Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Türkçe çeviri olarak kesinlikle Varlık Yayınları'nın tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yabancı Yayınları'nın son çıkan kitaplarından Lanetli, kapağıyla dikkatimi çeken kitaplardandı. Bilimkurgu havası var değil mi? Değilmiş :D
Fantastik bir hikaye var elimizde arkadaşlar. Doğaüstü olaylar, varlıklar, aslında özlediğim bir gece yaratığı olan vampirler var hikayede. Sadece bununla kalmıyor tabii ama diğer kısımlar sürpriz olsun
Öncelikle belirtmek isterim ki çok beğendim ben bu romanı.
Kitap, dönemin Rusya'sını, insanının yaşam karşısında doğululuk ve batılılık ekseninde sıkışmasını, üst düzey kesimin şatafatını, alt kesim köylülerinse zorluklarını gözler önüne serer. Bizim kahramanımız Çiçikov'sa alt kesimden gelmesine rağmen, bizim kültürümüzden de yabancı olmadığımız, bir şark kurnazlığı ile yükselmek için türlü oyunlar oynar. Oyunları değişik sonuçlar doğurup yer yer eğlendirici yer yerse düşündürücü hikayeler ortaya çıkarmaktadır.
Okumaya karar vermeniz halinde önerim Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Hasan Âli Yücel Serisi'nden okumanız yönünde çünkü çeviri açısından çok düzgün hatasız bir dili var. Öte yandan da fiziki koşulları sayfa kalitesi vs. hoşuma gitti. İyi okumalar.
Hasan Ali Toptaş'ın Acemiliği
Geçen haftalarda Hasan Ali Toptaş İletişim yayınlarından ayrılıp Everest yayınlarına transfer olmuştu. Everest yayınları tüm kitaplarını basacağını duyurmuş ve kitap kapaklarında Nuri Bilge Ceylan’ın fotoğraf koleksiyonunda yararlanacağını söylemişlerdi. Nitekim şuan kapaklardaki resimlerin altında Nuri Bilge
Bir insana “Hayatında en sevdiğin kitaplardan birisi hangisidir?” diye sorduğunda alacağın cevaptaki kitabı okursan mutlaka sana bir şey katacağını söyleyebilirim. İşte böyle bir sorudan sonra “Jane Eyre” cevabını aldıktan sonra bu kitap bir insanın kalbine dokunabilmişse elbet okumaya değerdir diyerek açtım İngiliz bir kadın yazarın olan bu
Albert Camus'un Yabancı ve Düşüş eserlerinden sonra en zor eserlerinden biri olarak anılan Veba'yı sona bırakmıştım; ve sonunda tamamladım. Öncelikle şunu belirteyim; kesinlikle çeviride bir sıkıntı var. Diğer yorumlara ve başka sitelere de baktım herkes çeviriden şikayetçi. Kitabı çevirisine rağmen bitirdim. Benim elimde olan Can Yayınları'nın
Bu kitaba Instagram'da yapılan Yabancı Yayınları okuma maratonunda başlamıştım. Bir takım aksilikler oldu ve kitabı rafa kaldırdım. Tekrar elime alınca ne olduğunu anlamadan son sayfada aldım soluğu. Başlarda bir öğrenci-öğretmen ilişkisi okuyacağım diye tedirgindim ama olaylar farklı yönde ilerledi. Aksiyon beklemeyin, kitap genç-yetişkin türünde. Biraz aşk, biraz kişisel gelişim, güzel bir kurguyla su gibi ilerliyor. Sonu biraz karışıktı ama sevgili Arzu Altınanıt'ın çevirisi kitabı epey akıcı hale getirmiş. Yazarın bazı yerlerde biraz daha açıklayıcı olmasını dilerdim yalnız.
Çok sevdim! Aslında kitabı okumayı bir süredir istiyordum ancak Türkçe çevirisinin çıktığının farkında bile değildim. Amazon'da alsam mı almasam mı diye düşünürken öylesine other editions'a tıkladım ve şaşkına döndüm. Bu kitabı raflarda ve kitap sitelerinde görmüş fakat hiç dikkat etmemiştim. Kapak yüzünden, evet. Kapak kötü olduğundan değil de, -hatta asıl kapağı değiştirmekle Yabancı Yayınları çok iyi yapmış- sadece alıp inceleyecek kadar gözüme çarpmamıştı.
Çok farklı, çok orijinal bir konu değildi ama;
Anlatım dili: Harika
Diyaloglar: Komik
Konunun işleniş biçimi: Güzel
Ana karakterler: Sevilesi
Bir de üstüne yazar tadında bıraktı. Birçok yazar bunu yapmadığı için bu büyük bir artı. Yazarın güldürme amacıyla yazdığı birkaç detay var, takılmamak gülüp geçmek gerek.
Sonuç olarak kafanızı dağıtmak ve gülmek için çok iyi bir kitaptı.
