İçinde bulunduğu koşullarda mümkün olan en güzel hayatı yaşamaya çalışan, bunun için her fırsatı değerlendiren, yeni fırsatlar yaratan insanlar...Sadece böyle insanların daha güzel bir dünya için mücadele etmelerinin içtenliğine inanabilirdik...
“Entelektüelin birinci görevi” diyerek başlıyoruz. “Kendi yoldaşlarını eleştirmektir.”
Eleştirinin önemini batı dünyasına bir kez daha altını çizer Umberto Eco.
“Tarihte sayısız örneklerini gördüğümüz trajik seçimler de vardır. Böyle bir seçim yaparak bağlılığın hakikatle bağdaştırılamayacağını düşündüğü için inanmadığı bir savaşı savaşıp ölümü
Dünya çapında bir alışveriş sisteminin yaratılması ilk bakışta köle ticaretine göre daha hayırlı sonuçlar doğurmuş gibi görünür. Oysa Portekizlilerin 16. yüzyılda Amerika'dan Afrika'ya taşıdığı bitkiler Afrikalıların beslenme rejimini zenginleştirmekle birlikte nüfus artışını da körükleyerek sosyal karışıklığa ve huzursuzluğa yol açtı. Amerika kıtalarına götürülen bitkiler yeni işkolları yaratarak burada yerleşimler kurmayı mümkün kıldı. Ancak bu sonuçta kölelere olan talebi arttırdı çünkü kahve ve şeker köle emeğiyle yetiştiriliyordu. Kuzeyde Britanyalı yerleşimcilerin ekilebilir arazilerde tarım yapması için kölelere gerek yoktu. Ancak tarım toprağa olan talebi yoğunlaştırınca, yerleşimciler Kızılderililerin atalarından kalma av sahalarına göz dikip bu alanları acımasızca yerlilerin elinden aldılar.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Selamün aleyküm arkadaşlar! Bugün sizler ile birlikte Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi incelemek, daha doğrusu ele almak istiyorum. İşte size Finlandiya ve Finlandiyalı “Yaşam Mimarları”.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde:
“Bu milletin her şeyi var. Sa’y ü ameli, akl ü ameli, akl ü nakdi, an’anat-ı muhimmesi ile Finlandiya
İSA BU KÖYE UĞRAMADI
İsa bu köye uğramadı, İsa Eboli’de durdu. Köylülerin yoksulluğu dışlanmışlıklarından mı gelir diye düşündüm, sefaletlerinin sebebi köylü oluşları mıdır? İsa’nın uğramadığı köyler Avrupa köyleriydi, yani İsa, Avrupa’nın güney kesimindeki yoksul köylere uğramamış varsayılmış orada yaşayan insanlar kendi savaşlarını
Kitabın dili anlaşılır ve akıcı. Araştırma çok geniş yapılmış ve kaynakça çok zengin. Dipnotlara bakınca okuyacak yeni kitaplar çıkıyor bu durum beni biraz hırslandırıyor. Kitabın bazı bölümlerini siyaset bilimi okuduğum için Türk Siyasal Tarihinde okumuştum. Kitabı beğendiğim için aldım. Kitapta çoğu yerin altını çizdim, kitaba notlar alarak
Gençlerin yaşlılara insan muamelesi yapmadığı, sabahları burjuvazinin geceleriyse serserilerin kol gezdiği; tecavüzün, kanın, kavgaların, cinayetlerin, esrarın eksik olmadığı karanlık bir dünya.
Alex, Pete, Georgie ve Aptalof. O zamanın modasına uygun giyinen -dar pantolonlar, deri ceketler ve kemik kırmak için giyilen sivri uçlu çizmeler- bu
ÇEÇENLER
Kafkasya’da yaşayan halkların kahir ekseriyeti Müslümandır. Önemli bir bölümü de Türk'tür. Türklüğü herkes tarafından kabul edilen Azeri, Karaçay, Balkar, Nogay, Türkmen (Stavropol Türkmenleri) lerin yanında öteki Müslüman halkları da kendimizden ayrı düşünmüyoruz. Hatta bütün mazlum milletlere sıcak bakıyoruz, gönlümüz onlara açıktır.
Başarılı olmuş ve çoğunlukla TED konuşmaları da olan kişilerin insanları etkileyen hikâyeleri ve bu hikâyelerde neleri iyi yaptıklarını açıklayan kitap 37 başlık ve bir "sonuç" bölümünden oluşuyor. Hikâyeler "İçimizdeki Ateşi Canlandıran Hikâye Anlatıcıları", "Eğiten Hikâye Anlatıcıları", "Basitleştiren Hikâye
"... Daha güzel bir hayat yaşamayı gerçekten isteyen insanların, en zor koşullarda bile bunun yolunu arayacağını düşündüm. İçinde bulunduğu koşullarda mümkün olan en güzel hayatı yaşamaya çalışan, bunun için her fırsatı değerlendiren, yeni fırsatlar yaratan insanlar... Sadece böyle insanların daha güzel bir dünya için mücadele etmelerinin içtenliğine inanabilirdik. Sadece onların imkânsızı
isteme hakkı olabilirdi. Bu koşullarda mümkün olmayan bir hayat uğruna koşulları değiştirmek için, dünyayı değiştirmek için isyan etmeye, sadece onların hakkı olabilirdi."
Müslüman, islâmı öyle sağ ve diri, canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.
*
Namazda, oruçta, zekâtta, hacda, hac yollarında derinleş. Akşam vakti, güneşin batışından paniğe kapılan kuşların çığlıklarında, sabah dağ doruklarından günün huzurunu getiren yumuşak ışıkların gümüşsü tüylerinde derinleş.
*
Kur’an canlı, diri ve kutsal
Erich Fromm Önsözü
Bizler insan ırkının nükleer savaş sonucu maddeten yok olmakla tehdit edildiği ve insan bireyinin, kendisine diğer insanlara, tabiata ve emeğine gittikçe yabancılaştığı bir çağda yaşıyoruz. Dünyanın bütün ülkelerindeki insanların, hümanizmin 1 ilkelerinin yeniden tasdiki ile bu tehditlere karşı tepkide bulunmalannda hayret