Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fetret Devri, on bir yıl gibi oldukça uzun sürmesine rağmen, dikkate değer bir konudur ki, Osmanlı’ya karşı, yeni fethedilen Avrupa topraklarından hiçbir ayaklanma olmamıştır.
" Bilim sürekli bir devrimci ayaklanma durumunda yaşayamaz, en azından toplumdan daha uzun bir süre bu durum da kalamaz. Tam da bu nedenle, devrimler göreli olarak nadir olaylardır; hem toplumda hem de bilimde. "
Reklam
Uzun ama okunası
"1821'de Yunanlar, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandılar. Bu ayaklanma İngiltere'nin liberal ve romantik çevrelerinde büyük sempati topladı, hatta şair Lord Byron isyancılarla birlikte savaşmak için Yunanistan'a gitti. Öte yandan, Londralı finansçılar burada bir fırsat da gördüler. İsyanın liderlerine Londra borsasında işlem görebilecek Yunan isyanı senetlerini teklif ettiler. Eğer bağımsızlık kazanılırsa Yunanlar bu senetleri faiziyle birlikte ödemeyi kabul edecekti. Bireysel yatırımcılar da kâr etmek için veya Yunanların davasına sempati duydukları için ( ya da ikisi birden) bu senetlerden aldılar. Yunan isyanı senetlerinin Londa borsasındaki değeri, Yunanistan'ın savaş meydanındaki başarılarına ve başarısızlıklarına göre inip çıktı. Türklerin zamanla savaşta üstün geldiği ve isyancıların yenilmesi an meselesi olduğunda, hissedarlar tüm paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar. Onların çıkan milli çıkar anlamına geldiğinden, İngilizler uluslararası bir filo hazırlayarak Osmanlı'nın ana donanmasını 1827'de Navarin'de batırdı. Sonuçta, yüz yıllardır süren boyunduruktan sonra Yunanistan nihayet özgürdü, ancak özgürlük ülkenin asla ödeyemeyeceği bir borç yükü karşılığında elde edilmişti. Bağımsızlıktan sonra Yunan ekonomisi, on yıllar boyunca İngiliz finansörlere bağımlı kaldı.
Sayfa 324 - Kapitalist İtikatKitabı okudu
Bir yerden tanıdık geldi :)
Squealer, pazar sabahları, ayağıyla tuttuğu uzun bir kâğıt parçasından birtakım rakamlar okuyarak, çeşitli gıda maddelerinin üretiminin yüzde iki yüz, yüzde üç yüz, yüzde beş yüz arttığını açıklıyordu. Hayvanlar, Ayaklanma'dan önceki koşulları artık doğru dürüst anımsamadıklarından, ona inanmamak için bir neden göremiyorlardı. Ama gene de, öyle günler oluyordu ki, daha az rakam dinleyip daha çok yemek yiyeceğimiz günleri ne zaman göreceğiz, diye düşünmeden edemiyorlardı.
İnsanlığın uzun ve kasvetli tarihini düşündüğünüzde itaat uğruna işlenen gizli cinayetlerin ayaklanma adına işlenen cinayetlerden daha fazla olduğunu göreceksiniz. -C. P. Snow, "Either-Or" (1961)
Sayfa 431Kitabı okudu
Rus Devrimi
Şubat Devrimi'ni (Şubat 1917'de eski düzene karşı kendiliğinden gelişmiş bir ayaklanma) savaşın felaketlerle dolu üç yılı kışkırtmıştı ama sekiz ay sonra gerçekleşmiş Bolşevik İhtilali ülkeyi daha uzun bir süre için savaş ve ekonomik zorluklara mahkum edecekti. Bu karışıklık Baltık, batı ve Volga-Ural bölgelerinde yaklaşık iki yıl ve Kafkasya'da da yedi yıl daha sürecekti. Bu kaos döneminden sonra (genelde Rus iç Savaşı olarak adlandırılmaktadır) imparatorluğun büyük kısmı 1918'den itibaren "Rus Komünist Partisi (Bolşevikler)" olarak bilinecek oluşumun yönetimi altına girecekti.
