''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Sosyal demokrat bir Alman olan Wilhelm Liepmann 1927 senesinde, Naziler iktidara gelmeden, Almanya’nın kötüye gittiğini fark edip İsviçre’ye yerleşir. Almanya dışında bir yerlerde iş ararken daha sonra, Atatürk’ün İstanbul Üniversitesi için yabancı hoca aradığını öğrenir ve Türkiye’ye gelir. Wilhelm Liepmann, Türkiye’de jinekolojinin kurucusudur. Oğlu Wolfgang Liepmann da babası üniversitede hocayken İstanbul Üniversite’sine başlar, bir müddet burada okuduktan sonra yurtdışına gider, tahsiline Almanya’da devam eder, ardından da Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eder ve dünyanın sayılı uçak mühendislerinden biri olur.
Wolfgang Liepmann’ın hatıralarında mealen şöyle bir ifade var: “Her insanın hayatında bir çatallanma dönemi vardır, bizim ailedeki çatallanmanın başında da Çanakkale Savaşı vardır. Zira, Çanakkale Savaşı Mustafa Kemal’i yarattı, Mustafa Kemal de bizim aileyi kurtardı.”
Liepmann’ın, Çanakkale Savaşı’nı ele alma sebebi ise, Çanakkale Savaşı’ndan önce Atatürk’ün göze batan bir başarısının olmamasıdır. Sürekli olarak problemleri görüp, bunları çözmek isteyen rahatsız bir insan var ama ele alabildiği bir şey yok ortada. Fakat Çanakkale Savaşı’nda Atatürk ilk defa kendini ispat etti ve savaş, hakkında, “olağanüstü bir komutan” gibi yorumlar yapılmasına vesile oldu.
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.
Armstrong'un bir kaç eserini daha
Yani bu kitap gerçekten bana "bu muydu" dedirtti. Öncelikle şunu söylemek istiyorum bu kitap benim için kesinlikle bir hayal kırıklığıydı, yorumum uzun olucak ancak okumanızı öneririm hele ki çoğu kişi (hatta bi kaç kişi hariç herkes) bu kitaba ölüp bitmişken. (Spoilersız anlatmaya çalıştım)
Evet öncelikle biraz bu kitaptan
“Atatürk’e karşı yapılan suikast planı uluslararası boyutta da ses getirmiştir. Hem devlet adamlarının yorumları hem de yabancı basında konu ile ilgili yer alan haber ve yorumlar Türk basınında haber olmuştur.”
Profesör Wilhelm Liepmann’ın hatıralarından, daha doğrusu, oğlu Profesör Wolfgang Liepmann’ın hatıralarından bahsetmek istiyorum.
Sosyal demokrat bir Alman olan Wilhelm Liepmann 1927 senesinde, Naziler iktidara gelmeden, Almanya’nın kötüye gittiğini fark edip İsviçre’ye yerleşir. Almanya dışında bir yerlerde iş ararken daha sonra, Atatürk’ün İstanbul Üniversitesi için yabancı hoca aradığını öğrenir ve Türkiye’ye gelir. Wilhelm Liepmann, Türkiye’de jinekolojinin kurucusudur. Oğlu Wolfgang Liepmann da babası üniversitede hocayken İstanbul Üniversite’sine başlar, bir müddet burada okuduktan sonra yurtdışına gider, tahsiline Almanya’da devam eder, ardından da Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eder ve dünyanın sayılı uçak mühendislerinden biri olur.
Wolfgang Liepmann’ın hatıralarında mealen şöyle bir ifade var: “Her insanın hayatında bir çatallanma dönemi vardır, bizim ailedeki çatallanmanın başında da Çanakkale Savaşı vardır. Zira, Çanakkale Savaşı Mustafa Kemal’i yarattı, Mustafa Kemal de bizim aileyi kurtardı.”
Liepmann’ın, Çanakkale Savaşı’nı ele alma sebebi ise, Çanakkale Savaşı’ndan önce Atatürk’ün göze batan bir başarısının olmamasıdır. Sürekli olarak problemleri görüp, bunları çözmek isteyen rahatsız bir insan var ama ele alabildiği bir şey yok ortada. Fakat Çanakkale Savaşı’nda Atatürk ilk defa kendini ispat etti ve savaş, hakkında, “olağanüstü bir komutan” gibi yorumlar yapılmasına vesile oldu.
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud
_Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson
_Rüyamda kelebek olduğumu
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Türkçeye "Köktendincilik" Kökten dincilik derken de radikal dinî hareketleri kast eden Fundamentalizm terimi modern çağla beraber hayatımıza giren bir olgu.
Fundamentalizm, belli fırkalar ve şahıslar arasında, kutsal olduğuna inanılan yazılara, dogmalara ya da ideolojilere katı bir edebi yorumun uygulanması dayanan bir eğilimdir.
Aslında bu kitaba yapacağımız yorumlar Othello'daki yaptığımız yorumlara benziyor. Hemen kitabın açıklama kısmından bir yer vereyim. "Romeo ve Juliet olay dizisine birçok ülkenin öykü geleneğinde rastlamak hiç de zor değildir, İtalyan halk edebiyatında olduğu kadar, öteki Avrupa ülkelerinin geleneklerinde de bu temaya rastlanabilir.