Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
EMILE ZOLA
Flaubert'in hafif duygulu gerçekçiliğini Zola'nın doğalcılığı izler. Emile Zola, halkı, halk yaşamını tüm girdisi çıktısıyla romana getiren ilk romancıdır. Bu yüzden yapıtları tarihsel belge niteliği taşır. Balzac'ın romanları gibi onun romanları da toplumsal ve iktisadi yaşamla ilgili doğruların araştırılması için değerli bir kaynaktır. Halk insanı sorunlarıyla, açmazlarıyla, gülünçlü ve acıklı yanlarıyla, her şeyiyle yerleşmiştir onun romanlarına. Bir halk insanı olan Zola, çalışma alanı olarak, gözlem ve deney alanı olarak, yoksul insanlar kesimini, gelişen sanayi düzeniyle bunalmış insanlar kesimini seçmiştir. Zola sanayi devriminin getirdiği tüm bunalımları görebilmiştir, bu bunalımları en alt kesimde, acılı görünümler altında doğrudan doğruya yaşamış ya da paylaşmıştır. Balzac'da sarsılan burjuva sınıfının açmazları, Flaubert'de bu sınıfın değişim istekleri, Zola'da yalnızca halk insanının acıları vardır.
Sayfa 549 - İnsancıl Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
İnsanın görebilme kabiliyeti ne kadar artarsa, çoğu zaman olduğu gibi zihni, cesareti ve iradesi köreldiği için değişim şansı ortadan kalkana değin beklemektense olası en yakın zamanda hem toplumsal hem de bireysel değişim yaratma ihtimali o kadar artar.
Sayfa 71 - Say Yayınları 5. Baskı Çevr. Orhan DüzKitabı okudu
Reklam
Önsöz'den :
"İnsanların kendi kaderlerini kendilerinin belirlediğine, toplumsal değişim hareketi için de evrim teorisinin bir silah olarak kullanıldığına inanıyordu. İnsan doğasının istendiği gibi yoğurulabileceğine inanan Gilman, insanların, özellikle de kadınların sokulmak istendiği kalıpları yok etmenin yollarını aramaya başladı. Gilman'ın Toplumsal Darwinist düşüncenin bu kanadına yaptığı en belirgin katkısı, kolektif bir varlık olarak kadınların, kendileri de istedikleri takdirde, toplumun yeniden kurulmasında itici güç olabileceklerine dair iddiası olmuştur."
Sayfa 12 - Otonorn Yayıncılık 1. Basım: Şubat 2007, Çevir: Seher ÖzbayKitabı okudu
Allendenin sesi...
Sizlere son defa seslenebiliyorum ... Görevimden ayrılmayacağım. .. Halkın sadakatinin karşılığını canımla ödeyeceğim ... Sizlere söylüyorum: Binlerce Şililinin vicdanlarına ektiğimiz tohumların tümüyle yok edilemeyeceğinden eminim ... Toplumsal değişim sürecini durdurmaya ne cürümün ne de zorun gücü yeter. Tarih bizimdir çünkü tarihi halk yazar ... "
Sayfa 269Kitabı okudu
Franz Kafka
Sanırım Kafka'yı ilk kez Değişim öyküsü ile okudum. On beş yaşlarımda. Her böceğin daha önce insan olduğunu düşünecek kadar etkiledi beni. İnsanların yaşam ve toplumsal düzeni örgütlemekteki tutumlarının hepimizi bir böcek ya da Türkçe deyimi ile "koyun" kıldığını düşünemeyecek kadar gençtim.
Sayfa 12 - YKYKitabı okudu
Tarihin her çağında, var olan ekonomik üretim ve değişim biçimi ve kaçınılmaz olarak bunun yol açtığı toplumsal örgütlenme, o çağın siyasal ve düşünsel tarihinin temelini oluşturur, o çağın siyasal ve düşünsel tarihi ancak bu temelden yola çıkılarak açıklanabilir, dolayısıyla, bütün bir insanlık tarihi (toprakta ortak mülkiyete dayanan ilkel kabile toplumunun dağılmasından bu yana) bir sınıf savaşımları tarihi, sömüren ve sömürülen sınıflar, egemen ve ezilen sınıflar arasındaki çatışmaların tarihi olagelmiştir; bu sınıf savaşımları tarihinin oluşturduğu bir dizi evrim sonucunda bugün öyle bir aşamaya ulaşılmıştır ki, sömürülen ve ezilen sınıf proletarya aynı zamanda bütün bir toplumu her türlü sömürü, baskı, sınıf ayrımı ve sınıf savaşımından temelli kurtarmadıkça, kendi de sömüren ve ezen sınıfın burjuvazinin boyunduruğundan kurtulamaz.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Aleksandra Kollontay
Aşkın, içtiğimiz su gibi, doğal ve temiz olması için özgür ve paylaşılır olması gerekir, ancak maço erkek boyun eğme talep eder ve zevki yadsır. Yeni bir ahlak anlayışı ve günlük hayatta radikal bir değişim olmadan, tam bir serbestlik yaşanamayacaktır. Eğer toplumsal devrim yalan söylemiyorsa, yasalar ve gelenekler nezdinde, erkeğin kadın üzerindeki mülkiyet hakkını ve yaşamdaki çeşitliliğin düşmanı olan katı normları ortadan kaldırmalıdır.
