Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
LÂ: olumsuzluk eki. Başkaldırı serbestîsi. Ama değil mi ki tevhid kelimesi de LÂ ile başlar: LÂ ilahe. Bilinçli kabul kelimesi onun ardından gelir: illallah.
Başkaldırı kimi zaman az iş değildir...
Sayfa 525
Reklam
Sonunda
Sıra dışılık, sıradanlığa kurban edilmiştir, yaratıcı özgürlük, itirazsız köleliğe... Ve sonunda bir gün bu şehirde bir sanatçı doğduğunda, bütün hayatı bu kişilik gaspına karşı bir başkaldırı olacaktır.
''Başkaldırı için nedenler bulmak peşinde değil­dik, ama bu nedenler gittiğimiz bütün yollarda karşımıza çı­kıyordu.''
"İdeolojik düşüncelerin -üçüncü dünyada hala hüküm süren, komünizm,Marksizm ve totalitarizmin, bu yakınlarda da İslami köktenciliğin- yaklaşık yüzyıldır yaygınlaşmış olması ve yaygınlaşmaya devam etmesi, geçmişin yaşam koşullarından sert bir kopuş içinde olan yaşam koşulları karşısında bir başkaldırı teşkil etmiyor mu?"
Koza'nın güncesinden... 15.09.2008 İnsan içinde iki kişiyi taşır, derdi beni büyüten kişi. Hangi tarafı seçeceğine ise sen karar verirsin. Tanrı, bu iki kişiyi benim içime hapsettiğinde renklerini de verdi: kahverengi ve mavi. Bir tarafta toprak var; mezarlıklar ile ölümler, solmuş çiçekler, ağlayan yüzler ve duygular. Korkular var, korkular. Endişeler, öfkeler ve bir o kadar nefretler. Kahverengimde acılar var. Bir tarafımda gökyüzü var; denizler ile okyanuslar, şimşekler, yağmurlar ve karlar. Korkusuzluk var, korkusuzluk. Başkaldırı, güç ve bir o kadar inanç. Mavimde acımasızlık var. İnsan içinde iki kişiyi taşır, derdi beni büyüten kişi ama sonra başka bir cümle daha söyledi: "Artık tarafını seçme vakti." Buradayım, tarafımı seçiyorum ve düşmanımın gözlerinin içine acılarımla değil, acımasızlığımla bakıyorum. Buradayım, duruyorum ve sadece gülümsüyorum. Buradayım ve kahverengiyi görmezlikten geliyorum, ben sadece canım yanmasın istiyorum. Buradayım ve başlıyorum; sokaklarımı yok eden herkesin sokaklarını talan etmeye geliyorum. "Sadece Koza"
Reklam
Hayatı nezaketen kabul ederim: Sürekli başkaldırı tıpkı intiharın yüceliği gibi zevksizdir. Yirmi yaşındayken semaya ve onun örttüğü pisliğe karşı verip veriştirilir, sonra bundan bezilir. Trajik poz ancak uzamış ve gülünç bir ergenliğe yakışır; ama kayıtsızlık şarlatanlığına ulaşmak için bin bir tane badire gerekir.
En sevdiğim renk beyaz artık, bunu söylüyorum Kıskançlığı bırak, henüz yaşıyorum Çocuk değilim artık, haksızlığa uğruyorum Çocuk değilim ki artık, neden savunmuyorum Herkesin bir hayali olurmuş ya hani Bazılarının evliliktir: beyaz ve zarif Benim beyazım bu değil, bir başkaldırı Benim beyazım senin adına bir saldırı Haklarımı savunacak birisine ihtiyaç mı duyacağım bir de ? Hadi ordan, güneş henüz o kadar karanlık değil! Kendi kendime yeteceğim ve de başkalarına Hayat sadece bir erkek değil!
