Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kralı gibiyim yağmurlu bir ülkenin, Zengin, ama güçsüz, genç, yine de çok geçkin, İğrenmiş yerlere eğilen lalalardan, Ne köpekleri var gözünde ne bir hay v an. Ne av eğlendirir onu ne şahin artık, Ne balkonu altında ölen kalabalık. Gözde soytarının gülünç baladı bile Amansız hastanın içini açmaz öyle; Çiçekle süslü yatağı sanki mezarı, Ve her prensi hoş bilen odalıkları Bulamazlar ne giysinler de açık saçık Gülümseyebilsin bu genç iskelet azeık. Ona altın çıkarmaya çalışan bilgin Bağrında yerini bulamadı derdinin, Ve deneyip Roma tarzı kan banyosunu, Ki güçlüler kocayınca anımsar bunu, Kan yerine yeşil Lete suyu dolaşan Canlı cenazeyi ısıtamadı bir an.
Belki de Sevgiliye hiç Ulaşmayacak bir Mektup ;(!)
UNUTMADIM Çenendeki çocukluktan kalma haylaz bıçak kesiğini, yokuş aşağı giderken uçabildiğini sanıp ellerini gökyüzüne açtığın bir bisiklet kazasından geriye kalan dizlerindeki yaralan, annenden hiç kopamamışsın gibi göbek deliğinde öylece bekleyen o kapkara beni unutmadım. Alnındaki çizgileri elinle yoklamanı, aynada kendini dalgın dalgın
Reklam
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Şanssız, aşksız ve şarkısız türküsüz devrim olmaz zaten
…bu güzel genç insanlar ölüm saatinin yaklaştığı bu saatte aşk şiirleri okumaya başlamışlardı. Hangi mısraları? Şunları: İkimiz de gençken Hatırlıyor musunuz olup bitenleri Yüreğimizde zarafet ve aşktan başka bir tutkunun olmadığı O tatlı günleri İkimizin yaşının toplamı Bulmazken kırkı O küçük ve mütevazi evimizde Kışın yaşardık
Sayfa 439 - II.CiltKitabı okudu
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Kullarıma söyle ki en güzel olan kelimeyi söylesinler! Çün­kü şeytan, aralarını gıcıklar; çünkü şeytan, insana açık bir düşman bulunuyor.
Sayfa 286Kitabı okudu
Reklam
Doğru Dikkat
Doğru Dikkat (samyak smriti) Buda’nın öğretisinin yü­ reğidir. Geleneksel olarak, Doğru Dikkat sekiz doğru uygulama yolunun yedincisidir, fakat büyük önemini vurgulamak için burada üçüncü sıraya konmuştur. Doğ­ ru Dikkat olduğu zaman Dört Yüce Gerçek ile Sekiz Katlı Yolun öteki yedi unsuru da bulunur. Dikkatli ol­ duğumuz zaman düşünmemiz Doğru
İkimiz de gençken Hatırlıyor musunuz olup bitenleri Yüreğimizde zarafet ve aşktan başka bir tutkunun olmadığı O tatlı günleri İkimizin yaşının toplamı Bulmazken kırkı O küçük ve mütevazı evimizde
Sayfa 440 - 2. ciltKitabı okudu
Doğada tam olarak dürüstlük ve hilekarlıktan bahsedemeyeceğimizi söylemekte aceleci davranıyoruz ama hilekarlık olsa bile orkidelerin böcekleri nasıl kandırdığını görmek ilginçtir. Bu bitkiler, tüm canlılar arasında taklit konusunda en yetenekli olanlardandır. Genellikle, benzetme konusundan bahsederken bukalemunlar ya da sopa böcekleri gibi
Sayfa 102 - Yeni İnsan Yayınevi - Çeviren: Almıla ÇiftçiKitabı okudu
Yağmurlu bir ülkenin kralı gibiyim Zengin, ama güçsüz, genç, oysa çok ihtiyar, Hor görür lalalarının dalkavuk selamlarını, Usandırır onu köpekler gibi öteki hayvanları. Ne av eğlendirir onu ne doğan artık, Ne de balkonu önünde ölen kalabalık. Gülünç baladı bile gözde soytarının İçini açmaz bu amansız hastanın Çiçekle süslü yatağı bir mezara dönüşür, Ve her prensi güzel gören odalıklar Bulamaz giyecek açık saçık kıyafet Ki tebessüm etsin bir an bu genç iskelet. Ona altın yapan âlimin gücü yetmedi Sökmeye bağrından çürümüş elementi, Ve Romalılardan gelen kan banyoları, Ki güçlüler yaşlanınca anımsar bunları Damarlarında Lethe'nin yeşil suyu dolaşan Bu sersemlemiş cesedi ısıtmayı bilemedi
