YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Yönetmen Akira Kurosawa'nın yine yönetmen Ingmar Bergman'a bir mektubu vardır, o mektubun içerisinde şöyle bir kısım geçer:
"İnsan, bir bebek olarak doğar, bir çocuk olur,
Es-Selam..
Kitabı okudum ve özellikle hadis bölümüne geldiğimde en büyük eksikliğin sahih olup olmama noktasında ''Tahrîc'' yapılması gereğini hissettim.
İncelemelere baktığımda da arkadaşlarımız teknik bakımından gerekli bilgileri vermişler, bu yüzden içeriğe hiç dokunmadım.
Şu şekilde bir yöntem izledim;
Önce hadisleri klasik kaynaklarda tarama
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
Allahım helal etmiyorum!
Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum!
Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili'nin (Salallahu Aleyhi ve Sellem) yolunda yürüdüğüm için
NOT: Her kitap incelemesi doğası gereği bir miktar spoiler içerir ve birazdan okuyacaklarınız bir kitap incelemesi niyetiyle kaleme alınmıştır...
------------------------------------------------
Almanya'da yazar olmak (ya da Alman ekolünden bir yazar olmak diyelim), Brezilya'da futbolcu olmak gibi bir şey... Çok iyi, çok yetenekli de olsan;
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında Afrika hariç değil...
''Sözlerimin sonunu duymadığın zaman
Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman
Değiştiriyorum son kelimelerimi
Değiştiriyorum sonumu.'' Sayfa 22
Başlamayan biter mi? Biten başlar mı? Ya da hangisi ilktir? Başlamak mı bitmek mi? Bitmeden bir başlagıç mümkün müdür?
İncelemeyi oldukça kısa kesmek istiyorum zira hiç yazmamaktı niyetim.
Konusu tamamen yazarın kurgusu olsa da, gerçeklerden esinlenir her kurgu. Aslında duyduğumuz, içten içe bildiğimiz iğrenç gerçeklikleri; çirkinlikleri, çirkini, adlilikleri, sefil anlayışları vs tüm çıplaklığıyla anlatmış.
Yıllar önce okuduğum ve uzun süre etkisinden kurtulamadığım
Uçurtma Avcısı kitabını hatırlıyorum da çocuktum ondandır sanıyordum. Ondan değilmiş ama.. Bu kitabın etkisinden kaç kabus sonra çıkarım bilmem.
Bunca şeyi yazmayı nasıl kaldırabildi için?
Böyle isyan ettiğime bakmayın, bunları yazmak için güçlü bir yüreğe sahip olmak gerekir. Kalemine sağlık.
Yazar önsözünde de demişti zaten, bu bir isyan kitabıdır diye. Ama ne isyan!
“Havva kızlarını aşağılayan, horlayan, onlara acı çektiren, zulmü, şiddeti, tacizi, tecavüzü reva gören; onları ezen, kurban ve katleden tüm Âdem zihniyeti ve onlara destek veren ve kendi değerini bilmeyen kadınlar, unutmayın ki, Havva Ana’nın ve tüm kızların ahı yerde kalmayacaktır.”
Geçmiyor başımın ağrısı. Ense kökünden başlayarak başımın üzerine doğru uzanan bir elektik çarpması hissi bu.
Velhasıl.. Okumayın!
"İçinde içindekilerin olduğu bir kitaptır
Mânâları açısından da muhteşemdir
İçindekileri dikkatle incelediğinde
Onda incinin bulunduğunu görürsün!"
Her okumada farklı bir ders, nasihat veren Mesnevi yazarı Mevlana'nın sohbetlerinden oluşan bu eserin hakkıyla bilinip kıymet verilmemesinden yakınılan bir önsözle başladı eser. Biz
Yârabbi, bütün güçlüklerimi gider,
Kalbimin aynasındaki pası sil,
Bana acı ! Bana lütuf ve kereminle merhamet eyle,
Bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster !
Belli bir tarafı tutup onu doğruladıkça kendimizi daha güçlü ve gururlu hissediyoruz. Adımızın saygıyla anılacağını bilirsek, işkenceye dayanabilir, davamız uğruna can verebiliriz. Tarihin bandosunun bizi yüreklendireceğini, adımızın tarihe geçeceğini biliyoruz çünkü. Sorumluluk duygusuyla ne düşündüğünü açıklayan ve kendi yolunda ilerleyen hain, nadiren böyle bir durumla karşılaşır oysa. O yalnızdır. Dai- ma yalnız olmuştur ve daima yalnız olacağını bilir. Biz totalitarizmimizle bireyi yok ediyoruz. Bireysel özgürlüğü nadiren hoş görüyoruz, çünkü ondan korkuyoruz. Özgürlüğün, yaşamımıza düzen ve anlam getiren yapıları yok edeceğin- den korkuyoruz. Itaatkâr olduğumuz, körü körüne boyun eğdiğimiz için hainler yaratıyoruz. Böylesine zayıf olduğumuz için totaliter oluyoruz. Kendi benliğimize inanç duymak, insana inanç duymak, bizi hainlerin olmadığı bir topluma götürebilir, o zaman kendimizden korkmamız için bir neden kalmayacaktır çünkü.
"Beğenmiyorsan çekip gidersin," diyoruz. "Düşmanın ülkesine gidersin." Hain tek başına acı çekerken, kitleler, çoğu zaman vicdan ve aklıselimden vazgeçme pahasına da olsa kendi yanılsamalarına sımsıkı tutunuyorlar. Hain kim Öyleyse?
Mehmet Akif Ersoy
İstiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy… “Kahraman Ordumuza” başlığı ile kurtuluş savaşından çıkmış bir millete bu adla şiirini hediye etmişti. Şiirini safahat adlı kitabına koymamıştı. Bunun nedeni kendine sorulduğunda: “Bu benim değil, milletimin malıdır.” Diyordu. Bu marşı yazan şair, sadece yazmamakla kalmayıp bunu bir