Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu duyguyu tanıyacaksınız: 'Siyaset Meydanı'nı ya da benzer bir programı seyrettikten, basında bir haber okuduktan ya da yorumcuların, mesela nükleer santral, mesela enflasyon, mesela eğitim konularındaki konuşmalarını dinledikten sonra insanın içinde kalan duygu: Argümanların sonuçsuz, soruların cevapsız, hükümlerin havada kaldığı duygusu. Ve bunu izleyen o tuhaf umarsızlık hali. Umarsız, çünkü 'vardığın sonuca değil, sonuca varış şekline karşıyım' alışık olduğumuz bir murakabe mekanizması değil. Söylenene muhalefet hemen her zaman muhatabın 'demokratik konuşma hakkının ihlali' şeklinde anlaşılıyor ki, bunun da yıllar yılı susturulmuş insanların beklenebilir tepkileri olarak doğal karşılanması gerek zahir. Hasılı, korkarım, akıl yürütmenin, muhakemenin birtakım kuralları olduğuna, bu kuralların matematik kurallarına benzediğine arkadaşları ikna edemedim. Nasıl ki, matematik kurallarına uymayan bir matematikçi düşünülemez, mantık kurallarına uymayan bir iddia/bir argüman sahibi de düşünülemez – bu hususu açıklamakta da yetersiz kaldım, besbelli...
Sayfa 92 - EverestKitabı okudu
Beni güzel hatırla, Bunlar son satırlar Farzet ki bir rüzgardım Esip geçtim hayatından. Ya da bir yağmur, Sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu.. Kaybolup gittim. Belki de bir rüyaydım senin için, Uyandım ve ben gittim. Beni güzel hatırla...
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Vatan sevgisi imandandır. İşte o kadar.
Güzel milletimin, hakkındaki fikirlerle adeta ikiye bölündüğü biri Mustafa Kemal Atatürk. Tarihte başka bir örneği var mıdır bilmem. Başka hangi millet, gücü yetkisi olmadığı halde ültimatom vere vere , yokluk içinde bir millete, milli bir direniş sağlayan komutanı hakkında böyle bir ikiliğe düştü bilmiyorum. Yoktur. Ben Mustafa Kemal
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i Anlamak
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i AnlamakCon Sinov · Masa Kitap · 2022893 okunma
Bu laf insanların ağzına sakız olmuştur; "Sana ebediyen minnet duyacağım", duyup duyabileceğiniz en boş laflardan biridir, buna rağmen sık sık duyulur, hep bu değişmez zarfla, hep aynı sorumsuz "ebediyen"le; somutluktan, gerçeklikten, hatta anlamdan tamamen yoksun olduğunun bir göstergesi daha; hatta bazen devamı gelir: "Senin için yapabileceğim herhangi bir şey varsa, şimdi ya da sonra, ben hayatta olduğum sürece, sırf istemen yeter".....
Gerçek diye bir şey var azizim Kahrolası gerçekler Gerçeğe ithafen dost acı söyler dediler Tatlı şeyler söylemeyi unutur oldular Oysa gerçekler her zaman acı olmamalı Gerçek olmayan bu dünyada Gerçeklere tutunmaya çalıştık bu sefer de Ne acı demi Zaten kırılmış dala tutunacak kadar çaresiz olmak Bazı anlar vardır Çaresizliği iliklerine kadar
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Reklam
Vicdan azabı, öfkenin ilk parlaması söndükten sonra geliyor, yaptığımız ya da söylediğimiz şeyin gerçekliği boğazımızda düğümleniyor.
