Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Akşemseddin Hazretleri -Allah Teâlâ'nın inâyetiyle- "Yarın sabah şu kapıdan(Topkapı) hisara yürüyüş ola..." der. Öyle olur. -Her şey Allah'tandır- Sabah ezanı surlarda okunur. 29 Mayıs'ta İstanbul İslâm'ın olur.
Sayfa 128Kitabı okudu
Sultan II. Murat Han ile Hacı Bayram Veli hazretleri sık sık sohbet ederlerdi. Bir sohbet sırasında Sultan Murat Han, İstanbul'un fethinin kendisine nasip olup olmayacağını sorunca, Hacı Bayram Veli Hazretleri şöyle cevap verdi: Hayır! O fethi sen de ben de göremeyeceğiz. Şu bizim Köse ile şu mübarek Şehzadeye nasip olsa gerektir. Bunu söylerken Akşemseddin Hazretleri ile küçük Fatih Sultan Mehmet'i işaret ediyordu.
Reklam
Müridin kendisini şeyhe teslim etmesi, kendini Allah ve Resûlü'ne teslim etmesi demektir. Çünkü hakiki şeyh olan kimse Resûlullah'ın (s.a.v.) halifesidir. Müridler, şeyhlerin elini tutup tövbe ederler; yani biat ederler. Çünkü Peygamberimiz'in (s.a.v.) ashabı da böyle yapmıştır. Ashâb-ı kirâm efendilerimiz, Allah Resûlü'nün huzuruna gelerek geçmiş hayatlarına tövbe etmişlerdir. Yüce Allah'a söz vermişlerdir. Bunu bilmeyen tasavvuftan nasipsizler, "Bu da nereden çıktı?" derler. Akşemseddin hazretleri (k.s.)
FÂTİH HAKKINDA MENKIBE (6)
Rivâyet olunur ki Akşemseddin Hazretleri'ne fethin vaktini nasıl tâyin eylediği soruldu. “. Gaybı ne süretle bildin ki hükmeyledin!.” dediler. Cevap verdi ki: “. Karındaşım Hızır'la ilm-i ledünle Konstantiniyye'nin fethini vaktiyle konuşmuş idik. Kale fetholunduğu o gün Hızır”ı gördüm. Askerin önünde hisara hücüm edenlerle berâberdi.”
Sayfa 514Kitabı okudu
Kader ne der?
Fatih sultan Mehmet çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca babası II. Murad: - Ne kadar yaramaz çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır. O esnada II. Murad'ın yanında olan Akşemseddin hazretleri: - Peder ne der, kader ne der!..diye söylenir.
Sayfa 43 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Hatırlayınız, Fâtih Hazretleri de tasavvuf yolunda ilerlemek istemiş, fakat ileri görüşlü bir âlim olan Akşemseddin hazretleri: "-Sen bu devlete lâzımsın!.. Tasavvuf yolunda ilerleyenlerin bu vâdideki meşgûliyetten aldıkları zevk, taht üzerinde oturmaktan alınacak zevkten üstündür. Bu zevki tadarsan, Padişah olmanın zevki gözünden düşer. Halbuki sen, padişah olarak Müslümanlar'a hizmet etmek hususunda müstesnâ kaabiliyetlere sahipsin. Bu kaabiliyetleri, cihad vâdisinde kullanman, ümmet hesabına daha büyük bir kazanç olacaktır!.." diyerek O'na mâni olmuştu."
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
"Akşemseddin Hazretleri'nin Fatih Sultan Mehmet Han'a nasihatini bilirsin Ağam: Sen şartlara teslim olmazsan, şartlar sana teslim olur."
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Mürşidi olan Akşemseddin’e bağlılığı o derece idi ki İstanbul muhasarasına girişmezden önce ona danıştı. Pîr hazretleri istihâre ettikten sonra mürîdine: “Fetih müyesserdir.” dedi. Bunun üzerine Fatih, muhasara hazırlıklarını yapmaya başladı. Muhasara başladıktan sonra şeyhinin ordugâha teşrifini rica etti. Akşemseddin, padişahın ısrarı üzerine ordugâha geldi ve padişahın otağı civarında, Edirnekapı tarafında çadırı kuruldu. Muhasara uzayıp da ümitsizlik gelince padişah: “Şeyhim, fetih müyesserdir, dedi, hâlbuki hâlâ bekliyoruz ne buyuruyorlar? diye Akşemseddin’e çadırından haber yolladı. Akşemseddin tekrar istihâre ettikten sonra evvelki cevabını tekrarladı: “Salı günü hücuma geçsinler, fetih müyesserdir.” ve dediği gibi de oldu. Fetih yapıldı. Akşemseddin, tekrar Göknük’e döndü.”
