Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
Reklam
Spinoza ile bir yol'culuk
Avuçlarında dans eden kumda tüm yaşamın ateşini gördüm Bento. Ve bu ateşle kavradim tabiattaki sonsuz varoluşumu. Simdi her şey sonlansin isterse, nerede ve nasıl sonlanırsa sonlansin.... ... Askin oldugu her yerde biz, bizim olduğumuz her yerde aşk olacak Bentom. Sonsuzluğum. Nerede ve ne zaman olursa olsun yaşamın köklerinde yaşamaya devam edecek aşk... Özgürlüğü seyre dalacak insanlar ağaçların altında dans ederken. Bir tek bunun için yaşıyorum Bentom. Biz de orada olacağız. Suyun, ateşin, ağacın ve insanın kardeşliğinde günbegün büyüyen hakikatte biz de olacağız.
Vorontsovlar, muazzam bir hayat sürüyordu. Çar ailesinden sonra ülkenin en önde gelen ailesiydiler. Her zaman sevilmeseler de daima konumlarına yaraşır bir muamele görüyorlardı. Aris­tokratların birçoğu bu aileyi kıskanıyordu. Ailenin üstünlüğünü kabul eden halk, Vorontsovları seviyordu. Soyluların aksine halk, Vorontsovların huzurunda ayakta
yeni partilerin kurulmasına ⁸¹⁰ ya da kapatılmasına da karar veren yine tek kişi yani Mustafa Kemal'dir. Kılık, kıyafetin şekli hatta kadınların erkeklerle dans etmeleri bile, Mustafa Kemal'in emri ile gerçekleşmekteydi. Nitekim bir defasında, "... devlet yüksek yöneticilerinin de çağrılı olduğu bir baloda üniformalı subayların dans etmediklerini gördü. Gazi, bunun nedenini sordu. Komutanlardan biri, suçun her dansa çağrıyı geri çeviren kadınlarda olduğunu söyleyince Mustafa Kemal, yüksek sesle topluluğa şöyle seslendi: 'Arkadaşlar, dünyada subay üniforması giymiş bir Türk erkeğinin dans önerisini geri çevirebilecek bir kadının bulunabileceğini düşünemiyorum. Şimdi emrediyorum! Hemen salona dağılın! İleri Marş! Dans edin!" ⁸¹² emri üzerine, herkesin dans etmeye kalkışması da bu "tek kişinin baskıcı, buyurgan ve otoriter yanını ortaya koyması anlamında önemlidir. 810.Türkiye Komünist Partisi, Bolşevik Rusya'ya şirin görünmek için Mustafa Kemal tarafından kurdurulmuş ve TKP'nin Genel Sekreteri Hakkı Behiç'e "sevgili yoldaş" diye de mektup yazmıştı. Hatta, Mustafa Kemal ve bazı arkadaşları ülkeyi kurtarmak ciddi olarak, Bolşevik olmayı bile düşünmüştü. Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali, Cem Yay.1976, s.579,584; ayrıca bkz. H. Edip Adivar, Türkün Ateşle İmtihanı, Atlas Kitabevi, 1979 s.130,131 811. 5 Haziran 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 17 Kasım 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır. 812. Dr. Bernard Caporal, Kemalizmde ve Kemalizm sonrasında Türk Kadını, İş Bnk. Yay. 1.bsk. 1982, Ank.s.651
Sayfa 328 - Genç BirikimKitabı okudu
Güney'de, Muspell adında bir diyar vardı. Bu bölgede dans eden alevler titreşirdi. Kaynardı ve parlardı. Burada doğanlar hariç, hiç kimse bunlara katlanamazdı. Kara Surt buradaydı, bu arazinin en uzak yerinde oturarak alevli bir kılıç savurur, yükselip tanrıları yok edeceği ve dünyayı ateşle boğacağı sonu beklerdi.
Reklam
Yanan buzlar, buz gibi alevler; işte hayat böyle başladı. Güney'de, Muspell adında bir diyar vardı. Bu bölgede dans eden alevler titreşirdi. Kaynardı ve parlardı. Burada doğanlar hariç, hiç kimse bunlara katlanamazdı. Kara Surt buradaydı, bu arazinin en uzak yerinde oturarak alevli bir kılıç savurur, yükselip tanrıları yok edeceği ve dünyayı ateşle boğacağı sonu beklerdi. Kuzey'de Niflheim adında bir diyar vardı. Buzla doluydu ve geniş kar alanları ile kaplıydı. Bu bölgenin merkezinde Hvergelmir su kaynağı bulunurdu ve burası, Elivagar adı verilen 11 nehrin kaynağıydı.
Sonra kış gelince karıncalar saklanır toprak altına Herkes bir önlem almıştır o hariç O hep iyiyi güzelliği yaşamış Özgürlüğe dalıp çıkmış yalnız özgürlüğe Öbürleri hep gerçeklik taslamış Ama o hep gerçeği aramış Gerçeği aramağa çağırmış Ve gerçeği yaşamış Sizin acımanıza gülüp geçiyor Sizi gidi faydacılar çıkarcılar sizi Üzülmeyin evi yok yuvası yok diye Kışlık erzak biriktirmemiş diye Sizin acımanıza yok onun ihtiyacı – Sahtedir zaten acımanız Siz ancak alay edersiniz acımasız– Özgürlüğün sesidir o ürkmez korkmaz Titremeden geçer gündüzden geceye Ateşle dans eder o güneşle dans eder Çırçıplak çıkar güneşin karşısına Belki yaşayamaz güneşi eksik kışta Fakat ardında unutulmaz bir yaz bırakır
_Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı, yüz karası bir dalkavuklukla, kralın desteğini kazanmaktır. _Sizin ilkelerinizin tam karşıtlarıyla yetişmiş insanlar karşısındasınız. Bütün düşündüklerinin saçma ve haksız olduğunu yüzlerine vurursanız elbet dinlemezler sizi. Dikine değil, yanlamasına gideceksiniz. Doğruyu yerinde ve ustalıkla
Reklam
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
Ağustos Böceği Bir Meşaledir...
Böcek ki akıtıyor damla damla ağzından Üzüm ballarında süzülmüş ağustosu Titreyen şıngırdayan bir çocuk oyuncağı Ağustos bu seste Bu durmayı unutmuş seste Çam diyor ağustos böceği Çamlara kasideler söylüyor
• Ama onunla kimsenin konuşmadığı, onu kimsenin görmediği, duymadığı, arzulamadığı yalnızlığı sırasında çirkinleşmiş, sersemlemişti, çaresiz kalmış ve mutsuz olmuştu. O ancak yaşamın içinde canlanırdı, yalnızlıkta çöküp gölgeye dönüşürdü. Şimdi ise eski yaşamının bir yansıması onu sarıp sarmalarken bütün neşesi, tasasız şirinliği yeniden tepe
189 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.