Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sözüm ona bağlı olduğunuz kurallar nedeniyle, doğal olarak size acınmasını istemiyorsunuz çünkü kuralların koyulma sebebi gurur ve kibirden başka bir şey değildir ("bedelini ödeyen benim") ama yine de kurallarınızın test edildiği durumları tartışmaya bile gerek yok. Bu durumda sadece sessizce eliniz öpülür. Ben sizin kurallarınıza inanıyorum ama hayatınız boyunca bir lanet gibi acımasızca üzerinize çökerek hayatınızı etkileyebileceğine inanmıyorum. Bu bir içgörü elbette ve gideceğiniz yolda size eşlik edecek bir içgörü ve bu yolun sonu yok.
rivayet o dur ki ! uyku ve kuyu arasındaymış ömür masalı ne üç elma düşmüş gökten ne de can verilmiş balçığa o ıssız korularda dilsiz bir söylencedir Yusuf’tur biraz biraz kuyu ve zindan ve şakırdayan zincirlerin sesi tırmalarken kulağını kölelerin yağız atların yelelerinde akan çocukluğumdur ve babam köylüdür çokça çok esmer, çok
Reklam
Bir tırtıl gibi ol. Sana yolun sonu dediklerinde; Önce tebessüm et ve sonra kelebek ol.
Yalanla dolanla çıkılan her yolun sonu hüsran . Yapmayın . İnsanlara bunu yapmayın ..
736 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bu senin yolun ya da yok oluşun.
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik - Deliler Ve Cellatlar Her şeyin bir sebebi olduğunu biliyordum ama açıkçası bu kadarını ben bile beklemezdim. Ama Arın Lordum ne der bilirsiniz: Daha azını beklemezdim, Gök'
Krallar ve Soytarıları
Krallar ve Soytarıları
sonu oldukça tartışmaya açık bir sondu. Ve tabii araya serinin safe place kitabı olmaya aday
Ejderha ve Yıldız
Ejderha ve Yıldız
girince benim
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024107 okunma
"Bu şimdiye dek yaptığım en iyi ,en doğru şey ve bu yolun sonu , şimdiye dek hiç bilmediğim kadar güzel , çok güzel bir uyku..."
Can yayınları
Reklam
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Habil mazlum, Kabil zalim İkiside insan soyu. Pekmez helal, Şarap haram İkiside üzüm suyu. Vakar helal, Kibir haram İkiside insan huyu. Cennet hak, Cehennem hak İkiside yolun sonu. Yarabbi sen bizi kötü soydan, kötü sulardan, kötü huy ve kötü sondan muhafaza eyle.
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
Reklam
102 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
kapak kurbanı kitaplardan biri daha... kurgusu güzel, anlatımı güzel, karakterleri ayrı güzel. tek kusuru kapakları olsun bakalım. daha ilk sayfalardan bizi kendine çeken bir hikâye. FBI ajanı Logan ve seri katil Lana'nın tanışmasıyla başlıyor kitap ve bizi olacaklara dair meraklandırmayı başarıyor. Lana'nın geçmişi öğrendikçe canımızı yakıyor, düşündükçe bile elim ayağım titriyor. yaptıklarından kolayca sıyrılan ve vicdanlarından arınıp kendi iyi hayatlarına bakan bu kişilerden intikamını alışını okuyoruz. tabii bu yolun içindeyken bir yandan da beklenmedik aşkını ele alıyor yazar. aralarındaki çekim, uyumları, ilişkileri çok güzeldi. uzun bir süredir merak ettiğim bir seri olsada hiç beklentiye girmemiştim. zaten kısa bir kitap su gibi aktı hiç sıkılmadan okudum. sonu da heyecanlı bitti bir an önce ikinci kitaba başlamak istiyorum ve devamında neler olacağını, nasıl biteceğini de merak ediyorum. kapağı bir kenara bırakıp bir şans vermenizi tavsiye ederim.
The Risk
The RiskS. T. Abby · 2016122 okunma
Zaman
Bir cümle kurmakla bin cümle kurmak arasında geçip giden bir şey değildi zaman. Gece ile gündüz arasında, yolun başı ile sonu arasında, yazla kış, doğumla ölüm arasında geçip giden bir şey değildi. İlle de geçip giden bir şey lazımsa, bizdik o; bizden başkası değildi. Hükmü yoktu zaman denen şeyin. Hükmü olmayan şeyin varlığı zaten anlamsız, varlığı anlamsız olan şeyin yokluğu zaten önemsizdi. O gece orada bin sene oturmuş olabilirdik... Veya bir dakika. Bu ifadenin çelişkili göründüğünün farkındayım. 'O gece' ve 'Bin sene' yan yana olmaz, bir gecenin içine bin sene sığmaz gibi geliyor kulağa. Ama ikisi de yoksa...Olur... Sığar... Hükümsüzdü zaman. O halde yoktu.
Sayfa 34 - İletişimKitabı okuyacak
Kazanırken neyi kaybettin?
Yalnızca, ilerdeki bir hedef için yaşamak, sığ bir şeydir. Yaşamı dağın tepesi değil, eğimleri ayakta tutar. Her şeyin büyüdüğü yerdir burası. Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Robert M. Pirsig Sosyal medya paylaşımlarında denk geldiğim bir şaka var: Antik felsefe “Ben kimim?” sorusuyla başladı, insanların yaygın kişilik sorunu yaşadığı
Adım Adım Gitmek
"Bak Momo, " derdi, "ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüme upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki insan bunun sonu gelmez sanıyor. O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hâlâ upuzun bir şekilde seni bekliyor. "
Hele insan unsuruna gelince, eşekle, kağnıyla, yahut da sırtlarında cephelere cephane taşıyan kadınlardan, dağdaki asker kaçağını cephelerde vatan kahramanı haline getiren teşkilatçı ve sabırlı adsızlara kadar, bütün bu binlerce ve binlerce gayretler, mihnetler ve sonu gelmez alın terleri ile gözyaşlarıdır ki, beş on bin derme çatma Harb-ı Umumî artığı insandan, 200.000 kişilik silahlı, 2982 makineli tüfek ve 442 topluk muzaffer orduya ulaşan çetin ve kanlı yolun kaldırım taşlarını döşemiştir. Şimdi biz geriye baktığımız zaman bu yolun izleri belki pek göze batmaz. Ama bizim bugün bulunduğumuz noktaya, Mustafa Kemal’in nesli, işte o taşların her birine kendi kanlarından, kendi gözyaşlarından ve alın terlerinden bir şey bırakmışlar, bir şey katmışlardır…
Sayfa 413 - Remzi Kitabevi, 1987Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.