Mevla na Hazretleri bakınız ne diyor? "igneye iki katlı iplik başı girmez. Sen bir katlı isen, bu iğneye gir!." Akşemseddin Hazretleri bakınız neler diyor: "Evliya kimdir? Evliya, Hak Teala'nın gizli hazinedarlarıdır. Her ilmi bilirler. Kısmetinde ne kadar yetki verişmiş ise onu harcarlar. Onun için herkes, evliyayı hakkıyla tanıyamaz. Bu kişi, Allah'in dostu olduğu için, Allah ilmin sırlarını ona öğretmiştir"
Akşemseddin Hz : " Kulluk 5 kısımdır / 2-Nefs Kulluğu "
Akşemseddin Hazretleri,kulluğun ikinci mertebesi olarak nefs kulluğunu zikreder.Nefs,kulun yerilen ahlâkı ve amelleri anlamına gelir.Nefs,mutasvvıflarca genel olarak kulun kötü huyları,çirkin vasıfları,kötü his ve huyların mahalli olarak,kişinin ayak bağı olarak tarif edilir.Akşemseddin Hazretleri'ne göre,bu kulluk derecesi,ten kulluğunun bir üst derecesidir. Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamanın yanında,nefsini terbiye etmekle de uğraşan kişinin kulluğu bu derecededir.Bir tarikata mensub olarak o tarikatın edep ve erkanına uygun bir şekilde nefsini tesviye etmek için çabalamak, nefsin isteklerine muhalefet etmek ve direnç göstermek,bu kulluk derecesinin vasıflarıdır.
Reklam
İnsan zamanın çocuğudur, Asrınının bir üründür.
Sayfa 19
Bir gün, kendisini(Akşemseddin), Vezir Halil paşa çağırttı. "Beni emretmişsiniz Paşa Hazretleri." "Akşemseddin, oğlum Süleyman Çelebi hasta. Hekimler iyileştiremedi. Birde sen bakasın istedim." Akşemseddin, Halil Paşa'nın konağına gitti. Vezirin kendinden geçmiş yatıyordu. Elleri ayakları buz gibiydi sapsarıydı. Çocuğu tepeden tırnağa muayene eden ünlü hekim, kullanılan ilaçları istedi. Getirilen ilaçları dikkatle inceledikten sonra hepsini çöpe attı. Paşa sordu: "İlaçları neden attın hekimbaşı?" "Paşa hazretleri, hastayı iyileştirmeye doğru teşhis koymakla başlanmamış. Bu yüzden verilen ilaçlarda doğru seçilmemiş. İlaçları kendim hazırlayacağım. Merak buyurmayınız oğlunuz iyileşecek." Akşemseddin, hazırladığı ilaçları verdi. Haftada bir Süleyman Çelebi'yi görmeye geldi. Çocuk iyileşti.
Sayfa 45 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
Akşemsettin Hazretleri:
"Zillet içinde yaşayan, alçak bir geçime razı olur. Yücelik ise, yorgunluğa alışmış, develerin hızıyla yan yana yürür."
Sayfa 122 - Akşemsettin Hazretleri Göynük'te....
Akşemseddin Hz : " Kulluk 5 kısımdır / 1-Ten Kulluğu "
Şeriatın va'zettiklerini seve seve yapma yolunda olmak,Allah'ın emirlerini tutmak ve sakınmamızı istediklerinden azami derecede sakınmaktır.Bugün bunları yapanlar evliya olarak bilinse de Akşemseddin Hazretleri ve diğer veliler için bu,kişinin insan olmasının ilk adımıdır.Kişiye bir yükseklik kazandırmaktan ziyade, çukur olmaktan korur.
... Muhafızlarına, Eyüp Sultan'ın kabri üzerindeki taşı kaldırmalarını söylemiş. Içeride safranla boyanmış bir kefen. Kefeni açınca bir de görmüşler ki Eyüp Sultan Hazretleri, yüzünde tatlı bir tebessüm ile orada öylece yatıyor. Gözleri açık olsa sanki kendilerine bakıp gülümsediğini sanacaklarmış. Bedeni hiç çürümeden, hiç bozulmadan öylece duruyormuş. Derhal kapatıp mezara koyarak bir cenaze namazı daha kılmışlar. Ardından da Akşemseddin bir fetih duası yapmış. Herkes âmin demiş!"
Sayfa 369 - Kapı Yayınları, 10. Basım (2022)Kitabı okudu
140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.