“Orient Express treninin 1883’te çıktığı ilk yolculuk, Fransız Wagons-Lits şirketinin birkaç yıl içinde ne kadar geliştiğini göstermek üzere düzenlenmişti; bundan sonraki hedef hattı Avrupa’nın öteki ucuna, İstanbul’a kadar uzatmaktı.
Avrupa’nın ikinci derecede önde gelen şahsiyetlerinden bazıları bu ilk yolculuğa davet edildi; seyahat
Hayatım hep bir yol aramakla, sonra bir yol bulduğumu sanmakla geçiyor. Yolların bir kurtuluşa çıkmadığını uzun zamandır biliyorum. Bu yüzden işte, hiç olmazsa denize çıksın.
Çocukluk ve yaşlılık birbirine benzer. Her iki durumda da, değişik nedenlerle, insan oldukça savunmasız olur; hâlâ –ya da artık– etkin yaşantının bir parçası değildir, bu da korunaksız, açık bir duyarlılıkla yaşamaya yol açar. Bedenimizin çevresinde görünmez bir zırh oluşması ergenlik döneminde başlar. Bu zırh bu dönemde oluşur ve ergin yaşam boyunca kalınlaşır. Gelişimi biraz da incininkine benzer, yara ne denli büyük ve derinse, çevresinde oluşan zırh da o kadar güçlü olur. Ama sonra zamanla, çok uzun süre giyilen bir giysi gibi en çok kullanılan yerlerinden yıpranır, dikişleri atar ve ani bir hareket sonucu yırtılır. Başlangıçta hiçbir şey fark etmezsin, zırhının hâlâ seni sıkıca sardığını sanırsın, ama bir gün birdenbire, aptalca bir şey karşısında bir çocuk gibi nedenini bilemeden ağlamaya başlarsın.
Kudüs'le ilgili kaynak eser tavsiye ederken hâlâ düşünüyorsak, meseleyi ayrıntılı şekilde anlatan kitaplar hâlâ yabancı dillerden tercüme ise, akademide hâlâ tatmin edici derecede Kudüs çalışmaları yapılmıyorsa... Demek ki, önümüzde yürünecek uzun bir yol var. Ve demek ki, bazı şeylerin nasip olmaması boşuna değil.
Insan bakışları ile bir şeyler anlatmaya çalışır mıydı ?
Hektor susarak konuşmayı çok iyi biliyordu.
Aniden dudaklarından dökülen dizelere yarenlik eden tok sesi, geri dönülemez bir hasara yol açtı.
"Çok çok uzun yıllar önce,
Deniz kıyısında bir krallıkta
Bir kız yaşarmış, belki tanırsınız onu.
Adı Annabelle Lee.
Ve kız hiçbir şey düşünmezmiş
Beni sevmek ve benim onu sevmemden başka."
Yıldızların bizim için doğup battığına, evrenin varlık nedeninin insan olduğuna
inanma gereksinimi duyuyorsak, bilim kibirimizi boşa çıkararak hatırımızı mı kırmış oluyor?
Kendisinden önceki ve sonraki birçok kişi gibi Fredrich Nietzsche de The Genealogy oj Morali
(Ahlakın Soykütüğü) adlı eserinde bilimsel devrimin "insanı gitgide küçülten