Selamlar. İş bu ileti sevgili https://1000kitap.com/beydervis’un 1000Kitap’ı Kurtarma Hareketi başlıklı iletisine (#51007323) katkı amaçlı yazıldı. Yorumlarda kaybolmasın diye ayrı ileti yazayım dedim.
Öncelikle bu güzel ileti için kendi adıma teşekkür ederim. Etkileyici başlığınız ve tespitleriniz için tebrik
Felsefe-Düşünce başlığı altında son zamanlarda okuduğum en sığ, derinlikten en uzak, çelişkilerle dolu ve maalesef yine eleştirmeye çalıştığı şeyin bilgisinden yoksun bir kitap olan
Oğuz Çevik tarafından kurulan Bilimkurgu Kitap Kulübü okumalarının Eylül ayı kitabı Yüksek Şatodaki Adam'dı. Benim ilk PKD okumam ve ilk kez yazarın kalemiyle tanışmama vesile oldu Oğuz.
Metis baskısı ve Alfa baskısı ikisinin de çevirisi Dost Körpe iken, Alfa çevirisinde editörün de etkisi ile olacak sanırım kelime değişiklikleri ve cümle
Bay Palomar ‘ın gözlemlerine müteakip sorgulamalarına da tanıklık edeceğiniz öykü kitabıdır Calvino ‘nun bu eseri. Ana karakterin ismi de ABD'nin Kaliforniya Eyaleti'ne bağlı San Diego yakınlarında bulunan Palomar Dağı'ndaki bir rasathaneden geliyormuş. Özetle yazarımız, ünlü bir gözlemevinin isminden esinlenerek Bay Palomar’ı yaratmış
Merhabalar 1000K ailesinin değerli kitapseverleri. Son zamanlarda okurken güldüğüm ve keyif aldığım, az önce ise bitirdiğim mükemmel bir eser ile tekrardan karşınızdayım. Ruhi Mücerret adlı kitap Murat Menteş'ten okuduğum ilk eser oldu. Yazarı dili ve kalemi muazzam. Murat Bey ile şahsen tanışmak ister ve ona teşekkürlerimi sunmak isterdim.
Aslında kitabı okuyalı 4 ay oldu fakat 1k da kitabı bulamamıştım bu nedenle incelemeyi geç yapıyorum. Kitabı elime almamla okuyup bitirmem 1,5 günümü almıştı, etkisi ise uzun bir süre devam etti. Yazarın ilk kitabıymış. Buna rağmen bence insanı içine almayı, içgüdüsel olan anneliği sorgulatmayı ve düşündürmeyi başarabilmiş.
Kitabın konusu özetle ; Blythe Connor, kendisinin hiç sahip olmadığı o sıcak kalpli, destekleyici annelerden biri olmaya kararlıdır ve yeni doğan bebeği Violet’la bu şansı yakalamıştır.
Ancak anneliğin o yorucu ilk günlerinde kızıyla umduğu gibi bir bağ kuramaz, küçük kız soğuk duruyor ve annesinden gelecek en küçük şefkati reddediyordur. Bütün bunlar Blythe’ın, Violet’ta bir sorun olduğunu düşünmesine neden olur. Üstelik Violet büyüdükçe anaokulunda da etrafındakilere karşı kavgacı bir tavır sergilemeye başlamıştır.
Kocası Fox ise hepsinin Blythe’ın hayal ürünü olduğunu söylüyordur. O, karısının gördüğü şeylere karşı gözünü kapıyor, karşısında yalnızca anne olmanın getirdiği günlük zorluklarla mücadele eden bir kadın görüyordur. Fox, onun korkularını görmezden geldikçe Blythe da kendi akıl sağlığından şüphe etmeye başlar.
Fakat bir gün oğulları Sam doğar ve Blythe hep hayal ettiği o anne bebek bağını onunla birlikte çok doğal bir şekilde kurar. Violet bile küçük kardeşine bayılıyor gibi duruyordur. Ancak hayatları tek bir saniyede değişir ve Blythe’ı kendisine, geçmişine ve kızına dair gerçeklerle yüzleşmek zorunda bırakır.
Bu, Yeraltından Notları ikinci okuyuşum oldu. İlkini okuduğumu biliyorum ama hatırlamıyorum; kitapla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Muhtemelen üniversite yıllarımda okumuş olmalıyım. Sonuçta her kitabın doğru zamanda okunması gibi bir durum olbiliyor; yıllar evvel okuyup çok beğendiğim bir kitabı bugün şaşkınlık içinde hatırlayabiliyorum.
Arkadaşlar belki benim Kafka' yı ilk defa okuyor oluşumdan belki de bir hukukçu olarak sürekli distopik bir kitap oluşunu sindirerek okuyamamdan cidden hiç beğenmedim. Anlatmaya çalıştığı şeyi buradaki incelemelerden okuyarak anladım. Tek güzel tarafı kitabın sonu. Tek bir şeyler anlayabileceğiniz kısım da orda. Kitaptaki olay örgüsü hele de
Sıkıntıların kaynağı "içeride" ise insanın gelişmesine; "dışarıda" ise depresyona ve gerilemeye yol açıyor. İçeriden sanılan bir çok dert ise aslında "dışarıdan" dayatılıyor...
Özetle: Kendimize has derdimiz olacak. Gereken bu…
Yoksa derdi başkası verir...
Doğan Cüceloğlu, "Saygı olmadan sevgi dengesini kaybeder." der. Özetle; Sevginin yarısı ilgiyse, diğer yarısı da saygıdır. İlgisizlik sevgiyi öldürür, saygısızlık da onu gömer ve arkasına bakmadan çekip gider.
Güneşli, sıcak bir hava...
Hava da taze çimen kokusu ve her yerde açan karahindiba çiçekleri, yazın müjdecisi...
Özetle, nefes alıp vermek ve yaşamak çok güzel.