Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Vasldan çün âşıkı müstağni eyler bir visâl âşıka ma'şûkdan her dem bu istiğnâ nedir" Fuzûlî Kavuşmaktan ibarettir madem, aşığı vuslata doyuran; o halde (anlam veremiyorum) nedir sevenin sevilenden böylesi uzak kalmada bulduğu acı lezzet?
Danii onu tamamen boşalttığı zaman, ilk defa birlikte olduk- ları gece yaptıkları gibi soluk soluğa, sırtüstü uzandılar. Bu sefer Murdoch artık uzanıp elini tutabiliyordu. Biraz önce geçirdikleri her anı hatırlamak Murdoch'un tekrar tahrik olmasına neden oldu. Üzerine doğru kalkınca Daniela'run gözleri kısıldı ve dudakları kıvrıldı.
Sayfa 317
Reklam
Duygular insanın içinde kendiliğinden varolmaz. Onları Yaratıcı yaratır.
"Kedi aç galiba, miyavlıyor, dedim ve besledim." "Hayır Kırmızı. "Kedi aç demek bir düşüncedir. Benim sor- duğum senin içinde oluşan şey..." "Hımm, kedinin acıklı sesini duyunca içim buruldu. Evet, acıma diyebilirim. Evet, evet acıma hissi ona karşı hissettiğim buydu. "Hadi şimdi bunu da käğıda
Sayfa 298Kitabı okudu
"Acı duymaya, vicdanınızın sızlamasına ve ahlaki kösnüllüğe olan tutkulu düşkünlüğünüzden dolayı evlendiniz siz. Asabi bir hamleyle sağduyuya meydan oku- ma son derece kışkırtıcı geldi size!"
Hakkımı Helal Etmiyorum
Sultan II. Abdülhamid Hân'ın Necip Fazıl Kısakürek'in hazırlamış olduğu "Ulu Hakan II. Abdülhamid Han" adlı kitabında geçen duası okuyanları içini titretiyor. İşte Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han'ın zalimlere beddua millete duası: "Allahım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal
en büyük saadetler büyük ve acı felaketlerin neticesidir. Mesela Hazret-i Yusuf, Mısır azizliği gibi bir saadete ancak kardeşleri tarafından atıldığı kuyu ve Zeliha'nın iftirası üzerine konulduğu hapis yoluyla nâil olmuştur. Ve keza rahm‑ı maderden dünyaya gelen çocuk, ma'hud tünelde çektiği sıkıcı, ezici zahmet neticesinde dünya saadetine nâil oluyor. RN-Şualar/644
Reklam
Passion başını kaldırarak Mark'ın 12 hatlarını dikkatle inceledi. Ne görüyordu? Mark onun yüz Halesinde açlık ve ihtiras görüyordu. Açlık ve ihtirası başka bir by yumuşatıyordu. Mark bunun ne olduğunu bilmiyordu ama onm boş hayallere kapılmasını da istemiyordu. Mark onun clinin üzerindeki elini sıkarak avucunu bastırdı. Hurada bulunmamın
Sayfa 39
Üzerindeki giysiler, hem kendisini sıcak tutuyor, hem de yaşayış biçimine çok uyuyordu. Taşıdığı prangalara gelince... bunları hiç hissetmiyordu bile. Yoksa... usturayla kazınmış başından, üzerindeki mahküm üniformasından ma utanacaktı? Hem kimden utanacaktı, kimden? Sonya'dan mı? Sonya kendisinden korkup duruyordu, hiç utanılır mıydı ondan? Öyleyse? Ama o Sonya'dan bile utanıyor, utandığı için de kaba davranıyor, kızcağıza acı çektiriyordu. Usturalı başından, taşıdığı prangalardan hiç utandığı yoktu. Gururu onulmaz bir yara almıştı, bu yaraydı onu yere seren. Ah bir kendini suçlayabilse, nasıl, nasıl mutlu olurdu! O zaman dünyanın bütün utançlarına katlanabilirdi. Ama kendini son derece katı ölçütlerle yargıladığı halde, acımasız vicdanı, herkes için söz konusu olabilecek basit bir ıskalamadan başka, korkunç bir suç bulamadı geçmişinde. Özellikle utanç duyduğu şey, onun, Raskolnikov'un, kör talihin salakça bir hükmüyle, böylesine umutsuzca, böylesine sağır, böylesine budala, böylesine pisi pisine mahvolup gitmesi, eğer bir parçacık huzura kavuşmak istiyorsa, böylesine "saçma", "anlamsız" bir karara boyun eğmesi, onunla uzlaşması gerektiğiydi.
Sayfa 677 - Kültür Yayınları
175 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
3 soru 1 cevap
Bir Grup Filozof Mevlana Celaleddin Rumî'ye (k.s) gelerek birkaç sual sormak istediklerini bildirdiler.Niyetleri bir şeyler öğrenmek değil müslümanları dinleri hakkında şüphe ve dine düşürmekti.Hz.Mevlana adamların halini hiç beğenmedi onları üstadı Şems-i Tebrizî'ye (k.s) gönderdi.Bunun Üzerine grup onun yanına gittiler.Şems-i Tebrizî
Fihi Ma Fih'ten Seçmeler
Fihi Ma Fih'ten SeçmelerMevlana Celaleddin-i Rumi · Rumi Yayınları · 20071,240 okunma
"Yârabbi, bütün güçlüklerimi gider/ Kalbimin aynasındaki pası sil / Bana acı! Bana lutuf ve kereminle merhamet eyle/ Bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster!"
Reklam
Çünkü nûrânî âlemlere giden yol kabirden geçer ve en büyük saâdetler büyük ve acı felaketlerin neticesidir. Mesela Hazret-i Yûsuf, Mısır 'azîzliği gibi bir saâdete ancak kardeşleri tarafından atıldığı kuyu ve Zeliha'nın iftirası üzerine konulduğu hapis yoluyla nail olmuştur. Ve kezâ rahm-ı måderden dünyaya gelen çocuk, ma'hûd tünelde çektiği sıkıcı, ezici zahmet neticesinde dünya saâdetine nail oluyor.
Acı, düşüncelerinizi gerçek olana, size teselli verecek olan Tanrı'ya çevirmenizi hatırlatmak için gönderilir. Sri Anandamayi Ma
Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
Yahudilerin 7. Protokolü şöyle der:
"Politikada başarı, yapılan işlerin gizliliğinde saklıdır." Yani kandırma ve aldatma politikada geçerlidir. Ne kadar acı ama doğru bir söz! Gerçekleri ve doğruyu bilebilsek yanlışla­ rımızı düzeltebiliriz ancak bizi kandırdıkları sürece bunu yap­ ma şansımız çok az. Yahudiler gazeteleri, dergileri ve bankaları kontrol ettiklerini kabul etmezler. Her zaman firma isimlerinin ve paravan sermayedar isimlerinin arkasına saklanırlar. Doğru söylendiğinde ise hemen bunu yalanlarlar.
730 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.