"Var olmak, inkâr etmek demektir. Bugün yaşayan ben, dün ben olan şeyin, dünkü benin, tekrar inkârından başka neyim ki? Var olmak, kendini yalanlamaktır. Hiçbir şey hayatı, yazılanların bir gün sonra tekzip edildiği gazetelerden daha iyi anlatamaz."
‘’sabah aynalarında kendilerini tanıyamıyorlar
gördüğü o değil elbet bir başkası
suratı aşınmış boyanmaktan
kalın bir baş ağrısı
beynini yiyip bitiriyor
belki yanılgılar
hayatı kadere indirgiyor
belki başka bir şey var
bir türlü anlaşılamayan’’
"Şimdi buradayım. Her şeyin uzağında. Hiçbir savaşım yok. Hiçbir görevim yok. Hiçbir şeyi de doğrulamaya çalışmıyorum. Duruyor, odanın yarı karanlığına bakıyor, bekliyorum..."
"Kendisine ne olduğunu bilmiyordu, yalnız, belki ömründe ilk olarak, enerjisini kaybetmiş olduğunu anlıyordu. Hiçbir şey yapmak istemiyor, her şeye karşı isteksizlik duyuyor, fakat yatmakla da dinlenmiş olmamanın sıkıntısı içinde bunalıyordu."
"Gündelik hayat var, ama onu kuşatan şey bir boşluk. Bugün milyarlarcamızın içinde yalnız olduğumuz bir boşluk. Böylesi yalnızlık Ölümü bir can yoldaşına dönüştürebilir."
”Seni görmek istiyordum kısacası. İnsan görmekle bile bazı şeylerin ağırlığına dayanabilir, avunabilir, hayal kurmaya devam edebilir. Sen anlamazsın tabii. Anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı.”
“Milât buysa eğer, kendime bir çarmıh bulmam gerek
ki her insan bir milâtı yaşar, bir yerinde hayatının
benim hayatımsa bütün milâtların toplamı oldu
bütün çarmıhları tüketti benim acılarım
bütün isalarımı gözyaşlarım boğdu.”