Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
1919 yılı Mayıs'ın 19. günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüm:
(...)Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca
Kemal Tahir in okuduğum ilk kitabı. Sanırım diğer kitaplarını da okuyacağım. Özellikle en çok övülen kitap serisi olan
Esir Şehrin İnsanları serisini. Kemal Tahir, yalnızca yazar değil, aynı zamanda da iyi bir senaristtir. 13 tane de dizi ve filmi yayınlanmıştır. Marksist yazarlardandır. Babası 2.Abdulhamid in yaveri, annesi ise 2.Abdulhamid in kızının
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.
Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN
Deniz ve kara savaşlarında canlarını ülke uğruna siper eden erinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar tüm şehitlerimizin, gazilerimizin ve vatan sevdalılarımızın ruhları şad olsun.
“Sen atları kamçı ile mi idare edersin?”
“Tabiî Paşam… Kamçısız idare edilir mi?”
“Neden idare edilmesin?”
“Biz görmedik.”
Gazi, tramvaycının yanına çıktı:
“Sen şu yerini bana ver de, ben kamçısız idare edeyim.”
Tramvaycı derhal yerini terk etti. Atatürk, dizginleri eline aldı ve atları kamçısız sürmeye başladı.
“Nasıl, idare edebiliyor muyum?”
“Benden daha güzel idare ediyorsunuz, Paşam…”
“Ben de senin gibi idareciyim. Ben de yüz binlerce insanı idare ettim, onları ölüme giden yola seve seve sevk ettim. Fakat bir tanesine bile kamçı kullanmadım…”
Tarih 20 Mart 2020 Koronavirüsün dünyada en son ulaştığı ülkelerden biri olan Türkiye'de yaşıyoruz. Aslında bunun bir dezavantaj olduğunu ve önlemleri çok daha üst seviyelere taşımamız gerektiğini anlamak yerine imanımız güçlü! Melekler tarafından korunuyoruz bize bir şey olmaz dedik geçtik. Mizahını bolca yaptık ölen "gavur"lara
- Baba!
- Evet oğlum.
- Dün gece uyuyamadım hiç...
- Neden oğlum?
- Varsayımlar kurdum, Düşünüp durdum.
- Düşünmenin yararı var.
Ama değil insanın uykusu kaçacak kadar. Her şeyin bir kararı olmalı, Her konuda olmalısın orta karar.
Her şey gibi düşünmenin de,
Azı karar, çoğu zarar!
Filesoflar demişler ki:
"İnsan düşünen hayvan!"
Neydi
25 Ağustos 1922 – Cuma: İsmet Paşa saat 12.00’de ordulara ve Kocaeli Grubu’na genel taarruzun emrini yollar.
26 Ağustos 1922 – Saat 03.30: Başkomutan, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve karargâhlarının savaş kademeleri atlara binerler ve ağır ağır Kocatepe’ye çıkarlar.
26 Ağustos 1922 – Saat 05.30: Batarya komutanları ateş emrini verir. 20 dakika
- Baba!
- Evet oğlum.
- Dün gece uyuyamadım hiç...
- Neden oğlum?
- Varsayımlar kurdum,
Düşünüp durdum.
- Düşünmenin yararı var.
Ama değil insanın uykusu kaçacak kadar.
Bizim memlekette eşşek çooook. Hem de yükleriyle ...
"Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Cuma suresi 5. Ayet)
Bu ayet ile baslamam belki garip gelecektir.
BİR ÇOÇUĞUN SORUSU;
- Din öğretmenimiz demişti ki derste
Müslümanlar ölürse savaşta,
Şehit olurmuş.
Şehitler giderken cennete,
Düşmanları da doğru cehenneme!
-Öyledir elbette!
Günler koşuşturmakla geçip giderken
Neden var olduğunu unuttun
Neden olduğun sorunlarınsa farkında değilsin
Gülmek eğlenmek istiyorsun
Sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin yok
Hayat zaten çok zor
O yüzden müzik seni eğlendirsin
Gerçeklikten uzaklaştırsın istiyorsun
Ama biz müziğin bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz
Bizimle