1918 Kasım'ında, Mondros Mütarekesi imzalandıktan hemen birkaç gün sonra Anadolu'da ulusal direniş hareketi başladı.
Mütareke koşulları gereği, çok kısa bir süre içinde yabancı işgaline uğrayacak kentlerde, ahali bir yandan silaha sarılırken bir yandan da yerel hükümetler kuruyordu.
İstanbul'dan umut kesilmiş, adeta ulusal bir refleksle bir anda ülkenin değişik köşelerinde, birbirinden habersiz kongreler toplanmaya başlamıştı.
Bunlardan ilki Mondros'tan tam beş gün sonra Kars'ta toplandı.
Osmanlı ordusunun bölgeyi boşaltacağı ve Kars'ın İngilizlerce Ermenilere teslim edileceği haberi üzerine bölgenin askeri ve sivil önderleri hızla bir kongre topladılar.
Bir taş binada yapılan ilk toplantıya, Kars çevresindeki sancak ve kazaların temsilcileri de katıldı. Bu kongre, acilen bir geçici hükümet kurdu. "Güneybatı Kafkasya Geçici Ulusal Hükümeti" adını taşıyan bu hükümet, yönetimi Osmanlı hükümetinden resmen devraldı.
Hükümet başkanlığına da Cihangiroğlu İbrahim Bey getirildi.
Kars hükümeti ilk önce sekiz bin kişilik bir askeri kuvvet oluşturmaya ve Osmanlı'dan kalan silah ve cephanelerin halka dağıtılmasına karar verdi. Sınırlarını çizdi, bayrağını açtı ve anayasasını ilan etti. Hedef, anavatanı kurtarmaktı...
Bu, Anadolu toprakları üzerinde kurulmuş ilk meclis hükümeti, bir başka deyişle 1. Cumhuriyet'ti...
... Anadolu, şatafatın ,gösterişin ,reklam ve palavraların hiç geçmediği bir diyardır. Burada umumi ölçüye göre iyi ve geniş yaşayan adamın adı batakçıdır. İddialı kimselere bir geveze nazariyle bakılır ve reklamcıya sadece yalancı denir.
ÇEKİLİŞİMİZ SONUÇLANMIŞTIR. KAZANAN ARKADAŞLARI TEBRİK EDERİM. KİTAP SAHİPLERİ EN KISA SÜREDE SİZİNLE İLETİŞİME GEÇECEKTİR... KİTAPLA KALIN.
Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sizlerin sayenizde çok daha güzellerini birlikte yapacağınıza şüphem yok. Şimdi
Yaklaşık kırk beş gündür Akif' i okuma gayreti içerisindeyiz. Hakkında yazılan kitapların birinden diğerine seyahat ediyor ve tabi ki bu seyahati Safahat kaptanlığında yapmaya gayret ediyoruz. Bu gayreti açıklayacak pek çok cümle içerisinden; Sezai Karakoç' un Mehmed Akif kitabındaki, "Boşuna yaşamadın, boşuna savaşmadın ve boşuna
📌Aphrodite veya Afrodit (Yunanca Ἀφροδίτη) Yunan Mitolojisinde aşk, güzellik ve arzu tanrıçasının adı olup Roma mitolojisindeki karşılığı Venüs'tür.
Aphrodite'in doğumu üzerine iki efsane bulunmaktadır. Hesiodos'un Theogonia adlı eserine göre Kronos babası Uranos'u devirirken cinsel organını bir orakla kesmiş, kesik organ denize düşerken oluşan köpüklerden (Yunanca aphros “köpük”) Aphrodite doğmuştur. Tanrıça, denizden çıkınca Zephyroslarca sırasıyla Kythira, Kıbrıs ve son olarak Horalarca ölümsüzler diyarına götürülmüştür.
Homeros'a göre ise Zeus ile Okeanos kızı Dione'den doğmuştur. Daha sonraki yazarlar Aphrodite'in Kronos ile Euonyme veya Uranus ile Hemera'nın kızı olduğunu iddia etmiştir. Doğu muhtemelen Suriye kökenli olduğu sanılan tanrıça başlangıçta bereket tanrıçası iken zamanla farklı nitelikler hatta isimler kazanmış, kültü Kıbrıs ve Kythera adaları üzerinden Anadolu ve Yunanistan'a taşınmıştır.
Resim🎨 : "Venüs'ün Doğuşu" Fransız ressam William Adolphe Bouguereau, 1879. Tuval üzerine yağlı boya. Orsay Müzesi, Paris.
Kaynak Kitap📚 : Dünya Mitolojisi - Özhan Öztürk
Repost: IG/antiktarih
ege bölgesi
dinsiz, solcu, rahat. kadınsan izmir oruspusu
Karadeniz bölgesi
laz uşağı dik kafalı inatçı.
trakya
göçmen tohumu. şarapçı, ayyaş, geniş.
doğulular
kıro, kürtçü, pkklı.
iç anadolu
ırkçı, yobaz, kafatasçı
kars ardahan tunceli
alevi, komünist