Müslümanlar olarak içinde yaşadığımız rejim belimizi ikiye büküyor. Yarım asırdır sırtımızda çirkin bir kambur taşıyoruz. Yükümüz ağır, sorumluluk duygumuz ise zayıf. Kamburun farkında olmayanlar milyonlarca. Yardımlaşma hissimiz güdükleşmiş. İslâm dünyasının her tarafında Müslümanlar mı katlediliyor, yoksa Mecusiler mi umurumuzda değil. Gafletin kuyusu içinde ilmimizin, ehliyetimizin, memuriyetimizin vasfına bakmadan üzerimize vazife olmayan mevzuların tartışmasına dalmışız.
Cehaletten daha şiddetli bir fakirlik, akıldan daha faydalı bir servet, gururdan daha korkunç bir yalnızlık, istişareden daha yerinde bir yardımlaşma yoktur. Akıl gibi tedbir, haya ve sabır gibi iman yoktur. Sözün afeti yalandır. İlmin afeti unutmaktır. Hilmin afeti sefihliktir. İbadetin afeti ara vermektir. Zekanın afeti övünmektir. Yiğitliğin afeti zulmetmektir. Cömertliğin afeti minnet etmektir. Güzelliğin afeti kendini begenmektir Saygının afeti kibirlenmektir.
Köy dilendirmez, dolandırır
B. Köyde ve dolayısı ile köylüde dayanışma ve yardımlaşma şuuru güçlüdür. «Köy dilendirmez, dolandırır» sözü bu şuurun kısaca ifade edilmesidir. Gerçekten de köyde dilenci yoktur. Köy, kendi fakir ve ve yoksulunu korumayı bir haysiyet meselesi sayar. Türk köyünde «imece adı verilen bir yardımlaşma ve dayanışma kurumu da vardır. Oysa, şehirdeki insan, köye göre daha fazla bir ölçüde sosyal yalnızlığa mah kûmdur.
Sayfa 96Kitabı okudu
İkinci insanlık medeniyetinin gelişmesine neden olan faktörler şöyledir:
• İnanç Faktörü
• Sanayi (Endüstri) ve İktisat Faktörü
• Çevre Faktörü
• Toplumsal Faktör
• Ahlaki Faktör
• Siyasi Faktör
• Güzellik (Estetik) Faktörü
İkinci insanlık medeniyetinin yukarıdaki faktörlerden gerçekleştirebildiği faktörler ise;
• Kardeşlik ve Muhabbet
• Karşılıklı Sevgi ve Merhamet
• Birbirini Desteklemek ve Yardımlaşma
• Karşılıklı Sorumluluk ve Dayanışma
• Karşılıklı Tavsiyeleşme ve Nasihatleşme
• Arınma ve Terakki
• Adalet ve İnsaf
• Fikri, İlmi, Manevi, Psikolojik ve Maddi Olarak İlerleme
Kunduracının "kimi kimsesi" yoktu, kim olacaktı kunduracının sahibi, kim arayacaktı onun hakkını? Ne gerçek bir sendikası, ne de bir yardımlaşma kurumu vardı. Yalnız bir sarı sendika, bir de işverenler cemiyeti ve sendikası. Hakkına sahip çıkmasını bilmeliydi kunduracılar, kimseye çiğnetmemeliydiler emeklerini. Kendi hakkını aramayanın hakkını aramazdı kimse. Kunduracının sahibi kunduracıydı, emekçinin sahibi emekçiydi. Dışarıdan beklememek gerekti haklarının aranmasını, kendileri uğraşmalıydı kendi dertleriyle. 'Mücadele' etmeliydiler haksızlıklara karşı.
Sayfa 89Kitabı okudu
16.Kapı/ Yardımlaşma Üzerine
“Aldığımız şeylerle geçici süre var olur, verdiğimiz şeylerle ise ebediyen yaşarız.” s.140
Douglas M. Lawson 
Katherine M. Douglas
Ahmet Şerif İzgören 
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2
Hallac_ı Mansur insanın kusursuz bir varlık olduğunuz söyler.. Yaratılışında insan kusursuzdur.. Ancak kusursuzluğu yaptıkları veya yapmadıkları ile karartarak kedini harap eder.. İnsan başlangıçta boş bir heybedir, bu heybenin içine atılan her şey insanın kişiliğini belirler. Kötü huylar, kötü sonuçlar doğurur... İyi huylar ise iyi sonuçlar. Bu tıpkı bir zincir sıralamasının birbirine bağlanması gibidir.. Bu sıralamada zayıf bir zincir parçası kırılarak sizi limanınızdan uzaklara sürükleyebilir.. O yüzden hepsinin de sağlam olması şarttır.. Art niyet, kibir, çıkar, yalan söz, hak yemek,başkasının malına veya canına zarar vermek, bütün bu kötü davranışlar ruhu ile irtibatı kesilen ve gönlünü tanımayan insanın yapacağı işlerdir.. Yardımlaşma, paylaşmak, güzel söz, iyi niyet, başkasının haklarını korumak, bilgiyi aktarmak, bunlar ise ruhu ile olan meselesini çözen ve gönlü bir sağlıklı olan insanların sergilediği davranıştır.. İnsanı iyi yapan kendisinden olanı gözetmesi değildir.. Kendinden olmayana hak ettiği hakkı verip adil olmaktır.. Adaletsizlik toplumun merkezinde büyük yaralar açar... Adalet toplumsal bir olgudur, bu açıdan eşitlik ilkesine dayanır...
Eğitimimizde sevgi, hizmet, yardımlaşma, insan onuruna saygı, kalite gibi temel evrensel değerler yer almıyor.Türkiye'de eğitim, çocukların kafasına malumat yığma düzeneği olarak işliyor.
Sayfa 51 - Remzi KitabeviKitabı okudu
“Canlı bir bedendeki organ gibi evrenin her parçası bütün ile yardımlaşma ve kaynaşma içindedir.”
Sayfa 48Kitabı okudu
“İnsanlık iğrendirmiştir beni hep. Aslında, onları özellikle iğrenç kılan o akraba-ilişkisi hastalığıydı, ki buna evlilik, güç değiş tokuşu ve yardımlaşma, mahalleniz, bölgeniz, şehriniz, ülkeniz, devletiniz, milletiniz de dahil... Herkes birbirini kıçından yakalamış bu hayvanca-korku aptallığı ile vızıldadıkları kurtuluş kovanında.”
Sayfa 21 - epub