312 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Yazar Javier Marias ile tanışma kitabım Yarın Savaşta Beni Düşün.1994’te yayımlanan bu kitabın Yapı Kredi Yayınlarından okuduğum ilk baskısı 2016 yılına aittir.Latin Amerika'nın Nobeli olarak adlandırılan “Uluslararası Rómulo Gallegos Ödülü"ne layık görülen eser,uzun cümleleri olan, anlatıcının her şeyi bütün detaylarıyla
Yarın Savaşta Beni Düşün
Yarın Savaşta Beni DüşünJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2021234 okunma
Bazı şiirlerim kitabım yayınlanmadan çok önce Kürtçe ve Zazacaya çevrilerek elden ele köylere kadar yayıldı. Böylece dağlarda şu ya da bu nedenle kaçak dolaşan yiğitlerin donatım ve pusatları arasına bir "Otuzüç Kurşun"un, bir "Adiloş Bebenin Ninnisi"nin de katılması beni çok duygulandırdı. Kitabım çıktıktan sonra günlük ekmek parasından kesip onu alan binlerce yurttaşımın, özellikle Doğu Mitinglerinde şiirlerim okunurken "He kurban he" diye nağra atıp yüreğini ortaya koymasını saygıyla anacağım. / "Alkışa karşı dayanıklı olmak" önce bir yetişme ve eğitim sorunudur. Hem devrimci töreye, hem bizim aşiret töresine göre bir yiğit, alkışa tutkun olamaz. Eh yiğitlik zagonu bu olunca bize de buna uymak düşer.
Sayfa 172 - Ahmed Arif ve Şiiri Üzerine - Ahmed Arif'le Bir Konuşma/Bir de Halkın ve Şairlerin Alkışı Var, Metis YayınlarıKitabı okudu
Hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte nasıl varolduğumuz ya da olmadığımız. Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boyun eğme, biraz başkaldırı ve ardından iyi geceler. Düş gücü ve tutkuları engellenmişler için ise hayat, çocukken oynadığımız oyunların büyüyünce izin verilmeyen oyunsuzluğu... Bence hayat, burada saydıklarımla ve saymadıklarımla, tartışılması gerekmeyecek kadar sıradan ve yalın.
Engin Geçtan
Engin Geçtan
Reklam
Bu dine inanmamak için eşoğleşşek olmak lazım
Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Maiz recm edildiğinde, Peygamber sallallahu aleyhi ve alihi vesellem iki kişinin birbirlerine, "Allah günahını gizlediği halde nefsine mağlup olarak günahını itiraf edip köpek gibi recm edilen şu adamı görmedin mi?" dediklerini işitti. Peygamber ssallallhu aleyhi ve alihi vesellem (birşey söylemeden bir müddet) yürüdü. Sonra yolda bir eşek leşiyle karşılaştı. Bunun üzeri ne, "Falan adam ile falan adam nerededirler?" dedi. Adamlar, "Buradayız" deyince, Hz. Peygamber, "Şu eşeğin leşinden yeyin" buyurdu. Adamlar, "(Ey Allah'ın Resulü!) Bu hiç yenir mi?" dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve alihi vesellem, "Sizin az önce kardeşiniz hakkında söyledikleriniz bunu yemekten daha iğrençtir, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki o şu anda cennet ırmaklarının içinde yüzmektedir" buyurdu. (Abdurrezzak, Buhari el-Edeb'de, Ebu Ya'la, İbn Münzir ve Beyhaki Şuab'da rivayet etmiştir.)
Sayfa 47
Tabiat ana artık bana ağlamamamı tembihliyordu. Sonra bir kez daha o iyicil etki sona erdi -bir kez daha kederin prangasına vurulduğumu ve derin düşüncelerin her türlü ıstırabına boğulduğumu gördüm. Sonra hayvanımı mahmuzladım, dünyayı, korkularımı ve hepsinden öte kendimi unutmaya çabaladım.
520 syf.
9/10 puan verdi
Ben nasıl bir kitap okudum hala çözemiyorum. Elime almamla bitirmem bir oldu, desem asla yalan olmaz. Kitap su gibi aktı. Yazarın kaleminin de etkisi var tabii. Akıcılığı, yazarın kurguya olan hakimiyeti, yarattığı evren, karakterlerher biri oldukça etkileyiciydi. Çok eskiye dayanan bir savaş söz konusu. Ve bu savaşın ortasında kalacak olan kişi
Morana
MoranaIşılsu Gültekin · İndigo Kitap · 202416 okunma
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
448 syf.
8/10 puan verdi
Allahım çıldırdım okurken...okumak icin surekli erteledigim bir kitapti ve dün gece başlayıp bu gün bitirdim. Karakterler arada bi sinir krizi gecirtselerde bunu kendi sinir problemlerim yuzunden oldugunu var sayıyorum. Tum kitaplara tezat bu kitapta kız karakterimiz kadinlara olan baskıyı dile getiriyor bu hosuma gitti çünku artik sıkmıstı bakire
Saklambaç
SaklambaçN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20224,708 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.