Eray Aydın / Gri Bohem
Çarpıcı ve düşündüren bir eser #GriBohem. Görünen kişilikle bilinç altındaki kişiliğin çok farklı olabileceğini ve istenilen şeylere karşı duyulan özlemin bazen tehlikeli boyutlara gelebileceğini gözler önüne seren bir kurgusu var kitabın.
Fransız şov aktristi bir anne ile Türk ve çok zengin olan bir babanın çocuklarıydı
"Günahlarından kaçamazsın, emin ol bulur seni."
1 değil, 2 değil, 5 değil, 7 değil tam 10 aşağılık, yasaların dokunamadığı iğrenç 'zenci'(!)
Öncelikle Agatha Christie'ye bu kitabıyla başladığım için sevinçliyim. Kitap, akış, kurgu, bağlayış, karakterler, konu, olay ve en önemlisi de mekân olarak olağanüstü bir şekilde hazırlanmış.
YouTube kitap kanalımda hayatımdaki en özel kitaplardan biri olan Hay bin Yakzan'ı önerdim: ytbe.one/RPBKYP_K568
İlk felsefi roman, Tanpınar'ın deyişiyle "Müslüman aleminin tek romanı", Spinoza'nın çeviri yaptığı bir evrendoğum (kozmogoni) kitabı, bir "ilk" arama kitabı, bir nevi insanlık için bir
Tanrı, erkek ve kadını yarattı.
Bütün bu erkek ve kadınların her biri, kendine göre yüceydi ve herkes sevdiğinin yüceliği oranında yüceldi.
Kendisini seven kimse, kendisinde yüceldi ve diğerlerini seven kimse, kendisini adaması yoluyla yüceldi; ancak Tanrı'yı seven kimse, herkesten daha yüce hale geldi.
Herkes
Bir okur veya okur olacak kişi önce bu soruyu kendisine yöneltmelidir. Vereceği cevap ise onun için hayati olacaktır.
Sürekli okumak önemli, okumanın faydası şudur budur diyoruz. Artık okumak bir moda halini almaya başladı. Herkes favorilerde olan kitapları bulup okuyor. Kimileri ise ünlü yapıtları okuyup bitirme peşinde. Peki ama biz neden bunu
Sinan Canan hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Sinan Canan’ın onlarca videosunu izlemişimdir, izlemeye de devam ediyorum. Yıllardır uğraştığı bir şey var. Bu uğraşının adı da onun tabiriyle bilimi “halk dilinde” anlatmak. Bunu başarıyor mu? Bence başarıyor. Uzmanlık
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Yazarımız Colette Dowling 23 farklı dile çevrilen bu kitabını, kendi uyanışı sonrasında görüştüğü pek çok kadına ve tabi ki kendine dair yaptığı analizler neticesinde 1981 senesinde kaleme almıştır.
"Yaşamının tamamını kocasını düzenli tutmaya ve çocuklarını “korumaya" adayan kadın bir aziz değil, sığıntıdır." diyen yazar
Dünya nereye gidiyor sorusunun cevabını şimdilerde kaç kişi arıyor? Coğrafyanın kader olduğunu hep bir ağızdan haykırır olduk. Bu söz zamanında kimse tarafından bilinmeyen bir denklemken şimdilerde dillere pelesenk olması bir tesadüf sonucu değil. Şimdi bir sanat galerisine girdiğinizi hayal edin, karşınızda sanat olduğuna emin olduğunuz bir tablo
"Belli bir hedefi olmayan her hayat bir hatadır." (Stefan Zweig)
Anlamını bulmak için acı çekmen gerek eğer acı kaçınılmazsa, anlamı olmadan durduk yere çekilen acı mazoşistlik tanrısına dönüştürür sizi. Nietzsche der ki; -"Beni öldürmeyen şey, beni daha da güçlü kılar."-
Anlamını bulmak için (hayatın) sevmen gerekir bir
Bu Kitap hakkında inceleme yapabilmek için, yazarın iki eserini daha okuduğumu, sadece Lolita üzerinden bir değerlendirme yapmadığımı itiraf ederek başlayayım. Hassas bir konu olduğunu düşünürsek, objektif olabileceğime dair öz güvenimin çıtası oldukça düşük seviyelerdeydi çünkü.
Tahmin edileceği üzere okunması oldukça zor, yorucu bir kitap..
Üç aşama var: Birincisi sevmemek ve sevilmemek, ikincisi sevmek ve sevilmemek (benim durumum), üçüncüsü sevmek ve sevilmek.
Bana sorarsan ikinci aşama birinciden daha iyi, ama üçüncüsü! En muhteşemi o!