Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Akşemseddin Hazretleri -Allah Teâlâ'nın inâyetiyle- "Yarın sabah şu kapıdan(Topkapı) hisara yürüyüş ola..." der. Öyle olur. -Her şey Allah'tandır- Sabah ezanı surlarda okunur. 29 Mayıs'ta İstanbul İslâm'ın olur.
Sayfa 128Kitabı okudu
Akşemseddin Hazretleri'nin Nasihatleri 2
- Kimseden incinerek sitem etme ve kimse de senden incinmesin. Kimsenin kalbini viran eyleme.(yıkma) - Kardeşine ulaşan nimete asla haset etme. - Kimseyi kötüleme, yalan ve iftiradan sakın. - Kardeşinin kusurlarını görme. - Ananı ve babanı duadan ihmal etme, senden büyük kimsenin önünde yürüme.
Reklam
... Muhafızlarına, Eyüp Sultan'ın kabri üzerindeki taşı kaldırmalarını söylemiş. Içeride safranla boyanmış bir kefen. Kefeni açınca bir de görmüşler ki Eyüp Sultan Hazretleri, yüzünde tatlı bir tebessüm ile orada öylece yatıyor. Gözleri açık olsa sanki kendilerine bakıp gülümsediğini sanacaklarmış. Bedeni hiç çürümeden, hiç bozulmadan öylece duruyormuş. Derhal kapatıp mezara koyarak bir cenaze namazı daha kılmışlar. Ardından da Akşemseddin bir fetih duası yapmış. Herkes âmin demiş!"
Sayfa 369 - Kapı Yayınları, 10. Basım (2022)Kitabı okudu
Müridin kendisini şeyhe teslim etmesi, kendini Allah ve Resûlü'ne teslim etmesi demektir. Çünkü hakiki şeyh olan kimse Resûlullah'ın (s.a.v.) halifesidir. Müridler, şeyhlerin elini tutup tövbe ederler; yani biat ederler. Çünkü Peygamberimiz'in (s.a.v.) ashabı da böyle yapmıştır. Ashâb-ı kirâm efendilerimiz, Allah Resûlü'nün huzuruna gelerek geçmiş hayatlarına tövbe etmişlerdir. Yüce Allah'a söz vermişlerdir. Bunu bilmeyen tasavvuftan nasipsizler, "Bu da nereden çıktı?" derler. Akşemseddin hazretleri (k.s.)
Mürşidi olan Akşemseddin'e bağlılığı o derece idi ki İstanbul muhasarasına girişmezden önce ona danıştı. Pîr Hazretleri istihâre ettikten sonra müridine “Fetih müyesserdir." dedi. Bunun üzerine Fatih, muhasara hazırlıklanı yapmaya başladı.
Sayfa 74 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İLLÂ *HÛ..
- FATİH Sultan Mehmed Han ve hâlen BOLU’da medfun AKŞEMSEDDİN Hazretleri... O büyük Veli’nin: “Gördüm ÇOCUK vecdini ayn-el yakîn yâ HÛ derim Ki sûfî lâ’dan dem vurur ben her dem İLLÂ HÛ derim!”...
Sayfa 25 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
FÂTİH HAKKINDA MENKIBE (6)
Rivâyet olunur ki Akşemseddin Hazretleri'ne fethin vaktini nasıl tâyin eylediği soruldu. “. Gaybı ne süretle bildin ki hükmeyledin!.” dediler. Cevap verdi ki: “. Karındaşım Hızır'la ilm-i ledünle Konstantiniyye'nin fethini vaktiyle konuşmuş idik. Kale fetholunduğu o gün Hızır”ı gördüm. Askerin önünde hisara hücüm edenlerle berâberdi.”
Sayfa 514Kitabı okudu
Kader ne der?
Fatih sultan Mehmet çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca babası II. Murad: - Ne kadar yaramaz çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır. O esnada II. Murad'ın yanında olan Akşemseddin hazretleri: - Peder ne der, kader ne der!..diye söylenir.
Sayfa 43 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Hacı Bayram Veli Hazretleri: "İstanbul’u şu çocuk ile şu topal fetheder" Çocuk Fatih idi. Topal dediği ise ayağı aksayan öğrencisi Akşemseddin Hazretleri idi.
Sayfa 254
Bizde ilim ve inanç yan yana olmalıdır. Tek başına cami yaptırmak ya da ibadete açmak uy­gun değildir. Yanında bir de eğitim kurumu bulunmalıdır. İşte bu sebeple Ayasofya Camii'nin yanına yine Fatih'in emriyle bir de medrese inşa edilmiştir. Bu medresenin içinde bahsetti­ğimiz nice zat yanında Akşemseddin Hazretleri ile Ali Kuşçu gibi çok önemli isimler de ders okutmuşlardır.
Reklam
Akşemseddin Hazretleri'nin Nasihatleri 1
- Ey oğul! Her işe besmele ile başla. - Daima abdestli ve temiz ol. - Namazlarında tembellik etme - Kaza ve kaderin Hak'tan olduğunu bil. Sana ulaşan nimete şükret, belaya sabret; sakın Allâhu Teâlâ'ya isyan etme.
Şeyh Abdülkadir Efendi Hazretleri, Akşemseddin adlı gönül kutbunun torunu idi.
Sayfa 22 - Ötüken Neşriyat-1.Basım, İstanbul-Haziran 2017Kitabı yarım bıraktı
Bilim ve araştırmaya son derece önem veriyor , alimler ve sanat adamlarıyla vakit geçirmekten , onları huzurunda tartıştırarak yeni şeyler öğrenmekten , haritalar yaptırarak dünyayı tanımaktan ama manevî dünyanın yıldız haritalarını çıkaran Akşemseddin hazretleri gibi şeyhlerle de sık sık buluşmaktan -hatta belki sırf bu anlarda- mutlu oluyordu . Mesela şair Melihî ‘ nin bulunmadığı bir sohbeti tuzsuz yemeğe benzetirmiş . Öte yandan etrafına topladığı alimler ve yazarlara bilim ve bilgeliğin derinliklerine kulaç attıran kitaplar yazdırıp çevirtiyor , bazılarının aslı Latince veya Yunanca olan eserleri Arapçaya tercüme veya şerh ettiriyor , onları bitimsiz bir merakla okuyor , yazanları maddî ve manevî yönden memnun etmeyi görev biliyordu . Özetleyecek olursak ; nereye giderse gitsin “ irfan sofrası “ nı yanından eksik etmiyordu..
Sayfa 128 - ketebe yayınlarıKitabı okudu
140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.