Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tamar kaşlarından birini kaldırdı. "Arkadaşın epey eğleniyor gibi." Omuz silktim."Malyen hep boyleydi. Onu Fjerdalı suikastçılarla dolu bir kampa bırak, çok geçmeden adamların omuzlarında dışarı çıkar. Girdiği her ortamı neşelendirir." "Peki sen?" "Ben biraz daha yabani ot gibiyimdir." Dedim donuk bir sesle. Tamar gülümsedi. Dövüş esnasında soğuk ve sessizdi ama ortalık dinince kolayca gülen biri oluyordu."Yabani otları severim," dedi korkuluklardan uzaklaşıp yere serili halatı toplarken. "Hayat mücadelesi vermeyi iyi bilirler."
Sayfa 127 - Martı Yayınevi
Çift Kağıt
Sen sus pus, ağzın açık dinlerken onu, bu hikayeyi Mehlika'ya mutlaka anlatmalıyım diye düşündün. Sen düşünedururken, "Ben severim kelimeleri, bilirsin" dedi sana. "Bilirim" dedin."Onun için buradayım zaten." "Aşkla seyrettim pencereden demiş ya beyamca, pencere ne demektir, bilir misin diye sordu sana.". "Bilmiyorum" dedin. "Bak"dedi. "Pencere, penc ve re kelimerinden oluşuyor. 'Penc', şu tavladaki sayı, yani beş demek. 'Re' ise yol demektir. Burayı şu dört duvarı düşün. Hangi tarafa gitsen yol yok, kapalı. Pencere de bu dört duvarın arasında açılan beşinci yoldur, unutma" dedi.
Sayfa 60 - DoğanKitabı okudu
Reklam
Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum."
Hiç tanımadığım, hiç görmediğim Birini severim ölürcesine Bazen varlığıyla ürperir içim Hatta aşinayım ılık sesine Birini severim ölürcesine Bembeyaz elleri saçlarımdadır Bense o kadını görmek istemem Bilirim; güzümde baharımdadır Cennet gözlerinde, bende cehennem Bende o kadını görmek istemem Ne o beni görsün, ne de ben onu Bu masmavi rüya sürsün böylece Ne başı bilinsin, ne gelsin sonu Onu düşüneyim gündüz ve gece Bu masmavi rüya sürsün böylece Böyle bir sevgiye ömür az gelir Ben bir hayal sevdim ölürcesine Ey! Hayal madde ol, karşımda belir Kanayım ömrümün her gecesine Ben bir hayal sevdim ölürcesine
Sayfa 100Kitabı okudu
Aşk diye gelirler, biri sever, öbürü sevmez, seven karşılığını almak ister, en sevdiğim büyü budur, AŞK büyüsü. Hep kadınlar gelir, aşık erkek olsa, aşığın kız kardeşi, anası, yengesi, halası, teyzesi, ne bileyim ben, ama hep kadınlar gelir. Tabii, kadınlar kendileri için de gelir. Ama daha çok muhabbet büyüsü için. Ah, bu iki büyüyü çok severim, inanarak yaparım ve büyü tutsun isterim. Tüm bilgimi koyarım saatlerce, hatta günlerce düşünürüm, geceleri düşlerimde görürüm, düşlerimde birbirlerini severler, sevişirler, onları dudak dudağa veririm, çırılçıplak kılarım, birbirleriyle sarmaş dolaş yaparım, geceleri, ya olsa bile ateş yakarım, aşk ateşi, büyümü bu ateşle, bu ateşte gerçekleştiririm, iyilik büyümü, aşk, muhabbet büyülerimi, sarı sırma saçlı kadınlar için, kara gözlü, kara kaşlı erkekler için, ak tenli, benli kadınlar için, erkekleri onları sevsin diye, ateşle, ateşte… Ama bu kez bir erkek döşekte yatan, üstelik benim döşeğimde, hem de çıplak, çırılçıplak iken sevdiğini söyledi ve bana kalırsa kavuşamayacağını düşünüp ölmek istedi. Onu sevgilisine, bir kez olsun kavuşturacağımı söyledim. Bir kez, gerisine karışamam dedim. Çünkü bu insanların aşklarının sonu yoktur, yaşatmazlar onları; kötü ruhlar değil, insanlar. Ona bu sözü verdim. Sonra, merakımı yenemeyip sordum: geçen gece bunun için mi çaldın kapımı? Ah! anacım, dedi, niçin çaldığımı, hangi kapıyı çaldığımı biliyor muydum ki? Bildiği tek şey, gecenin içinde, tek ışığın senin kulübenden geldiğiydi. Böyle dedi. Hala tir tir titriyordu.
