"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Şubattan beri kitaplığımda olan ama elimi her attığımda, biraz beklesin dediğim, okuduğum zaman ise neden bu kadar beklemişim diye hayıflandığım bir kitap
Canistan.
Ne kadar ilginç bir ismi var değil mi? CANİSTAN. İsmi üzerinde çok düşündüm, acaba ne anlama geliyor diye? Okumadan önce hiçbir anlam veremedim ama okuduktan sonra CANDAN ÖTE diye
Sabahattin Ali’yi okumaya başlamadan önce çokça duydum. Beni kendisini okumaya çeken daha çok hayat hikayesi ve ölüm şekli oldu.
Önceleri batı ve rus klasiklerini okumaya çaba göstersem de ilk psikolojik roman olan “Eylül” kitabı ve daha sonraları okuduğum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” kitabı beni edebiyat dünyamızın zengin olduğu konusunda
Bu zamana kadar duyduğum en güzel aşk hikâyesi Samsun'daki bir Çerkes köyünde geçiyor. Bana bunu anlatan arkadaşım o köydendi.
Çerkeslerin, bir kısmı hayli katı olan gelenekleri varmış. Buna göre mesela Çerkeslerde akraba evliliği yasakmış. Hoş karşılanmazmış. Üstelik öyle çok yakın akraba olunması bile şart değilmiş. Arkadaşımın ‘geçen yıl
YouTube kitap kanalımda Hani kitabını önerip en sevdiğim şiirlerden bahsettim: ytbe.one/ZHFew7sBSeE
"Kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, senin ile olmaya bağlayan
O, işte..." Oruç Aruoba
"Sevdiğiniz için acı çekiyorsunuz, daha
“Sana her zaman o kadar güvendim ve o kadar güveniyorum ki bu zorlukları, yüklendiği ağır yükün altından kalkarak yeneceğini inanıyorum. Romanını doğacak çocuğumu bekler gibi bekliyorum.”
Nazım Hikmet Ran
DİKKAT: İncelememde söz sanatları, ahenkli konuşmalar, vurucu cümleler, falanlar filanlardan ziyade, Kuyucaklı Yusuf’un asıl hikayesini,
"Gökyüzünün rengi ne renk?"
İki küçük çocuk, tertemiz masum hayalleri olan iki kalp.
Ve bir öğretmen...
Köye atandığı andan itibaren çocukların gözünde kahraman olan bir öğretmen...
İki kırık kalp ve iki yarım kalmış hayal. Ve dini kullanan bir yığın kendini bilmez insan.
Gökyüzünde dolaşan iki güzel uçurtma, hayalleri olan iki parlak göz. Sonrasında paramparça yıkılmış, birbirinden ayrılmış, biri sema da dans ederken rüzgar ile diğeri ipi kopmuş umarsızca sağa sola savrulan uçurtmalar.
Çocukların kendilerini kaptırdıkları öğretmen...
Çocuklardan biri ufku sağlam, aklını kullanabilen bir delikanlı olur, diğeri körü körüne bağlanan bir köle... Sebep manidar aslında; parçalanmış aile ile ilgiye hep susayan Kadir ve yarım kalan hayalleri, diğeri anne ve baba sevgisine doymuş, bu sayede feraset sahibi olan bir delikanlı, Kuran ve Sünnet yolu bildiği tek şiarı Ebubekir, ve arada sürüklenen bir kızcağız Züleyha...
Bu kadar güzel ifade edilebilirdi 15 Temmuza kadar gelinen safha.
Kara GüneşBahadır Yenişehirlioğlu · Timaş Yayınları · 2016901 okunma
Bir baba düşünün, yirmi beş yıl sonra bir elinde üç telli sazı, bir elinde ahşap bavulu yıllardır görmediği oğlunun kapısına gelir bir gece vakti. Geçen zamandan, yıllardır kurulamayan ilişkiden dolayı mahcup o kapıyı çalmak kolay değildir. Açılan kapı baba oğulu karşı karşıya bıraktığında beraberinde yılların kırgınlıklarını, kızgınlıklarını,
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
"Âşıklar Bayramı" romanı, Dünya Kitap tarafından 2019 Yılın Telif Kitabı seçilip, 2020'de de Attilâ İlhan Roman Ödülü’nü almıştır, etkileyici anlatımıyla...
"Ucunda Ölüm Var" devam kitabı olan "Aşıklar Bayramı" sonuna kadar soluksuz okunan her sayfasında sizi kendine bağlayan cümleleriyle, yer yer gözleri dolduracak kadar 1hesaplaşma kitabıydı...
"~...Dünya öylece geçip gittiğimiz 1yer değil artık, çok üzgünüm.
Al bu gönül yarası, hazan sarısı, zaman ağrısı sende kalsın, ben taşıyamadım.
Onca yıldan sonra, unutmamak için her seferinde başa sardığım, her gece sessizce gelip yanıma kıvrılan bütün bu anılardan, ağzımın içinde sessizce dolaşan kelimelerden başka hiç1şeyim yok belki de...~"
1gun ansızın 25yil sonra kapının çalınıp hasta babasını karşısında bulan Yusuf un beraber çıktıkları yolda Kars'a uzanan psikolojik ve içsel yolculuğunun da hikayesi...
Ben her defasında ağzından çıkacak "Ba-Ba" sözcüğünü beklerken " baba dediğin tamamlanmamış 1kelimedir zaten" diyerek beni daha da içlendirmiştir...
Yusuf'un sadece babasıyla hikayesi kadar Aylın ile yarım kalmış hikayesi de her defasında içimi sızlatmıştır, fazlaca içselleştirmiş olabilirim bu durumu...
Aşıklar Bayramı kesinlikle herkese tavsiye edebileceğim çok çok severek okuduğum 1kitap oldu. İyiki yazıyorsun Kemal Varol artık yeni kitabı "Kara Sis" ile okumalarimiza devam, herkese keyifli okumalar...
"~...Gözün kaderi görmek, kalbin kaderi yanmaktır evladım...
Göz 50 kişide kalp 1inde kalır...~"
bir sabah uyandım, ustam ölmüş
“şakırt yağmur,
gözlerimin elifinden...”
“çığ oldu yuvarlanıyor özlem.”
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri hafiften ıslık çalıyor.
Ustanın yayına hazırladığı son kitabı, Derdeste'nin devamı niteliğindeki Ferdeste.
"ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi"*
Bundan yıllar önce Ramazan ayındayız, vakit ikindi. İnternette dolanırken bir sayfada karşılaşmıştım bu dizeyle. Bir fotoğrafın altına yazmışlardı, hiç unutmuyorum; yemyeşil bir arazi, gök pırıl pırıl. Küçük bir kız çocuğu elinde uçurtmasını uçurarak koşuyordu, Alp Dağlarının eteklerindeki çıplak
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."