Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Tek bir namazı bile kaçırmazdı, katı kalpli görünse de verdiği sadakalar, yaptırdığı hastaneler ve imarethanelerle namı tüm Osmanlı toprağında almış başını yürümüştü. Cumadan cumaya atına binip vezirlerini paşalarını lalalarını yanına alıp Ayasofya'ya gittiğinde millet birbirini çiğnerdi onu bir kez görebilmek için. Bu şehrin fatihi II. Mehmed'in oğlu II. Bayezid işte böyle bir adamdı."
Sultan 1. Ahmed o günlerde devasa boyutlarda bir cami inşaatına girişmişti. Bu cami büyük dedeleri Fatih ve Kanuni'nin camileri gibi olmalıydı. Bir Süleymaniye Camii haşmetinde olup Ayasofya Camii'nin tam karşısına kondurulmalıydı. Gerçi bir tepenin başı olsun istemiş ancak o günlerde İstanbul 'un yüksek tepelerinin başı hep doldurulmuş olduğu için Sultanahmed Meydanı dediğimiz Hipodrom 'un düzlüğünü tercih etmek zorunda kalmıştı. O zamanlar, İstanbul silüetinde çok fark edilmese de ileride İstanbul 'un en çok ziyaret edilen camisi burası olacaktı.
Reklam
Padişah (...) Ayasofya'yı dolaşırken bir yeniçeri, kilisenin en kuytu yerine çekilmiş, hem sevinçten ağlıyor, hem de hançerinin ucuyla yerden bir mozaik parçası koparmaya çalışıyordu. Niyeti küçük bir parçayı fethin hatırası olarak saklamaktan ibaretti. Genç Padişah, durumu gördü. (...) Kamçıyla vurarak bağırdı: "Bırak! Bu size verip bağışladığımız ganimetlerden değildir. (...)"
Sayfa 77 - Hammer, s. 382
içeride size öyle davrananlar 5- 10 yıl sonra hepten yok olacaklar ama sizin adınız asırlarca devam edecek, yazılarınız asırlarca okunacak. Ayasofya'nin gölgesi gibi siz de birer gölgesiniz: aslınız sizi var etti , gölgesiz varlık olmaz ama gölgenin de gölgesi olmaz,bakin bakalım gölgeniz var mi?
Sayfa 266Kitabı okudu
' Anlatırlar ki' dedi Ömer ' Eski vakitlerde bir depremde Ayasofya'nın işte bu kubbesi yıkılmış. O vakitler Bizans ülkesi savaşlarla uğraşıyor, fakir, güçsüz. Kubbenin tamiri için hristiyan ülkelere haber uçurulmuş. Ayasofya'nın harap kubbesi için yardım toplayacaklar. Medine' deki bir klisenin rahibi haber göndermiş Ayasofya' dakilere. Ki bu rahip Hristiyanlığın aslını bilirmiş demek ki. Demiş ki burada bir yetim var evvelden beri bahsedilen ahirzaman Peygamberi olduğu aşikar. Gelin bu yetimin tükürüğünden ve Mekke toprağından bir parça alın ve kubbeyi yapacağınız harca katın. O zaman zelzele o kubbeye bir zarar vermeyecektir. Onlar da bu söyleneni kabul edip, aynen yapmışlar. İşte Fatih İstanbul'u fethedip de Ayasofya'ya girdiği vakit bu sıır bildiğinden tam da buranın önünde durup salavat getirmiş ve hatta belli olsun, bilinsin, unutulmasın diye buraya altından bir topuz yapıp astırmış...
"O akşam saatinde ışıklandırılmış olan Sultanahmet ile Ayasofya arasında durmak çok garip bir duygu uyandırıyordu insanda. Sanki zamanda yolculuk yapar gibiydik."
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Dürbünün içindeki denizle gökyüzü koyu kurşunî, adalar, Kayışdağı'na kadar Kadıköy, beride İstanbul, kirli bir camdan bakılıyor gibi, silikti. Küçük Ayasofya'dan Etyemez'e kadar bütün mahalleleri yangınlar silip süpürmüş, yanmayan ahşap ev yığınlarını da uzun savaş yılları, onarımsızlıktan kağşatıp çökertmişti. Büyük camilerin kubbeleriyle minareleri bile sanki artık kagir katılıklarını taşımıyor, pamuk balyası yığınları gibi insana yumuşaklık duygusu veriyorlardı.
"Abi," diyor sürücü, "Ayasofya'yı yeniden kilise yapacaklarmış, biliyor musun? Avrupa Birliği'ne girelim diye yapmadığımız şey kalmadı. Adamlar 'camilerinizi kiliseye çevirirseniz sizi alacağız' deseler, bizimkiler onu da yapar valla! Hâlbuki dedem anlatırdı, işgalde bile sokmamışız biz bunları Ayasofya'ya. Dört kişi dinamit lokumlarıyla nöbet tutmuş, girerseniz uçururuz diye. Bir o günlere bak, bir bu günlere bak abi; nereden nereye."
İstanbul uyandı. Gözlerini ovuşturdu. Sultanahmet ile Ayasofya karşılıklı kahve içiyor, kokusu tâ Üsküdar’a ulaştı.
Sayfa 105
‘’ Kasım Gülek'i kabul ederek onun gösteriş merakından faydalanıp aldatan şimdiki Papa'nın nasıl domuzuna bir Katolik olduğu, İstanbul'u ziyareti sırasında, Ayasofya'yı gezerken Türk kanunlarını hiçe sayıp bir oldu bittiye getirerek, Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in gözleri önünde oracıkta diz çöküp ibadet etmesiyle ortaya çıkmıştı. Şimdi aynı Papa, yeryüzünde iş kalmamış gibi İsa'nın 12 Havarisinden Paulus'un doğduğu şehri, yani Türk Tarsus'u kutsal Hristiyan şehri yapmak istiyor ve Kasım Gülek de buna alet oluyor.’’
Reklam
Biz bu topraklarda ezan seslerinden idrak ve duygu toplamış, aşk ve irade ateşi almış Fatih'in çocuklarını arıyoruz. O Fatihler ki Bizans halkını büyüleyen imanıyla Galya topraklarında hazırlanan Haçlı ordularını yerlerinde durdurur. Çöle inen nur ile doldurduğu Ayasofya'nın kubbesi altında Harem-i Şerif'in hizmetkarı olmak ihtirasıyla yanar,dünya saltanatını bırakıp gariplerin dergahına sığınır, Allah kitabı huzurunda el bağlayıp sabahlar, insan kiniyle değil, Allah aşkıyla gaza yapmaktan usanmazlar...
Sayfa 20 - DergahKitabı okudu
Şehzade Osman 26 Şubat 1618 günü Şimşirlik'ten çıkarıldı.Divan-ı Hümayun'da bulunan devlet erkânı ile avludaki askere,yeni padişahın cülusu olacağı bildirildi.Davetliler âdet üzere sabah namazını Ayasofya'da kıldıktan sonra saraya gittiler.
Sayfa 19 - TimaşKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.