Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat umulmadık andaki değişimleriyle var ya da yok eder insanı. Öylesine sürprizlerle doludur ki sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine kimine.
Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, ben değer verenleri sevmekle meşgulüm.
Reklam
olmayacaksa zorlamanın anlamı yok
Asla sözcüğünün henüz denenmemiş durumlar karşısında hiç yeri yok.
"Senin için bir sakıncası var mı?" Sesi tam kulağımın içindeydi. "Sanırım bunu sana kenara kaymanı söylemeden önce sormalıydım, değil mi?" "Hayır," diye fısıldadım."Bir sakıncası yok." "Güzel." Yan döndü ve bana baktığını biliyordum. Kaşık pozisyonundaydık! Fakat birbirimize dokunmuyorduk o yüzden bu sayılmazdı."Çünkü bu yatak benimkinden çok daha rahat ve benim gidesim yok." -Sydney
Nedenler niçinler nedendir bitmez... Bir şeyi inkar için "yok" diyebilmek yetmez!
Reklam
El falı: onyedinci yüzyıldan sonra çingenelerin geliştirdikleri bir fal şekli. Kadınlar için sol, erkekler için sağ el. 1. Ev-koç-baş parmak: ihtiras cesaret 2. Ev-boğa-venüs tepesi: (baş parmak hizasından elin bilekte bitimine kadar): aşk, dostluk. 3. Ev-ikizler-venüs tepesi: aşk, dostluk 4. Ev-yengeç-ay tepesi: (venüs tepesinin karşısında,
Sevgilim, yetimim benim, aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken kapılar kapalı, dünya buzlu cam uyuşmuş gözlerimin önünde hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
“Aşkı tek kişi yaşar, diğeriyse kendini ona adarmış.” “Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki insan karşısındaki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki bir meyve çekirdeği, özünde ağacını barındırıyorsa, şu ‘Nokta-i Süveyda’ adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür, yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye, ‘Kara Sevda’ denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden, savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda, bu kara lekeden gelir ve Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi, ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim.”
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Sayfa 170
Reklam
Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın bir yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın?
Yasaların yargısı doğru mudur Ya da yanlış mıdır bunu bilemem; Bildiğim tek şey bu hapishanede Demir gibi sağlamdır tüm duvarlar, Bir yıl kadar uzundur her geçen gün Yıl bitmek bilmez, uzadıkça uzar. Kabil'in Habil'i öldürdüğü Günden beri hiç dinmedi acılar Çünkü insanların insanlar için Koymuş olduğu bütün yasalar Tıpkı
“Yalnızca zamanı belirtirken uzun uzun düşünmek zorunda kaldım, çünkü insanların her gün “bugün” demelerine dahası demek zorunda olmalarına karşın, benim için “bugün” diyebilmek neredeyse imkânsız; örneğin insanlar bana-yarın bir yana-bugün ne yapmak istediklerini bile anlattıklarında, çoğunlukla sanıldığının aksine, dalgın bakmaya değil, ne yapacağımı bilemediğimden, çok dikkatli bakmaya başlıyorum, ”bugün” ile aramda işte bu denli umutsuz bir ilişki var: Çünkü bu Bugün’ü ancak delicesine bir korkuyla ve koşarcasına yaşayabiliyorum. Bugün olup bitenler üzerine ancak böyle bir korkunun pençelerinde yazabiliyor ya da konuşabiliyorum. Çünkü Bugün üzerine yazılanları hemen yok etmek gerekir; tıpkı bugün yazılmış ve yerine hiçbir Bugün’de varamayacak mektupların, bu nedenden ötürü yırtılması, buruşturulması, bitirilmemesi, yollanmaması gibi.’’
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.