…
Anlayabilmek kendini ve ötekini/ötekileri , alışılmış, bilindik kavramlardan uzak tanımaya çalışmak, güçlü bir ruhun ifadesi bence. Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren, bize temel bakım veren insanlarla, sağlıklı veya sağlıksız farketmeksizin güçlü olma mecburiyetinde olan kurduğumuz o bağın dışında ilk hangi nesneyle, kimle kurduk o bağı? Bunun merakı içindeyim bi kaç gündür. İlk deneyimim, ilk kırılganlığım ya da başarım. Bir bağlanışı zafer ya da yenilgi olarak ne zaman nitelendirdim onu da bilmiyorum. Duygularımızın bedenimiz üzerindeki tesiri… Öfkelendiğimde ellerimi ceplerimde saklayıp yumruk yapmayı kimden öğrendim, hüzünlendiğimde yemek yememeyi? Kim/ Ne bu bedenimiz üzerindeki süreduran kaosun sahibi? Ben saf ben miyim yoksa kaosu başlatanların bir parçası mıyım? ….
Anlayabilmenin, tanımlayabilmenin tarafını tutuyorum ben. Empatinin gücüne. Kendi kaosumuzun yanında , bir başka beden üzerindeki kaosu, içinde bulunduğu karmaşayı anlayabilmeye….
Kök salacağım.
Füruğ’ un ‘ ben ağaçların soyundanım.’ cümlesini çok sevdim bu aralar. Güçlü bir ruha sahip olmak istiyorum çünkü. Çünkü mesele onca fırtınaya, rüzgara, olumsuzluğa rağmen baharla buluşacağına inandığın toprağa kök salmaktır benim için.