Çektiğim sevgi miydi, aşk mıydı bilemedim. Zamanı kaybettim... Şimdi bile bir girdaptayım, çıkamıyorum. Sahilim neresi bilemiyorum. Dalımın toprağa verdim, tutamıyorum, varlığımı yitirdim, kayboldum, ayaklarım kayboldu, yürüyemiyorum.
Onu kaybettim kaybedeli, aramıza kurşun kadar ağır, ıslak, soğuk ve deliksiz o duvar girdi gireli varlığımın hiçbir anlamı kalmamış yolumu nasıl bulacağımı bilemez hale gelmiştim.
Zaman (bilindiği üzere) bazen kuş gibi uçar gider, bazen sümüklüböcek gibi ilerler; ama insanın en çok hoşlandığı, onun çabuk mu, yavaş mı geçtiğini fark etmemesidir.
Zaman nasıl çeşit çeşit kılıklarda geliyor, fark ettin mi hiç? Bana göre zaman parmaklarımın arasından akıp giden bir şey. Yeterli miktarda değil. Tutamıyorum.