Gelmeyeceksin biliyorum, Ben sonsuz bir özlem içerisinde sana hasret kalacağım, Hüznüm bağrımı yakacak, ben ona da alışacağım, Yalnızlık korkusu sarmış her yanımı, böyle de yaşayacağım... Gelmeyeceksin biliyorum, Hayalin de alıştıra alıştıra uzaklaşacak benden, Mutluluk, bir güvercinin kanatlanıp yok oluşu gibi terk edecek beni. İstesem de artık kulaklarım duymayacak zarif sesini.
Gelmeyeceksin biliyorum,
beni çaresizlik duyduğum şehirde bir başıma bırakacaksın. Korkularımı gizlettiğim meydanlarda aratacaksın.
Bir defa yanmak neyse de, sen beni her gün yeniden yakacaksın...
34.
Yorgun düştüm yüreğim, en çok da kendime esir düştüm.
İnsan her savaştan sağ çıkamayabilir.
Hatta tüm mücadeleler içinde insanın en zor savaşı,
Kendiyle olandır.
İnsan bazen asil bir savaşçı,
Bazen rezil bir ortalık karıştırıcısı.
Bazen iyi bir muharebe ustası,
Bazen bir köleden fazlası.
En çok yorulanın, en çok düşünen olduğunu
Yansın madımak, yansın sivas
Bir ülkenin karanlığına alevler ışık tutacaksa
Arif olup altı kat ateşte yanmak
Cahil suda boğulmaktan iyidir, davan hak’sa
İnsan elbette konuşmak istiyor; dert yanmak, haklı çıkmak istiyor. Fakat kelimeler insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor. Kendinden nefret ediyor.
"Düşünmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorduk. Düşünmenin ne olduğunu bilsek babam da düşünürdü, ben olmazsam ne yapar arkamdakiler der, gitmezdi. Arkadakiler bilmiyorlardı demek ki. Düşünmenin sadece kendine yanmak olduğunu sanıyorlardı."