Sayfa 117 - Baskı: Şubat 2023 - Doğu Batı Yayınları
Reklam
Üremek için böceklerin dişisi gibi davranan bitkiler - Ophrys Apifera
Bu bitkinin çiçekleri, sosyal olmayan belli bir himenoptera (yaban arısı ve arılara benzeyen ancak koloni halinde yaşamayan bir tür) dişisinin şeklini mükemmel taklit edebilir. Ve hepsi bu da değil: Dişi böceğin şeklinin yanında dokularının kıvamını, yüzeyini (vücudundaki ince tüyler de dahil) ve elbette, çiftleşmeye hazır olan dişiler tarafından üretilen feromonlarla aynı feromonları salgılayarak kokusunu da taklit ediyor. Böylece bitki üçlü bir taklit sahneliyor, dişi bedeninin şeklini ve renklerini (görmeyi aldatarak), tüylü yüzeyini (dokunmayı aldatarak) ve özel kokusunu koku almayı aldatarak) kopyalıyor. Benzerlik öyle mükemmel ki, erkek böcekler baştan çıkarılmaya karşı koyamıyor. Büyülenmiş erkekler bu baştan çıkarıcı çiçeklere daima aldanıyor; benzerlik öyle gerçekçi ki, böceğin çiçekle birleşmesiyle dahi sonuçlanıyor. Aldatmaca gerçek olanı geride bırakmaya yetecek kadar gerçekçi, öyle ki orkideler çiçekteyken bu himenopteralar kendi dişileri ortamdayken bile çiçeklerle birleşmeyi seçiyorlar! Bu durumda erkek böcek kendi türünün dişisi olması için her şeye sahip olanla çiftleşmeye başladığında, kafasını polen paketleriyle, zamparanın kendi başına kurtulmasının belli bir süre için imkanı olmayan polenle dolu küçük kutucuklarla, yıkayan bir mekanizma açılıyor ve bir sonraki çiçeği ziyaret edene (ve tozlaştırana) kadar bunları yanında taşımaya zorlanıyor. Bu gösteriyi kimin yönettiği, bitkinin mi yoksa böceğin mi, kesinlikle açık görünüyor.
Sayfa 102Kitabı okudu
" kırk yıldan uzun süredir bu topraklarla ilgileniyorum, " dedi. " burada böğürtlen çıktığını hiç görmedim. en azından benim dönemimde. toprak o kadar sert. ama bakın. " mezar taşının arkasından filizlenmiş açık yeşil dalı gösterdi. büzüşük yaprakları, dikenli sarmaşığı tek beyaz bir çiçekle örtmüştü. çiçeğin yaprakları o kadar kırılgandı ki dantel gibiydi. dokunmak için elimi uzattım ama keskin bir acı hissederek hemen elimi geri çektim. parmağımdan kan damlıyordu. " ah! " dedim. " dikkatli olun, " dedi. " dikenleri keskindir. " kanamayı durdurmak için parmağımı ağzıma soktum. " bizler, mezarlık görevlileri, çok uzun zamandır böğürtlen efsanesine inanırız, " dedi. " biliyor musunuz? " kafamı salladım. " böğürtlenler, koruyacakları bir ruh seçerler. özel ruhları. "
Sayfa 270Kitabı okudu
Sordum sarı çiçeğe, annen baban var mıdır? Çiçek eydür derviş baba, annem babam topraktır. Sordum sarı çiçeğe, sen beni bilir misin? Çiçek eydür derviş baba, sen Yunus değil misin? [...] Yunus konuşur çiçekle. Çiçek konuşur mu? Yunus'a konuşur. Kulağı duymayanın çiçeklere konuşmuyor diye bühtan etmesi ayıptır. Çiçekler konuşmuyorsa perdeler kulağımızdan kalkmadığı içindir. Duyduk zannediyoruz, kulak duymaya perdedir. Göz görmeye perde.
Ahh Gençlik Anıları.!
İkimiz de gençken Hatırlıyor musunuz olup bitenleri Yüreğimizde zarafet ve aşktan başka bir tutkunun olmadığı O tatlı günleri ikimizin yaşının toplamı Bulrnazken kırkı O küçük ve mütevazı evimizde Kışın yaşardık ilkbaharı. Güzel günler! Manuel gururlu ve vakurdu Paris ilahi şölenlerde ağırlanırdı Foy kılıcıyla yıldırımlar
Sayfa 446 - Hasan Ali Yücel klasikleri
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.