Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seni, lavanta kokulu bir sabunda; bir kavun diliminde, açık, uçuk gümüş rengi bir çorapta; bir yasemin dalında; adını bilmediğim, bilmemekten utanç duyduğum halde öğrenmek istemediğim tek bildiğim, görünüşüne bakılırsa tatulayla bir hısımlığı olması gerektiği sabun kokulu, el büyüklüğünde, fildişi rengi bir çiçeğin açışında; yıkık kemerlerde uyuklayan kedilerde; gecenin soğumuş kumunu döven, patlayan dalgaların sesinde; günün ilk ağartısında —karanlık saatler boyunca dağıtıp durduğun yatağında sabahın serinliği çıplaklığına işlemeğe başlarken— uyanmaksızın, omuzlarına doğru çektiğin, örtündüğün bir çarşafın ılık, ak mutluluğunda bulacağım; dirim içimden çekilesiye... Kokularım, seslerim, görüntülerim, anılarımsın sen benim. Dokunduğum, okşadığım, en gizli tadını tattığımsın. Kahvaltının üçüncü çayı bittiğinde "Uyanamadın mı daha?" dediğim zaman "Ne gereği var?" diyen ilk insansın bana. Yıllardır, yaz gelince bir denize, belli bir denizin belli bir noktacığına gitmekten, orada birkaç gün geçirmekten umduğumuz, bu birkaç günde bulduğumuz nedir? Ödünç bir genlik mi? Bir bolartı tansığı mı? Bir çocukluk uçmağına uğramanın vazgeçilemez olmazlığı mı? Yoksa, bir özgürlük düşü ardında gizlenmiş mutluluk, sürünün içinde kalıp kurda nanik demenin çocuksu böbürtüsü mü?
Yasaların yargısı doğru mudur Ya da yanlış mıdır bunu bilemem; Bildiğim tek şey bu hapishanede Demir gibi sağlamdır tüm duvarlar, Bir yıl kadar uzundur her geçen gün Yıl bitmek bilmez, uzadıkça uzar. Kabil'in Habil'i öldürdüğü Günden beri hiç dinmedi acılar Çünkü insanların insanlar için Koymuş olduğu bütün yasalar Tıpkı
Reklam
Ömür boyu iğrenç ve itici bulunan kişiler için öldüklerinde birdenbire sanki yaşamları boyunca hiç iğrenç ve itici olmamışlar gibikonuşulduğunu sık sık gördüm. Bu türden zevksizlikleri her zaman utanç verici buldum. Bir insanın ölümü, ondan bir başkasını yaratmaz,...
Sayfa 67
Şeyh Efendi, gerçekten inanan insanlar gibi Allah'ın öfkesinden, kızgınlığından korkmuyordu; onu korkutan, Yaradan'ı yarattığından dolayı utandırmak, onun gözünden düşmek ve Allah'ın sevgisini ve şefkatini artık hak etmediğine inanmaktı.O Rabbına aşıktı ve bir kadına, hele ki kendine yasaklanmış bir kadına duyduğu günâhkar arzunun böylesine utanç verici ve yakıcı olması da, bunu asıl sevdiğine karşı bir ihanet gibi görmesindendi.
Sayfa 154Kitabı okudu
Sonradan görme insanlar maymuna benzerler. Yükseldiklerini görürsünüz, yükseklere çıkmaktaki becerilerini takdir edersiniz ama, doruğa ulaştıkları zaman ancak utanç verecek yerleri görülür.
Sayfa 44 - Morpa Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kapı olmak hiç de sevimli değil,” diyordu içimizdeki çamların en yaşlısı, “Bir kere, kapı olunca kilit takarlar bize. İnsanoğlunun böyle acayip huyları vardır. Evet, gözümümüzün yaşına bile bakmadan kilit takarlar. Kilit ne demektir bilir misiniz?” “Ne demektir?” “Ben size söyleyeyim, kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce… İnsanoğlunun
Reklam
Çevrendekiler, o erişilmeyen bilgiçlikleri, hayvanca sersemlikleri ( ama hayvanlar daha iyidir ), iblisçe iyilikleri, insanı katil eden sevgileriyle senin için ne derlerse desinler Milena; ben Milena, ben senin haklı olduğunu biliyorum, ne yaparsan, nasıl davranırsan davran haklısın; ister Viyanada kal, ister buraya gel, istersen Viyana ile Prag arasında bocala dur, seni suçlayacak değilim. Sana inanmasaydım, ilgilenir miydim seninle? Denizin dibindeki avuç içi kadar yer suyun baskısına nasıl dayanıyorsa, sen de öyle dayanıyorsun Milena. Yaşam rezillik aslında, midemi bulandırır hep; yaşamımla başa çıkacağımı, insanlara dayanabileceğimi ummazdım bugüne değin, utanç duyardım bundan ötürü, ama sen, her şeyi öğrettin bana şimdi, dayanılmayacak gibi olan yaşam değilmiş meğer.
Sayfa 114
Gandi: " Kin, utanç ve korkunun olduğu yerde Allah ortaya çıkmaz." diyor.
Sayfa 299Kitabı okudu
"Konuşmanın esasları aslında hiç konuşmamaktır. Eğer bir şeyi konuşmadan bitirebileceğinizi düşünüyosanız, tek kelime etmeden bitirin. Konuşmadan başarılamayacak bir şey varsa, insan az kelimeyle konuşmalı. İnsanın ağzını rastgele açması utanç getirir ve insanlar böyle birine çok kez sırtlarını dönerler."
" 'Kitapların -kendi aralarında- Savaşı', ne denli gülünç görünse, gerçekçi bir fikirdir. Das Kapital ile Mein Kampf'ı yanyana taşıyan bir rafta, ki ben o iki kitabı aynı cümlede bir abesliği göstermek adına kullanıyor olmaktan bile utanç duyuyorum, bir kasırganın kopmaması düşünülebilir mi? Komşu olmaktan en hafifinden kırgınlık duyacak, acı çekecek, öfkelenecek kitapların listesi koskoca ciltlere sığmaz."
Reklam
"İşte, demek böyle duş alınabiliyormuş. Aynen çocuklar gibi. Savaş sırasında buradayken, onların sık sık üzerlerinde elbise, dışarıda koşturduklarını görürdüm. Yağmur altınca dans eden onca küçük kahverengi vücuttan daha sevimli bir şey olamaz. Utanç yok, mahcubiyet yok." "Tıpkı olması gerektiği gibi."
Sayfa 257
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.