Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Selefiniz Leopold Leopoldoviç hakkında bir şeyler dinlemek ister misiniz?” diye sordu sağlık memuru ve Anna Nikolayevna’ya kibarca bir sigara uzattı, sonra kendisi de bir tane yaktı. “Harikulade bir doktordu!” dedi Pelageya İvanovna heyecanla parlayan gözleriyle tatlı tatlı yanan ateşe bakarken. Sahte taşlarla süslü bayramlık tarağı siyah
Batı parantezinde bir pozisyon almak..
Müslümanlar kendi kimlik, tarih, gelenek ve hafızalarından önce Batı'nın onlar hakkında ne düşündüğüne ne zaman yaptığına vs. bakarak bir durum muhasebesi yapıyor. Biz kendi merkezimizi kendimiz belirleyip dünyaya o zaviyeden bakalım. Pergelin ucunu kendi irfanımıza, ahlakımıza,inancımıza sabitleyip bütün dünyayı ondan sonra seyr ü temaşa edelim. Müslüman âlimler ve düşünürler kadim Yunan, Hint yahut Çin kültürüyle temasa geçerken kendilerini onların parantezine almadılar. Tersine, onların birikimlerine, hakikat iddialarına, kültürel üretimlerine kendi sabiteleri açısından baktılar.
Reklam
“Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!” “Peki,sen ne görüyorsun bakalım?” “İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.”
Sayfa 153Kitabı okudu
"Acayip! Kızlar, Felatun Bey'in gelmesinden hoşlanmıyorlarmış da benim gelmemden hoşlanıyorlarmış. Sebebi?.. Ben onlara kendimi sevdirecek hiçbir muamelede bulunmadım. Vazifemi yapmaktan başka da hiçbir şey düşünmedim. Acaba Felatun Bey kendisinden nefret ettirecek ne muamelede bulunmuş olmalı? Sakın mayonez hikayesinden bir şüpheye düşmüş olmasınlar? Peh! O hem daha yeni hem de kimsenin anlayamamış olması gereken bir vaka. Sevdiğimiz iki öğrencimizi iç sıkıntısından kurtaracağımızı ümit ediyorlarmış!Benim onları sevdiğimi ne anlamışlar? İşin içinde bazı gariplikler var ama bakalım sonra anlarız" diye birçok düşünceye de varmıştı.
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okuyor
Ben çünkü oldum olası inatlaşıyordum hayatla. Ey hayat! Sen mi çökerteceksin beni, ben mi? Bakalım hangimiz daha başarılı olacağız?
Düşün bakalım, ruhum gerçekten seninkinin ikizi mi?
Sayfa 69 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları II.baskıKitabı okuyor
Reklam
İnsana yeni bir hayat anlamı getirme ödevi ile karşı karşıya kalmıştır Batı. Yani, hal diliyle insanlık Batıya bunu söylemektedir ve: “Dünyaya hâkim olmak istedin. Pekâlâ, işte oldun. O halde, kader senden, hepimizin asgari mutluluğu veya hiç olmazsa hayatın yaşanmaya değer olduğunu kabul edebilmemiz için yeni bir inanç, varoluş, yorum ve anlamı istemektedir. Bu sorumluluğa hevesli olan sendin. Bunu sen kendin yüklendin. Şimdi cevap ver bakalım” demektedir.
Bu hökümetin kanununa sor bakalım: Bizim için de bir maddesi yok mu? Bizim için de bir cevap vermiyor mu?
Sabaha Kadar
Şu şairler sevgililerden beter; Nedir bu adamlardan çektiğim? Olur mu böyle, bütün bir geceyi Bir mısraın mahremiyetinde geçirmek? Dinle bakalım, işitebilir misin Türküsünü damların, bacaların Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını Yuvalarına? Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını Kullanılmış kafiyeleri yollamak için, Kapıma gelecek çöpçülerle, Deniz kenarına? Şeytan diyor ki: "Aç pencereyi; Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar."
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bu dünya iki kapılı bir evdir, bir kapıdan ”gel!” Diğerinden “git!” Derler. Bir kapıdan giren kişi sonunda diğer kapıdan çıkar gider. Bu dünya kalınacak bir ev olsaydı Hz. Peygamber burayı bırakıp gitmezdi. O bile kalıcı olmadığına göre sana bana kalır mı düşün bakalım!
"Haklı olmak gerçekte asla geçerli bir konu değil." "Canım Mina, biliyorsun amaç, olan olduğunda senin kim olmayı seçtiğindir. Haklı olmak da ne? Bir bakalım ne demek? Öfke demek, tepki vermek demek. 'Bu böyle olmamalı,' demek. Yani bir şeyler oluyor, sen kim isen, yani kâinatın üzerinde nasıl bir bilir kişi isen, diyorsun ki "Bu böyle olmamalı,' ve üstelik bu yargında haklı olduğuna da karar veriyorsun."
şu bizim Akşehirli tonton Nasreddin Hoca'yı j yalnızca bilgili, hazırcevap sanma. Hoca hem cömert hem de yardımsever bilinirmiş yaşadığı çağda. Bu yüzden ona bol bol misafir gelirmiş. Bu güzel ev sahibine gelenler yer içer, yatar kalkar, bir türlü gitmek istemezmiş. İsanoğlu gariptir. Kimi iyiliğe iyilikle karşılık verir, kimisi de iyilik
Ne yapayım ben bu rezillikleri! Hele bir sayfa daha çevirelim bakalım, belki daha iyi bir şeylere rastlarız!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.