Sayfa 366 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Uzun Ayaklanma
Sonra göğüslerinin o mağrur uçurumu O ebruli başdönmesi gamzelerinde tüten Ağzın ki bir uzun ayaklanma ölüme karşı Yürüdükçe yolları gelincik tarlasına çeviren Öyle kısa sürüyor ki gelişinle gidişin Ne çekiyorsam ayaklarından çekiyorum 1995
Squealer, pazar sabahları, ayağıyla tuttuğu uzun bir kağıt parçasından birtakım rakamlar okuyarak, çeşitli gıda maddelerinin üretimin yüzde iki yüz, yüzde üç yüz, yüzde beş yüz arttığını açıklıyordu. Hayvanlar, Ayaklanma'dan önceki koşulları artık doğru dürüst anımsamadıklarından, ona inanmamak için bir neden göremiyorlardı.
Sayfa 98
İtalyada MÖ 140-70 arasında üç ayaklanma oldu; en önemlisi Spartacus’un yönettiği son ayaklanma, uzun süren bir askeri harekattan sonra bastırıldı ve 6000 kölenin Capua ile Roma arasındaki yolda çarmıha gerilmesiyle sonuçlandırıldı.
Sayfa 225 - ALFA/Tarih
Kaç gece daha sabah olmaz, kim bilir? Kaç kez daha tövbeler unutulur, yeminler silinir? Sanıyor musun ki Tanrı böyle bir isyanı affedebilir? Ayaklanma çıkti kalbimde, durdurun lütfen. Ölürsünüz yoksa, beni öldüremeden! "Boyumdan büyük, ömrümden uzun severim ben," İyi savaşırım ayrılık cephelerinde, Silahsız gelin efendiler, mermilerim sevgiden, Ne şehit, ne gazi, aşk yoluna gitti derler...
Reklam
Kürtlerin tüm hakları ellerinden alınmış, dil dahil, onlara ait ne varsa her şey yasaklanmış, şiddet ve baskıyla bir asimilasyon politikası izlenmeye başlanmıştı. Kürtler buna direnmiş ama her defasında mağlup olmuşlardı. Türkiye'nin resmi kayıtlarına göre 1925 ile 1950 yılları arasında Kürtler 28 kez "ayaklanmışlardı" ve devamlı kırılmışlardı. "ayaklanma" sözü gerçeği yansıtmıyor, Kürtler ayaklanmamış, herkes kendi bölgesinde, merkezi bir örgütlenme ve kumanda olmadan, yeni düzene karşı direnmişti. Ama hep başarısızlığa uğrayarak, mağlup olarak. Bu mağlubiyetlerin bilançosu çok yüksek; yüzlerce liderin idam edilmesi, yüz binlerce insanın göçü, onbinlerce insanın katledilmesi ve hiçbir hakka sahip olmadan topyekûn bir kabul, bir itaat. Sayısız hayalkırıklığı, ihanet, eziklik, çaresizlik, esaret, onur ve güven duygusuzunun kaybolması, korku ve belki de en önemlisi büyük sevinçlerin, mutlulukların, yaratıcı şevk ve güçten uzak bayağı bir hayat...
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Sayfa 57 - SEL , sayfa 57-69 arası
Biraz uzun ama merakta ilmin hocasıdır
Edebiyat tarihi, aşktan yakınmanın tarihi biraz da. Şairi ayrı dertlenir, romancısı ayrı. Kalabalık bir kavuşamayanlar kadrosu. Kavuşmanın nesini yazacaksın zaten; kavuşmuş, dinmiş, debisini yitirmiş, uyuklamaya geçmiş bir hikayeyi kim merak eder? Aşktan müştekileri dinleyince görünen, aşkın bir dert, bir iptila olduğudur ya, aşığın fırsatını
Uzun Ayaklanma
"Öyle kısa sürüyor ki gelişinle gidişin Ne çekiyorsam ayaklarından çekiyorum."
Sayfa 96 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Gerçekte hiçbir devlet önemli herhangi bir değişiklik olmaksızın Türkler'in devleti kadar uzun süre ayakta kalmadı ve buna karşılık hiçbir site halk siteleri ve demokratik siteler kadar az kalıcı olmadı ve en çok ayaklanma bu sitelerde görüldü.
255 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.