Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Ateşe atılmış bir adamın yüzüne akıtılan bir damla suyun değeri nedir? Bir gece yarısı, bir çölde yolunu şaşırıp kalmış adama, uzaktan görünen bir ışığın değeri nedir? Hasta döşeğinde müthiş sancılarla kıvrandığımız anda elimizi sıkan elin değeri nedir? Haksız yere darağacına giden bir masum indinde, son saatte yetişen adalet hükmünün değeri nedir? Çarmıdaki İsa'nın ayağı dibinde ağlayan Magdalanalı Meryem'in gözyaşının değeri nedir?
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Atatürk'ün zamanında 64.000 kişinin KAFATASı fişlenmişti!
1 Ağustos 1935 günü Sinan'ın Süleymaniye Camii'nin yanındaki mezarı Atatürk'ün direktifiyle Türk Tarih Kurumu'ndan bir heyetin huzurunda açılır. İskelet büyük oranda bozulmuştur (bazı gazetelerse sağlam çıktığını yazar). Kafatası yassı-geniş (brakisefal)çıkarsa 'Türk', uzun (dolikosefal) çıkarsa 'öteki'
Biri ınsan ruhunun Tanrının kendi özünün, öbürü de büyük bütünün bir parçası olduğunu; bir üçüncüsü ilksiz olarak yaratılmış; bir dördüncüsü yaratılmış değil. yapılmış olduğunu söyler; baş­ kalan da Tanrının onlara gerektikçe biçim ver­ diğini, çiftleşme anında geldiklerini temin ederler. Biri: ..Sperma hayvancıklannda yerleşir'' diye
"Yahuda benzerini İsa'ya yapmıştı. Aynı neden."
Firavunlar çağındaki barbarlığın ve anlamsızlığın aynısı şu an başımızda. Kölelik kaldırıldı mı gerçekten?
Reklam
Dinlerin Doğası
Diğerlerine karşı acımasız ve düşmanca dürtüler, Mesih'in eşit sevgisi varken ortaya çıkmamaktadır. Ancak Mesih'in krallığı sırasında bile inanan topluluğa ait olmayan, İsa'yı sevmeyen ve O'nun sevmediği insanlar, bu bağın dışında tutulurlar. Bu nedenle, bir din kendisini sevgi dini olarak adlandırsa bile, kendisine ait olmayanlara karşı sert ve şefkatsiz olmalıdır. Esasen her din, aynı şekilde, içine aldığı herkes için bir sevgi dinidir, zulme ve ona ait olmayanlara karşı tahammülsüzlük her dinde doğaldır. (...) Günümüzde bu hoşgörüsüzlük kendisini, önceki yüzyıllardaki gibi şiddetle ve zalimce göstermiyor olsa dahi, insan davranışlarında bir yumuşama olduğu sonucuna varamayız. Bunun nedeni, dini duygulardaki gözle görülür zayıflamanın aksine dürtüsel bağlar arasındaki zayıflamayla bağlantılı olmasıdır. Eğer başka bir grup bağı dini bir grubun yerini alırsa (...) o zaman, Din Savaşları çağındaki gibi öteki olana karşı aynı hoşgörüsüzlük gözlemlenecektir(...)
Doğuş'ta, "insan kızları" ile eşleşen meleklerden söz edilir. Eski Yunan ve Roma'nın mitoloji kültürlerinde, kadınlara boğa, kuğu, altın çeşmesi olarak görünüp onları gebe bırakan tanrılar vardır. Eski bir Hıristiyan inanışına göre, felsefe yetisi insanın kendi hünerinin değil, iblislerle yapılan yastık sohbetinin bir
Sayfa 105
Sosyal Etki ve Erkek Bedeni: Peki ya çekici erkek bedeniyle ilgili kültürel tanımlar? Bu tanımlar da zamanla değişmiş midir? Erkekler de mükemmel görünümlü bedenlere sahip olmak için normatif uymacı davranışlar sergiler mi? Son zamanlara kadar bu sorular pek fazla araştırılmamıştı, ancak son on yıl içerisinde düzenlenen araştırmalar erkek
Sayfa 455Kitabı okudu
Hıristiyanlık, "insani olan her şeye şüphe düşürme amacına hizmet etmekle kalmaz, insani olanın ezilmesi, cezalandırılması ve çarmıha gerilmesinde de rol oynar," der Nietzsche. Her şeyden önce de cinselliği çarmıha germektedir elbette. (Cinsel boşalma eksikliği, Nietzsche'ye göre, cinsel fantezi yaratır, bu yüzden Hıristiyan azizleri pek çok "kirli" fantezi kurmuş, sonra da bunları itiraf edip kendilerini daha da çok cezalandırmışlardır.) Hıristiyanlığın bizden ahlaki talebi, yapısı gereği karşılanamaz bir taleptir ki burada amaç bizim kendimizi "mümkün olduğunca günahkar" hissetmemizdir -böylece Kilisenin günah bağışlama gücüne, dolayısıyla rahiplere daha bağımlı oluruz. Tekrarlarsak, Hıristiyanlık "kalbi yük altına sokar ki ... sonradan [kısmen] yükü hafifletebilsin". Bunu yapmanın başlıca yolu da örnek alınması imkansız rol modelleri yaratmaktır. (Jimmy Carter'in sözleriyle, hiçbirimiz "kalben aldatmadan" edemeyiz, hiçbirimiz en azından küçük bir şeyler öldürmeden hayatta kalamayız.) Hıristiyan kendini Tanrı'yla (ya da İsa'yla) kıyaslar, böylece Tanrı fikri yok olup gittikten sonra bile, "vicdanın sızısı ... suçluluk duygusu" kaynaklı "bunalım hissi" kalır. Hıristiyan, Don Kişot gibidir, kendi cesaretini küçümser, çünkü kafası ortaçağ şövalyelik çağındaki kahramanların "mucizevi işleriyle" doludur.
Sayfa 385 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.