Yaptıklarımdan pişman değilim aklım hâlâ yapamadıklarımda
Bazıları için Göring, Müttefik Kuvvetlerine karşı mutlak bir başkaldırı ilan etmiş, Almanya’nın iç işlerine karar verme konusunda ahlaki hakları olmadığını söylemişti. Hücre­sinde geçirdiği duruşma aralarında, Kelley’ye Nazi Almanyası’nın 1930’lardaki savaş hazırlıklarına dair aynı argümanları anlattı. Birinci Dünya Savaşını bitiren Versay Antlaşmasını ihlal ediyordu bunlar: “Elbette yeniden silahlandık,” dedi Göring yatağında, psikiyatristin yanında otururken. “Sırtımız dikleşene kadar Almanya’yı yeniden silahlandırmaya devam ettik. Sadece daha fazla silahlandırmadı­ğımız için üzgünüm. Elbette ki antlaşmaları anca tuvalet kâğıdı kadar önemsiyordum. Elbette ki Almanya’yı yüceltmek istiyordum. Huzurlu ve iyi bir şekilde yapılabiliyorsa ne âlâ. Öyle yapılamıyorsa da pekâlâ. Britanya için planlarım, bana şimdi anlattıklarından çok daha büyüktü. Hava Kuvvetlerini oluştururken savaşla oyna­dığımı bana söylediklerinde, kızlar için görgü okulu işletmediğimi söyledim onlara.”
Sayfa 163 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Artık, çöküşle ilgili kehanette bulunmak veya sevindirici ih­timalleri tasvir etmek meselesi değil bu. Amaç er ya da geç çöküş gerçekleştiğinde buna hazır olmaktır. Nasıl bir isyan ol­ması gerektiğinin şeması çıkarmak da değil mesele. Mesele bu başkaldırı halinin kesintiye uğramaması, yaygın bir kanı olduğu kadar gençliğin içinde uyanan ani bir dürtü olmayı sürdürme­sidir. Nasıl hareket etmesi gerektiğinin bilincinde olan biri için, bir şemanın yokluğu engel değil fırsattır. Direnişçiler için işin özü şudur: İnisiyatifi elde tutmak. Bu noktada yaratılması gereken, ateşi canlı tutar gibi canlı tutulması gereken belli bir bakış açısı, belli bir taktik heyecan kalıyor geriye; bir kez doğ­duktan sonra (şimdi bile) tayin ediciliğini -daimi bir belirlenim kaynağı olduğunu- gösteren bir bakış açısı bu. Daha dün de­mode ve grotesk görünen belli başlı sorular zaten tekrar gün­deme geliyor; bu sorular değerlendirilmeli ama yapılması gereken bu sorulara kesin yanıtlarını bulmak değil sorulmaya devam etmelerini sağlamaktır. Bu soruların tekrar tekrar sorul­masını sağlamak Yunan başkaldırısının en büyük erdemlerinden biridir: Genel bir ayaklanma durumu nasıl isyana dönüştürülür? Bir kere sokaklar ele geçirilip polisler kesin bir yenilgiye uğratıl­dıktan sonra ne yapılmalı? Parlamentolar hâlâ saldırılmaya değer yerler midir? Yerel ölçekte iktidarı devir menin pratik anlamı nedir? Nasıl karar vereceğiz? Nasıl geçineceğiz? Birbirimizi nasıl bulacağız?
Sayfa 120Kitabı okudu
Ölümlü bir şairim alnımda ormanlar yanar Ki tutunacak bir tek dal arar dururum Duramam, bu dünyada kurtarılacak birkaç insan var Ben tam başkaldırı mevsiminde kururum
Kafasında hazır kavramlara karşı böylesine bir başkaldırı onu beyninden vurmuştu.
Sayfa 155
Başkaldırı onların yaşam biçimi çünkü, ayakta kalmayı ancak bu şekilde başarıyorlar.
… Bey için kitap okumak baş kaldırıya, başkaldırı ise düzensizliğe sebep olurdu.
Sayfa 180 - Destek Yayınları 281. BaskıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.