Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Efsun A.U

Efsun A.U
@EfsunA_U
" Oku, okumazsan ruh sefili olursun. "
31 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
" Önemi olmayan budalalıklarla kaybedecek zamanın olmamalı. Ciddi bir yaşam sürmelisin. Saçma sapan filmlere canın çekse bile gitme; ucuz gazeteleri okuma; radyo veya televizyondaki aptallıkları dinleme; havadan sudan konuşarak zamanını boşa harcama. Yaşamını kullan. "
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“ Biliyor musun? İnsanın iyi ve dürüst olma sebebinin sadece Tanrı inancı olduğu fikri beni gerçekten rahatsız ediyor. ” Sonra kelimelerin üzerine basa basa devam etti. “ Yaptığımı, ödüllendirilme isteği ve cezalandırılma korkusu olmadan yapıyorum. İyi davranmak için rüşvete ya da korkuya ihtiyacım yok. ”
Sayfa 116 - Metis YayınlarıKitabı okudu
" Kronik vicdan azabı, tüm ahlâkçıların hemfikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir. "
İthaki YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar. Mesele, böyle oltalara tutulmayacak kadar insanlığımızı terbiye edebilmektir.
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
' Milli hafızamızı silinmelerine izin vermeyelim. Özellikle yakın tarihimizin gerçeklerini asla unutmayalım, hep hatırlayalım. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıyla uydurulan yalanlara, çarpıtmalara karşı uyanık olalım. Atatürk'e ve Cumhuriyete düşman olanları aslında Türkiye'ye düşman olduklarını bilelim. Unutmayalım ki, eğer "milli hafızamızı" kaybedersek Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni kaybederiz. '
Sayfa 387Kitabı okudu
Reklam
" İnanca para girerse, niyet ne olursa olsun vesvese başlar. Camilere arınmak için gidilmez; esas olan arınıp da camiye gitmektir. "
" Dine kuşkuyla bakar oldu artık insanlar. İktidara da eskisi kadar saygı duyulmuyor artık. Zamane gençleri astları ve üstleri Tanrının yarattığına pek inanmıyor anlaşılan. Balıkçılar artık şirketle birleşip balık alım fiyatlarını sabitlediler. Bu sefer de şirket, biz zavallıların arkasından iş çevirmeye kalktı. Herkes uyanık geçiniyor artık, al karadakini, vur denizdekine. Herkes tacir kadar zengin olmak istiyor. Ama sana bir şey diyeceğim, kendi lafım değil, büyüklerin bir sözü, Tanrı korkusu ile kula itaat etmek, bir arada olacak şeyler değildir. "
Sayfa 205 - Yordam EdebiyatKitabı okudu
" Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında Şeytan'la hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi. Bu uyuşma sonunda, yüzyıllar, bin yıllar boyunca kötülük ekti, kötülük biçti ve kötüye zafer kazandırdı. Evet, kötülük yapma ve yayma konusunda insanla yarışabilecek yaratık yoktu. "
' Kedilerin kişilikleri hakkında pek bilgi sahibi olmayan insanlardan kedilerin asla köpekler kadar sevecen olmadığına, soğuk ve bencil olduğuna dair sözler duyduğunda, "Bunca yıl yalnızca bir kediyle yaşamamış olsaydım, bir kedinin ne kadar çekici ve sevecen olabileceğini asla idrak edemezdim," diye düşünürdü. İnsanların öyle düşünmelerinin nedeni, kedilerin çekingen hayvanlar olmasıydı. Üçüncü kişilerin önünde ne sahiplerine sevgi gösterir ne de onlardan sevgi beklerlerdi, aksine soğuk davranırlardı. '
" Beraberlik canlı ise ayrılmanın bir gerilimi, gerilimin de bir tarihi vardır. Sizin kastettiğiniz an, o halatın koptuğu andır. Ama beraberlik ölü ise, ayrılmak, çürüyen iki parçanın birbirinden zahmetsizce kopması demektir. Çürümek acı vermez, ölü olan çürür. Çürüdüğünü anlatmak kolay değil, ölü olduğunu ikrar etmek ise çok zor. "
Reklam
“ Yaşayabilmek için beynin ölmesi şart. Yiyecek ve para dilenmek için beyin ölü olmalı. ”
' Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece "daha" sözcügü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabilecegini iddia ederdi. '
" Biz insanlar, hepimiz, her hücremizden görünmez milyarlarla iplikle topluma bağlıyız, toplumun bir katına bağlıyız, bizi o iplerin yönettiğini bilmediğimizden, özgür, bağımsız sanırız kendimizi. Sen bağımsız olaydın hiç o suçları işler miydin? "
" İşbu Cumhuriyet dönemi Surnâme'sinin yazarı der ki, hukukun hukuk olduğundan beri ilk ve başlıca amacı, cezaya çarptırılan kişiyi değiştirerek iyi yapmak, düzeltmektir. Oysa bir suçluyu asmaksa, ona doğal hak olan değişme hakkını tanımamaktır. Ama bundan da kötüsü, doğanın ve toplumun değişmez anayasası olan sonsuz değişim yasasına inanmamak, yani ayaklarımızı bastığımız, havasını soluyup suyunu içtiğimiz dünyaya inanmamak ve yine inanmadığımız kendimizi de yadsımaktır. "
“ Çünkü kadın ruhuna ihanet etti. Onu yok saydı, umursamadı. Katlanmak zorunda kaldığı insanlardan, hapishaneye dönen evlerden, zorunlu işlerden, banka hesaplarından, çocuk ağlamalarından, kimliklerden, maskelerden oluşan bir dünya yarattı. Yıkılması güç, imkansız kadar kalın, acıtacak kadar sert duvarların tam ortasında. ”
61 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.