle ele alan, sade anlaşılır bir dil kullanılmış bu eser her Müslüman'ın tekrar tekrar okuyup kendini sorgulaması ve dersler çıkarması için müthiş bir kaynak. Kitap üç ana kısımdan oluşuyor;
İbadetlerde Adap
Günahlar ve Sakınma Yolları
Adab-ı Muaşeret
Her bir başlık kendi içinde alt başlıklara ayrılıyor. Ayet ve hadislerle açıklama yapılıyor.
Bir birey olarak insan ve diğer insanlarla ilişkilerle ilgili de tespitler yapılmış olmasını ayrıca beğendim. Çünkü çoğu zaman kendi isteklerimiz ve çıkarlarımız doğrultusunda yaşarken, İslam'ı bundan ayırmaya kalkıyoruz. Halbuki İslam hayatımızın her anını, bizleri ,kalplerimizi en güzel şekile getirmenin yolu. Ancak bizler öyle gaflete düşüyoruz ki haset,kibir, gıybet vb gibi en çok kendimize zarar veren kötü duygu ve davranışları normal karşılıyoruz.
‘’Albertine Kayıp’’ seri içinde ismiyle de merakımı, ilgimi cezbeden bir kitaptı; yarım bir cümle gibi…
‘’İnsanlar duyularının yetersizliği nedeniyle nesnelerin sayısız niteliğinden ancak sınırlı bir bölümünü algılayabilirler. Biz görme duyusuna sahip olduğumuz için nesneler renklidir; yüzlerce duyuya sahip olsaydık, kim bilir başka ne sıfatlara
"Kadınları anlayan yazar olmak istiyorum lan artık. Bıktım artık hayvan gibi adamları anlatmaktan." diyor Umut Sarıkaya kitabın bir yerinde. Hayvan gibi terli tespitler içeren, aşırı samimi ve duyarsız bir öykü kitabı. İlk iki kitaba göre daha acımasız ve daha gerçekçi.
Erkeklerin başkalarına söyleyemediği iç sesi birebir aktarıyor. Ayrıca mühendislik geçmişinin olduğu o kadar belli ki, tamamen sayısal kafa ile yazılmış tespitler var. Şöyle bir konu var bunu çok seviyorum. Umut Sarıkaya'yı seven çok seviyor sevmeyen ise anlamsız buluyor. Bir yazar / öykücü için olması gereken de bu zaten. Bütün kesime hitap eden bir yazar olabilir mi? ya da olmalı mı?
Kahkahalar attırmayan ancak her öyküde "kıs kıs" güldüren müthiş tespitler içeren bir kitap.
Kitap Abdurrahman Arslanın söyleşi ve soruşturmalarından oluşuyor. Yakın tarihimizde toplum olarak yaşadığımız problemler ve dönüşümlerin neden ve sonuçları üzerine müthiş tespitler var. Kendimce kitabın önemli yerlerini çizerek kitap okurum, bu kitabı bitirdikten sonra şöyle bir göz attım da kitabın çizmediğim yeri kalmamış. Kısaca tüketmeyi bırakıp okumaya ve üretmeye başlamalıyız. Acilen...
kuyumculuğa çok farklı bir bakış açısı getiren, turizm sektörünün nasıl ayakta durduğunu gözümüze sokan, hile içinde hile matruşkasını okuyucunun iliklerine işleyen hakan günday kitabı. içerisine serpilmiş ermenice kelimeler kitabı ayrı bir güzelleştirmiş. aslında bilerek ve isteyerek yapılmamış bu, tezgahın jargonu bu. ahçiklere, martlara ve daciklere dair tespitler muazzamdı. günday, okuyucunun beyninde oluşturmasını istediği karakteri müthiş analizlerle ifade etmiş. kitabı okurken tanrısal bakış açısı ile topaz'ın içindeki birazdan meterlenecek belçikalı turistlerden biri gibi hissediyorsunuz kendinizi.
kitap inanılmaz uzun ve kahredici. yeter artık ölsün birileri de bitsin diyorsun, sanki içine 5-6 tane kitap kaçmış bir ansiklopedi :)
kitabı kendimece kategorize edersem genel olarak sistemsel ve insani değerler üzerine inanılmaz eleştiriler var. insani değerler (bu sistemsel eleştirilerin alt başlığı da olabilir): içki, tefecilik, fuhuş,
160 syf.
10/10 puan verdi
Bendeniz Senai Demirci beyefendinin anlatımını cok beğeniyorum,bu kitabıda harikulâde..
Kitapta nişanlılık evresindn başlıyor ve anlamsız olan gelenek, görenekler yüzünden o en güzel zamanların kabusa döndüğünü hatta ve hatta ayrılığa kadar gitmesinin iç yüzünü esprili bir dille izah ediyor.
Bekârlar ve evliler mutlaka okumalı..kitapta oldukça ilginç tespitler var,bir kaç defa okumama rağmen tekrar okuyabileceğm keyifli kitap.. Hatta ve hatta başucu kitabı olabilir..
Hele bir ÇORBA tarifi varki:
"£vliliğe elinizde boş bir kâse ile başlarsınız.£linizdeki kâse,evlilik niyetinin en başında bulduğunuz aşk ve güven,sevgi ve saygıdır.Bu kâse elde olduktan sonra, kâseye dolduracağınızz çorbanın tuzunu,suyunu,acısını,kıvamını,baharatını birlikte belirlersiniz,bu çorbanın tadını birlikte olusturursunuz;kıvamını birlikte bulursunuz.
...
£vliliğe sıkı anlaşma maddeleriyle kayıt altına almak ise karşı taraftan her şeyi tamda damak zevkine göre belirlenmiş bir çorba beklemek gibidir.
Oysa kimsenin bir başkasının damak tadına göre çorba hazırlaması her zaman mümkün olmaz.
Üstelik bu çorba, Çorbayı pişirene göre MÜKEMMEL bir çorba olsa bile, diğeri için MÜNASİP olmayabilir"
Böylesi müthiş tespitlerin yer aldığı eğlenceli bir kitap ve okumak için illa evlenmekde gerekmiyor,sizin kazandığınız bu tecrübeler mutlaka başkasına ilaç olacak kanaatindeyim.
