Teddy'nin içindeki daha çok bir ölüm arzusuydu. Yıllardır yaşamak için iyi bir neden bulamıyordu, bu doğruydu. Ama ölmek için de iyi bir nedeni yoktu. Kendini öldürmek mi? En yalnız gecelerinde bile bu ona çok zavallıca bir seçenek gibi görünmüştü. Utanç verici. Zayıf.
Halktan en kaba insanımız bile bizim "büyük toplum adamının" bazı düşüncelerinden, dürtülerinden utanç duyar; aydınlarımızın pek çok faaliyetine tiksintiyle, nefretle baktıklarına eminim.
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
Kınama ve ayıplamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
Kavga etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
Sıkılıp, utanmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,
Kendini suçlamayı öğrenir.
Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
Sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse
Kendine güven duymayı öğrenir.
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,
Takdir etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
Adil olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,
İnançlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
Kendini sevmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.
Narsisizmde kendiliğin iki yönü vardır: Bunlardan biri kendine abartılı önem atfetme iken, diğeri boşluk ve ümitsizlik duygusudur. Kendiliğin bu şekilde olmasının sebebi kişinin çocukken sevgi ve anlayış için ebeveynine her dönüşünde, orada ebeveynin kendi problemleri ve ihtiyaçları ile karşılaşmış olmasıdır. Çocuk kendini keşfetmek için gerekli olan yardımdan mahrum kalır ve bu mahrumiyeti gerçek ya da hayali bir terk edilme tehdidinin altında ebeveynleri ile ilgilenerek gidermeye çalışır. Zeki ve hassas olan çocuk, ebeveynlerinin duygularına uyumlanmayı ve onların duygularını düzenlemeyi öğrenir. Bu çocuklar yaşlarının çok üstünde bir olgunluk gösterir, içgüdüsel bir şekilde başkalarının duygu durumlarını düzenler, tıpkı bukalemun gibi farklı kişilere ve sosyal durumlara uyum sağlarlar. Bu çocukların içsel deneyimleri başkalarının ihtiyaçlarını yansıtır.
Narsisizmin diğer yüzü ise çocuğun duygusal dünyasının ebeveyn tarafından hiçbir şekilde aynalanmamış olan yönlerini yansıtır. Çocuğun gerçek kendiliği, yani kendine özgü tarafları görmezden gelinmiş, gelişememiş, doğru düzgün ebeveyn bakımını bekler halde kalmıştır. Terk edilme ve utanç duygusundan oluşan bu çekirdek, başkalarının duygu durumunu düzenleyebilmekten gelen kendini çok önemli görme algısı altında gizlenir. Patolojik bakım veren rolündeki çocuk dışarıdan bakıldığında mükemmel bir evlat, başarılı bir öğrenci, sadık bir arkadaştır. Halbuki bu çocuklar içlerinde bir boşluk, üzüntü ve kaybolmuşluk duygusu hissederler...
Sayfa 208 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okudu