Fırtınalı deniz, yağmur gökyüzü
Kalanlar dost sandı, her sahte yüzü
Duydu da aldandı, yalandan sözü
Gerçekler sahteye tutsaktı, kaptan
Yudumla çayını, kalmadı vakit
Topla saatleri, bavulunla git
Zamanı, sessizlik içinde erit
Ruhunda gel-gitler tutsaktı, kaptan
Vedalar mı? Zordur, aldırma buna
Kır artık dümeni, yokluk yoluna
Varmaya az kaldı, sabrın sonuna
Limanlar kalmaya tutsaktı, kaptan
Belli olmaz sonu bu hikayenin
Belki bir yön çizer, nasır ellerin
Rüzgara sarılmış, bak yelkenlerin
Hesaplar, kitaplar tutsaktı, kaptan
06.05.2020
Neyin nöbetinde bunca insan
Uykular, uyanışlar bölük börçük
Hangi mevsim hazan
Hangisi umudun muştusu
Ve sen hangi şarkının nakaratısın
Hangi rüzgarla savruldun meçhule
Kuruyan yaprak gibi düştün toprağa
Hangi yağmur yeşermene sebep
Herşeyin bir vakti zamanı var elbet
Beklemek, bilmemek,muğlaklık
Hangi hastalığın reçetesi ...
S, AŞCIOĞLU/ 06.03.2022 Samsun
Sevgili Virginia, seni anlıyor, duygularını paylaşıyor ve yanında olduğumu en başından bildirmek istiyorum!
Sevgili Virginia, belki de her şeye rağmen bugünleri görseydin, bir 100 yıl sonra bazı şeylerin daha da değiştiğini ve geliştiğini görecektin. Bu gelişmişliğin yanında zorbalıkları da görecektin… Bundan Dört Yüz Yıl geriye gittiğimizde,
Şimdi anladık mı aslında evimizin çok küçük olmadığını, yada çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, yada yediğimiz yemeğin tuzunun salçasının etinin sebzesinin az yada çok olmasının çok önemli olmadığını, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını, yada milyonlarca liraya aldığımız konutun belkide mezarımız olabileceğini, üstünüzdeki montun, ayağınız üşümesin diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini, sıcak bir çayın, çorbanın ekmeğin nasılda kıymetli olduğunu, yada kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya vaktiniz olamayacağını,nerede nasıl yattığınızın değilde, nerede nasıl, yada ne halde uyanacağınızı, yada uyanamayacağınızı, zenginliğin, malın mülkün makamın emanet olup İNSANLIĞIN kalıcı ve gerekli olduğunu..
"Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?"
Franz Kafka'nın dediği gibi bu kitap beni sarstı, beni fazlasıyla rahatsız etti.
Duyguların, kelimelerle damara enjekte edildiği kitaplardan bu.
Beton yolun iki yanı, birbirine dolaşmış kuru otlardan bir şilteyle kaplı
Değerli 1000K üyeleri; bir süredir ivme kazanmış olan okur buluşma etkinlik ve sayfalarını hem bir araya toplamak hem de fikir ve önerileri güncel tutmak adına böyle bir ileti paylaşmaya karar verdim, katkılarınızla yorum ve tekrar paylaşımlarınızla destek olabilirsiniz, teşekkürler. Hedef bütün Türkiye :)
01 Adana
"Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız.
Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek..."
Yaklaşmakta olan Kurban Bayramı nedeniyle küçük bir etkinlik düzenlemek istedim. Bu ileti altında yorum olarak yeni yazılan alıntı veya kişisel iletilerden 30.06.2022 akşam saat 21:00’a kadar en fazla beğeniyi alan iki yorumun sahibine istediği kitapları alabilmesi adına bir miktar kitap hediye çeki verilecektir. Herkese şimdiden iyi okumalar…
“Bir şey yap güzel olsun.
Çok mu zor ?
O vakit güzel birşey söyle.
Dilin mi dönmüyor ?
Öyleyse güzel birşey gör veya güzel birşey yaz.
Beceremez misin ?
O zaman güzel birşeye başla.
Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü; Her insan ölecek yaşta.”
—Şems-i Tebrîzî—
Siz de bizimle güzel bir şeye başlayın...
Biz https://1000kitap.com/Cilehanedar ve