Son alışverişimden Parazit'e başlamıştım dün. Akşama da son sayfasını görmüş oldum. Anlaşılacağı üzere akıcıydı. Yazarın yine Yabancı Yayınları'ndan çıkan İki Hayat Arasında'sını çok sevmiştim. Kadının farklı kurgu üretmekle ilgili bariz yeteneği var.
Bu kitap bilim-kurgu türünde bir gençlik kitabı. Kollarına çip taktırma zorunluluğu olan insanların yaşadığı bir Dünya. İnsanların her şeyi bu çiplere kayıtlı. Sağlık dosyaları, yaş, cins, ırk, mal varlıkları, geçmişleri yani aklınıza ne gelirse. Bir de 18 yaşına giren herkesin diğer bireylerle yapacağı Fera-tek denen uyum testleri mevcut. Her ay, her yetişkin en az 4 uyum testi yapmak zorunda. Yapmazlarsa suç sayılıyor. Yapıpta 3 negatif sonuç alırlarsa 'Neg' adıyla etiketkenip toplumdan soyutlanıyorlar. Ana karakterimiz Maggie'nin babası da bu Neg'lerden biri.
Kızımız ise bu duruma baş kaldırmış. Babasının bir Neg olduğuna inanmıyor ve onu kurtarmak için yapmaması gereken bir çok şey yapıyor. Bu noktadan sonra Maggie'nin gittiği yola bizde konuk oluyoruz.
Aslında Maggie'den hiç hoşlanmadım. Ama kitabı sevdim. Devamı da var fakat henüz çıkmadı. Kitap bittiğinde keşke devam kitabı da elimde olsaydı dedim. Kuşkusuz ara vermeden 2.kitaba geçerdim.
Sahte Romeo'yu bitirdim; birazcık hayal kırıklığıyla. Açıkça söylemek gerekirse kitap için beklentim çok yüksekti. O tiyatro sahnesinde yaşanacakĺarı merakla okumaya başladım ancak başroldeki hanım kızımız Cassie'nin bitmek bilmeyen cinsel ihtirası beni biraz boğdu. Aşk hikayelerindeki cinsel sahneler iyidir, okumayı da severim ama bu hikayede öyle olmadı. Basitleştirdi ve gereksiz fazla geldi. Çok çok iyi bir hikayeydi oysa; keşke Cassie'nin cinsel doyumsuzluğu yerine Ethan'ın yaşadığı gelgitlerin nedenleri derinleşseydi. Muhtemelen ikinci kitapta Ethan'a daha yakından bakılacaktır ama şahsen ben sadece hikayayi tamamlamak için okuyacağım devam kitabını. Nedense ilk kitaptan daha iyi olduğunu düşunsem de cok hevesli olmadığımı da yeterince belli ettim sanırım. Ayrıca yarın elime ulaşacağını umut ettiğim kargomun içinden çıkacaklar nedeniyle ikinci kitaba hemen geçmeyi de pek düşünmüyorum.
Belki denemek isteyen olur diye; naçizane tecrübem ve tavsiyemdir.
Yazara, Yabancı Yayınları'na ve çevirmen Pınar Polat'a saygıyla...
Fantastik severler toplaşsın. Nur topu gibi yeni bir serimiz oldu. Vhalla Yarl isimli kızımız imparatorluğun merkezinde, kütüphanede çalışmaktadır. Kitaplarla arası her zaman iyi olan Vhalla, hayatından gayet memnundur. Ta ki bir büyücü olduğunu öğrenene kadar. Varolan büyüler içerisinde; Ateştaşıyıcılar, Yerbükücüler ve Suakıtıcılar mevcuttur. Ancak karakterimiz yaklaşık 150 yıldır kimsede görünmeyen (bu arada büyü şahsı seçiyor, babadan oğula durumu yok yani) Rüzgargüdücü büyüsüyle uyanıyor. Kendisine tüm uyuzluğu ile veliaht prens Aldric yardım etmektedir. İlk kitaba göre durağan olsa da bence iyi bir başlangıç olmuş. Yazarın sitesinden baktığım kadarı ile 5 kitaplık bir seri, üstelik tamamlanmış. Umarım kısa zamanda Yabancı yayınları kalan kitapları da hızlı bir şekilde çevirir. Son olarak; kitabın kapağına aşık olduğum doğrudur.
Ben bu yazarın yazım tarzını ve olayları beğeniyorum. İlk kitap baya korkmama neden olmuştu ama bu kitap ilki gibi ya da ilki kadar korkunç değildi. Kitabın bitişi gerçekten iyiydi. Sonraki kitabı elimde olsa hemen başlardım. Sanırım seri 3 kitaptan oluşuyor. Sonuncusunun adı "As Dead As It Gets". Serinin her kitabının adı ve kapağı çok güzel zaten. Son kitap henüz çevrilmedi. Umarım çok yakında çevrilir. Yabancı yayınları özellikle şu sıralar oldukça hızlı ilerliyor o yüzden umudum büyük. Bu tarz konuları sevenler için tavsiye ederim. İlk kitapta birazcık (tamam birazdan daha fazla) korkabilirsiniz. Ama bu kitapta korkacağınızı sanmıyorum.