(Kulum, kendisine farz kıldığın şeylerden daha sevimli başka hiçbir şeyle bana yaklaşamaz) Kulum nâfile ibadetleri yapmakla bana yaklaşamaya devam eder ve nihayet ben onu severim. Onu sevdiğim zaman da(kendisine vereceğim özel yardım ile) onun işten kulağı, gören gözü yürüyen ayağı olurum (Şayet benden bir şey isterse ben ona veririm, bana sığınırsa onu korurum). Hadis-i Şerif(Buhârî...)
Sayfa 80 - undefinedKitabı okudu
Reklam
Seni En Çok Ben Severim
Onun içini sadece kendi içimden görebilirim. O benim! Eğer onu en çok ben sevdiysem, kendi yalnızlığını hissettiği ve eşsiz bir anda onu kimsenin benden fazla sevemeyeceğini anlayıp üreperecek.
Sayfa 35 - EverestKitabı okudu
İmam-ı Azam Ebu Hanife zamanında onu sevmeyen ve ona buğzeden muhaliflerinden bir tanesi, talebelerinin ve sevenlerinin huzurunda onu cevapsız bırakıp mahcup etmek için aldatıcı bir soru hazırladı. Ve büyük imamın bulunduğu meclise gelip bu aldatıcı ve karmaşık soruyu sordu. -Bir adam var ki onun kamil bir Müslüman olduğuna herkes şehadet eder,
Sayfa 171Kitabı okudu
Nafileler Nafile mi?
Ebu Hureyre r.a'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Allahu Teala şöyle buyurmuştur." dedi. Her kim bir dostuma düşmanlık ederse ben de ona karşı harp ilan ederim. Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden -benim katımda daha sevimli herhangi bir şeyle- bana yakınlık kazanamaz. (Farzlardan sonra) Kulum bana nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) onun işiten kulağı, giren gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne dilerse onu mutlaka veririm, bana sığınırsa onu korurum. (Buhari , Rekaik, 38/6502)
Reklam
Görüyorum ki, baş­ ka yollardan gittiğimiz halde ikimiz de aynı neticeye varmışız: ikimiz de birer insan arıyoruz, kendi insanımızı... Eğer birbiri- mizde bunu bulursak harikulade bir şey olur... Asıl ehemmiyeti olan budur, öteki meseleler ikinci derecede kalır... Kadın, erkek münasebetlerine gelince, hiçbir zaman korktuğunuz cinsten bir insan olmadığıma emin olabilirsiniz. Gerçi başımdan geçmiş maceralarım yok, fakat kendim kadar hürmet etmediğim ve kendim kadar kuvvetli bulmadığım bir insanı sevebileceğimi aklıma bile getirmedim. Demin tezlil edilmekten bahsettiniz. Bir erkeğin buna müsaade edebilmesi bence kendi şahsiyetini inkâr etmesi, asıl kendini tezlil etmesi demektir. Ben de sizin gibi tabiatı çok severim, hatta diyebilirim ki insanlardan ne kadar uzak kaldıysam tabiata o kadar sokuldum. Benim memleketim dünyanın en güzel yerlerinden biridir. Tarihlerde okuduğumuz birçok medeniyetler oralarda kurulmuş ve yıkılmıştır. On on beş asırlık zeytin ağaçlarının altında yatarken bir zamanlar bunların mahsulünü toplayan insanları düşünürdüm. Çam ağaçlarıyla kaplı dağlarında, insan ayağı basmamış zannedilen yerlerde mermer köprülere, işlemeli sütunlara rastlardım. Bunlar benim çocukluğumun arkadaşları, hayallerimin mevzuuydu. O zamandan beri tabiatı ve onun mantığını her şeyin üstünde tutarım. Bırakalım, arkadaşlığımız da tabii yolunda yürüsün. Biz ona suni istikametler vermeye, peşin kararlarla onu bağlamaya çalışmayalım!"
1.012 öğeden 976 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.