Victor Hugo yazıldığı dönemde bu kitabın ne kadar tepki çektiğini göstermek için, ilk basımlarından sonra yazılan bir oyunu koymuş önsöze. İsimsiz yayınlamış kitabını ilk zamanlar. Aslında şimdiye göre çok normal bir şeyi savunurken o dönemde kabul edilemez,uç örnek sayılmış. İdam gibi bir yöntemle nasıl adalet sağlanırmış diye düşünürken, şimdi bu kitabı okuyunca insanın aklı almıyor giyotin isimli vahşetle insanlar yaşamış, gayet normal hayatlarında bulunmuş. Bunun kaldırılması gerektiğini ifade edenler de yasaklanmış, toplumdan dışlanmış. Oysa kitapta o kadar basitçe ölüme bilerek zaman hesaplamanın nasıl zor olduğunu anlatıyor. Hissettiriyor bunu size. Suçu ne olursa olsun önce idama mahkum edilip de son kahvaltısına ziyafet koymak kadar samimiyetsiz bir şey olamaz dedirtiyor.
Hiçbir insanın ne darağacı halatını boynuna geçirilmeyi ne de giyotinin keskin bıçağını ensesine indirilmesini asla hak edebileceğine inanmayanlardan biri olarak şükrediyorum en azından bugünkü yasalarımıza. Günümüzde hatta ara ara gündeme düşen idam geri gelsin felan filan gibi konuşanlar keşke bu kitabı bir kere okuyabilseler sadece ne demek istediğine odaklansalar. Ya da neyse belki de ben bile bunu şuan böyle bi çevrede yaşadığım için edinmişimdir. Başka şartlarda böyle düşünür müydüm bilemiyorum. O yüzden hele diğer insanlardan çok fazla şey beklemiş olmak da istemiyorum. ^^