Toplumsal değişim ve dönüşüm ancak yetişkinlerin eğitimi ile olur.
Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne otuz sekizinci yaş günü olan 28 Şubat 1571'de, hayatında kökten bir değişime gitme kararı aldı. Toplumsal hayattan elini eteğini çekti, büyük malikânesinin arkasındaki kuleye bin kitaplık bir kütüphane kurdu ve yaşamının geri kalanını onu en çok ilgilendiren karmaşık, uçucu ve çok yönlü konu hakkında denemeler yazarak geçirdi. Bu konu, kendisi idi. Vardığı ilk sonuç, insanın kendini bilme arayışının abesle iştigalden öte bir şey olmadığıydı; çünkü sürekli değişim geçiren özbenlik, tanımın önüne geçmeye mahkumdu. Ama bu onu yine de aramaktan alkoyamadı. Sorduğu soru ise yüzyıllar boyunca kulaklarda çınladı: Que sais-je? (Ne biliyorum)
Sayfa 202
Adam!
Aziz Nesin(Mehmet Nusret Nesin)(20 Aralık 1915, Heybeliada, İstanbul 6 Temmuz 1995, Çeşme, İzmir) Gülmece edebiyatımızın doruğuna çıkmış yazarımızdır. Çağının sorunları karşısında etkin bir aydın tavrı göstermiştir. Toplumsal düzendeki çarpıklıkları ve çelişkileri büyük bir ustalıkla anlatmış, çağdaş Türk gülmece edebiyatının dünya ölçüsünde
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
"Toplumsal değişim ve dönüşüm ancak yetişkinlerin eğitimi ile olur."
°•○●Bütün toplumsal değişikliklerin ve bütün siyasal altüst oluşların son nedenlerini insanların kafasında ölümsüz doğruluk ve ölümsüz adalet üzerindeki artan kavrayışlarında değil,üretim ve değişim biçiminin değisikliklerinde aramak gerekir
Sayfa 66 - Sol YayınlarıKitabı okudu
...akademisyenler biyolojik bir kategori olan "cinsiyet"le kültürel bir kategori olan "toplumsal cinsiyet"i ayırırlar. Cinsiyet erkekler ve dişiler arasında ayrılır ve bu ayrımın ölçüleri tarih boyunca aynı kalmıştır. Toplumsal cinsiyetse erkekler ve kadınlar arasında ayrılmıştır (ve bazı kültürler başka kategorileri de tanımlar). "Erkeksi" ve "kadınsı" özellikler kişilere özgüdür ve daima değişim geçirir.
... ticari servetten sermayeye dönüşüm sadece niceliksel büyüme olarak değil, belirleyici süreçlerdeki büyük bir değişim olarak kabul edilirse, o zaman kapitalizm niteliksel olarak yeni bir olgu, doğanın dönüştürülmesinde toplumsal emeği seferber eden yeni bir üretim tarzı olarak görülür.
Aleksandra Aşkın, içtiğimiz su gibi, doğal ve temiz olması için özgür ve paylaşılır olması gerekir, ancak maço erkek boyun eğme talep eder ve zevki yadsır. Yeni bir ahlak anlayışı ve günlük hayatta radikal bir değişim olmadan, tam bir serbestlik yaşanamayacaktır. Eğer toplumsal devrim yalan söylemiyorsa, yasalar ve gelenekler nezdinde, erkeğin kadın üzerindeki mülkiyet hakkını ve yaşamdaki çeşitliliğin düşmanı olan katı normları ortadan kaldırmalıdır. Bir kelime fazlası bir kelime eksiğiyle, Lenin Hükümeti'ndeki tek kadın bakan Aleksandra Kollontay'ın talepleri bunlardı. Onun sayesinde, homoseksüellik ve kürtaj suç olmaktan, evlilikse ömür boyu çekilmek zorunda kalınan bir ceza olmaktan çıktı; kadınlar oy kullanma hakkı, ücretlerde eşitlik, parasız çocuk bakım evleri, ortak yemekhaneler ve kolektif çamaşırhaneler elde ettiler. Yıllar sonra, Stalin devrimin kafasını uçurduğunda, Aleksandra kellesini korumayı başardı. Ama bir daha o Aleksandra olmadı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.