"Bir yüreğin adamakıllı sarsılabilmesi için her zaman ille de kaderin güçlü bir tokadı ya da her şeyi söküp atan bir güç gerekmez; hatta gelişigüzel nedenle yıkımı yaratmak, kaderin ele avuca sığmaz heykeltıraş isteğini tahrik eder. Biz insanoğlu, kendi anlaşılmaz dilimizde bu ilk hafif dokunuşlara bahane deriz ve onun o küçücük cüssesiyle çoğu zaman muazzam etkili gücüne şaşar kalırız."
"İnsanların çoğunun muhakeme gücü körleşmiştir. Kendilerine doğrudan dokunmayan, sivri ucu ısrarla sert bir şekilde duyularına kadar nüfuz etmeyen şey onları neredeyse hiç harekete geçirmez; ancak gözlerinin önünde cereyan eden, duygularına dokunacak en ufak şey bile içlerinde ölçüsüz bir tutkuyu ateşler. İşte o zaman duyarsızlıklarının yerini gereksiz ve aşırı öfke alır."
"İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge bulmasıdır.
...öyleyse akıllı bir adam dengeyi , ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının seviyesine indirerek sağlar."
"Kötü biri olmayı hiç beceremedim, bırakın bunu, herhangi biri olmayı da beceremedim. Ne aksi bir adamım ne de uysal biriyim! Ne alçak ne de namuslu. Ne onurlu ne de bir kahraman."
"Kendi duygularında uçlara varan kitle yalnızca aşırı duygulardan etkilenir. Kitleyi baştan çıkarmak isteyen bir konuşmacı, şiddetli ifadeleri istismarcı bir şekilde kullanmalıdır. Abartma,onama,tekrarlama ve asla akıl yürütme yoluna başvurmama: Bunlar, kamusal mitinglerde söz alan konuşmacıların bilinen argümantasyon yöntemleridir. Kitle, kahramanların duygularında da kendi aşırılığının aynısını görmek ister. Bu kahramanların bariz vasıfları ve erdemleri her zaman iyice belirginleştirilmelidir. Şu noktaya dikkat çekilmesi pek yerindedir: Tiyatrodaki kitle, sahnedeki kahramandan gündelik hayatta izine rastlanmayacak nitelikte cesaret, ahlaklılık ve erdem talep eder."
"Dünyayı bugünkü duruma getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avara et ve korkma! Tanrı, baş şeytandan çok yarım şeytandan iğrenir!"
"Ben" deyince bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Öyle unutulmuşum ki, kendimi iyice hissetmek elimden gelmiyor. Benden kalan bütün gerçeklik var olduğunu hisseden varoluş sadece.
"Gençler, bu yazılarım elinize geçerse hatırlayın ki en iyi , en sağlam değişimler zorlanmadan meydana gelen, ahlâkın temellerini sağlamlaştıran değişimlerdir."