Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Seni her türlü hava ve yol koşulunda seviyorum.”
Bu yol, bu yol, bu derin yol ki dâimâ mümted Bu yol uzun ve benim dizlerim eğildi; gözüm Kapandı. Da'vet-i yeldâla titriyor rûhum; Bırak ve git, beni mevt-i leyâle tevdî et..
Sayfa 37 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Her uzun yol, ilk adımla başlar. Her problemin çözümü çoğu kez minik bir dokunuştur. Ve her uzun söz de harflerden ve kelimelerden oluşur.
"Uzun bir yol yürümüş, ama ruhu gölgelerden çıkmamıştı."
Sayfa 261Kitabı okudu
O zamana değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda, yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan bu yolda sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi
Ama solunan hava, yüzülen su, oturup-kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir.
Reklam
Ama solunan hava, yüzülen su, oturup-kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir.
Bu saçları düşünüyorum Geldikleri yeri, Katettikleri ve katedecekleri yolu Uzun bir yol olacak, biliyorum. Atölyemden çıkmayan bendenizin göreceğinden Çok daha fazla insan görecekler. Olsun, onların yolculuğu benim de yolculuğum sayılır.
"Tanrım, birine şu sözleri söylemek için önümde daha çok uzun bir yol var: Hayatımın geri kalanında uğruna her şeyimi vereceğim adam sensin."
Reklam
Ama solunan hava, yüzülen su, oturup kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir.
Sayfa 88 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Atsız başlangıçta dergiyle fiilen de meşgul oluyor ve yoruluyordu. 01 Ekim 1950'de Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta “Bu Orkun dergisi böyle giderse benim imanımı gevretecek. Bir tashîh memuru tuttuk ama daha iş kıvamına girmedi." demektedir (Hacaloğlu 2013: 43). Yine Yılanlıoğlu'na yazdığı 11 Ocak 1951 tarihli bir mektubunda ise
Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
İnsanlar kötülüğe akın akın gider, Kolay ulaşır ona. Yolu düz, yeri yakındır kötülüğün. İyiliğin önüneyse, alın terini komuş Tanrılar. Ona varan yol uzun ve sarptır, derler.
'' Milliyetçiliğin ve ırkçılığın taşlaştırdığı yüreklerin yol açtığı, anlatılması olanaksız insani dramlarla dolu, çılgınlıkların sonucu ne oldu? ''
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.